76 entry daha
  • iletinin hülasası : almanya’daki gurbetçilerin ezici çoğunluğu orada yeşillere, sol partilere oy verirken, türkiye’deki tercihleri akp ve mhp. sol, bu çelişkinin dışında bir şey midir?

    devam edelim : özelinde almanya’daki türk gurbetçiler, daha geniş kapsamlı ele alırsak avrupa’da yerleşik müslüman göçmenleri düşünelim. bildiğiniz gibi kökleri sol/marksist/neoliberal düşüncede olan diversity nanesi tutmadı. aksine yereli, wasp’ı ve sair kesimi daha da tetikledi, kutuplaştırdı. batılı ülkelerde aşırı sağ yükselişte son yıllarda. savlar benzer: kültür kodlarının farklılığı, birarada yaşamın zorluğu, suç oranları vs. ancak avrupa’da da aşırı sağdan aşırı sola, liberale, yerel bölgelere, orta yolcuya hitap eden bir çok oluşum var.

    şimdi soru şu : almanya’daki oy kullanma hakkına sahip türkler (bunu hollanda’daki faslılar olarak da değiştirebilirsin veya bilmemnerdeki bilmemneler) almanya seçimlerinde hangi partiye oy atıyorlar? elbette ezici çoğunluğu yeşillere, sol partilere. bu partilerin birçoğu sistem karşıtı, hakim unsurun yaşam alanını daraltan söylemlere sahip. misal isveç’te devlet lojmanlarından isveçli bir aileyi çıkartarak ıraklı 15 çocuklu 3 karılı bir adamı yerleştiren yerel meclisi kutsadı bunlar, herhalde ıraklı adam hayli memnun olmuştur. bu işin olurunu sağlayan veya yakın duran siyasi cenaha (elbette neoliberal sol) mürit olmuş, hak verilmişse seçmeni bile olmuştur/olacaktır.

    seçmeni oldukları bu partilerin ilkelerini benimseyip, değerlerini savunuyorlar mı bu insanlar? gerçekten yeşil mi bunlar sizce?
    yoksa sol onlara alan açtığı için dünya görüşleriyle zıt bir hareketin içinde mi konumlanıyorlar? mesela gurbetçilerimizin türkiye seçimlerindeki tercihleri ne? bildiniz akp ve mhp. milliyetçi muhafazakar bir ezici çoğunluk, hatta neredeyse tamamı. aslında daha fazla yorum yapmaya gerek yok. azıcık nöron sahibi biri solculuğun ne menem bir şey olduğunu anlar. sol, azınlıktan, göçmenden, ötekiden beslenir. ona vaatler sunar, bu riyakar ilişkinin farkındadır ama kaynaklarını oradan aldığı için aes çıkarmaz, bu win/win böyle devam eder. ancak burada apaçık bir çelişki, mantık hatası, saçmalık, ikiyüzlülük vardır, sakallının emek sermaye çelişkisinin de üzerindedir bu çelişki.

    türkiye’ye gelelim : en hafif, en zararsız haliyle tanımlarsak solu, “ötekiye alan açan” diyebiliriz. “öteki” de bu pası değerlendirip kurumsal yapıya gol atıyor işte. fakat oyuncusu olduğu takımın taraftarı mı bu öteki? yoksa içinde gizli mikro ırkçı, zenofob, ilkel kültürel kodlar yatan, eline kudret geçtiğinde ve muktedir olduğunda ülkenin anaakım kurumsal yapısını ve onun aktörlerini mumla aratacak bir takiyeci mi?

    cevap zor değil. soldan uzak durun. solla mücadele edin. bir yalanı yaşıyorlar, yalan hayatlar yaşıyorlar.
44 entry daha
hesabın var mı? giriş yap