9 entry daha
  • mağazaları stratejik olarak değerlendiremeyen ya da uzuuun alışverişten keyif almayan insandır.

    pazarlık teorisi 101'de esnaf üçe ayrılır:
    1 - vergisiz satan sokak satıcıları ya da pazarcılar: bunların sürümü yüksektir, zaten sattıkları mal da genelde yüksek fiyatlı olmadığı için pazarlık bir iki ytl üzerinden işler. genelde de başarılı olur. iki taraf da çok umursamaz. sabahın erken saatleri ve tezgahın toplanma anı bonus indirim getirir. siftah kelimesi kilittir. uzatırtsanız dayak yersiniz.
    2 - müşterinin dibine düşen satış kotasıyla çalışan tezgahtarların olduğu dükkanlar: zincir şirketi olmayan gözlükçü ve saatçiler, türlü tuhafiye, melbusat ve farklı markaları satan beyaz eşya ve ev dekorasyon ürünleri (halı, koltuk, kanepe vs.) mağazaları, araba galerileri, bilgisayarcılar vb. bu gibi mağazalarda çalışan satıcılar, ne kadar çok satarsa o kadar çok prim alacaklarından müşteriyi kazıklamaya niyetlidir. fakat fiyatların yüksek olduğu sezon başı ve kotasının derdine düştüğü ay sonları gibi kritik dönemlerde müşteri onun için adeta tanrıdır. priminin derdine %50-%60 a varan indirimler yapabilir. yeterki onun dilinden konuşmayı bilin. ben de satışçıyım diye lafa girip alınacak ürünün asıl değerinin satış fiyatının %10 u civarında olduğunu bildiğinizi kibar bir şekilde dile getirin. yalnız burada çok önemli bir nokta tezgahın üstüne nakit para koymak gerekliliğidir. taksitli alışverişin pazarlığı olmaz. (arabayı cash alabiliyorsanız tebrik ederim)
    3 - kendi indirim dönemleri olan barkod sistemiyle çalışan zincir mağazalar ve küçük esnaf: hazır giyim sektörü, marketler, kalifiye markalar, köşedeki bakkal vb. bu tür yerlerde pazarlık olmaz. vakkoya gidip satışçıya "hadi hadi ben senin ciğerini bilirim" derseniz, kapı dışarı koyarlar rezil olursunuz; kaldı ki o kadar paranız varsa zaten pazarlık yapmayın. köşedeki bakkal amca gibi küçük esnaf tipini ise, zaten kırk yılda bir ucuzcu bir süpermarkete gidip alışveriş yapmaya üşendiğiniz zamanlarda kullandığınızdan (ideal dünyada) ıvır zıvır için yüz göz olmamak adına pazarlığa zorlamayınız. mahallede adınız çıkabilir. bakkalar çok tehlikeli insanlar.

    bütün bu noktaları göz önüne almanıza rağmen halen pazarlık yapmayı beceremiyorsanız ya pazarlık etiğinden bihabersinizdir (satıcıyı sinir edip işi inada bindirtiyorsunuzdur) ya da karakteriniz pazarlık yapmaya müsait değildir. çünkü bazı insanlar karşılarındaki insanı ve kendilerini zorlamaktan hiç haz almazlar. doğaldır. pazarlık yapmayı seven biri için alışveriş bir eğlence, bir macera, adeta bir quest iken bundan sıkılan bir insan için ise "bitse de gitsek" durumudur.
235 entry daha
hesabın var mı? giriş yap