31645 entry daha
  • 13

    gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeler arasına katılması isteniyorsa bu işin gerçekleştirmenin en garanti yolunun devlette üst düzey yöneticilerin migren hastası kişiler arasından seçilmesi olduğu gerçeği

    çayınızı kahvenizi alın gelin

    ımf ye göre dünyada 35 tane gelişmiş ülke var
    avustralya
    avusturya
    belçika
    kanada
    kıbrıs cumhuriyeti
    çekya
    danimarka
    estonya
    finlandiya
    fransa
    almanya
    yunanistan
    hong kong
    izlanda
    irlanda
    israil
    italya
    japonya
    lüksemburg
    malta
    hollanda
    yeni zelanda
    norveç
    portekiz
    san marino[7]
    singapur
    slovakya
    slovenya
    güney kore
    ispanya
    isveç
    isviçre
    tayvan
    birleşik krallık
    abd

    bu ülkelerin en önemli özelliği ne?
    jeopolitik konumları? (türkiye, cebelitarık nerede?)
    yer altı zenginlikleri? (arap ülkeleri nerede?)
    silahlı kuvvetlerinin güçlü olması(rusya?)
    büyük nüfus (hindistan, pakistan)

    bu ülkelerin en önemli özellikleri insan kaynağındaki kalite

    ülkeleri milletler, milletleri bireyler meydana getirir. birey kalitesi yükseldikçe ülke gelişir.

    şimdi ana konumuz olan migrene dönelim.

    migren denildiği zaman, çoğumuzun aklına ilk olarak baş ağrısı gelse de migren hastaları ataklar sırasında baş ağrısının dışında birçok belirtiden şikayetçidir.

    baş ağrısına eşlik eden sorunlar arasında bulantı, kusma, ışığa, sese ve kokulara aşırı hassasiyet başta gelir. atağın kendisi ortaya çıkmadan günler önce uyku sorunları, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon güçlüğü, huy değişiklikleri kendini gösterebilir. atak bittikten sonra birkaç gün daha bu tür belirtiler devam edebilir. bunların da ötesinde, migrenlilerin yaklaşık üçte birinde, atak başlamadan kısa bir süre önce aura adı verilen geçici nörolojik bozukluklar görülür. aura sırasında 5 dakikadan 1 saate kadar uzayan süreler boyunca hastalar parıltılı, ışıklı tuhaf geometrik şekiller görür ve bu sırada görmeleri bulanıklaşır, hatta bazen tam görme kaybı derecesine bile yaklaşabilir.

    6000 yıl önceden kalan kaynaklarda bile var olduğu bilinen, sadece insanlarda değil fareler gibi bir çok memeli türünde de var olduğunu bildiğimiz bu hastalık niye var?
    hemde şiddeti farklı olmak üzere neredeyse her 5 kişiden birinde olacak kadar sık?

    evrim böyle birşeyi neden korumuş?

    bu sorunun yanıtını bulmak için migrenin ne olduğuna daha yakından bakmamız lazım.

    beynimizdeki ağrıyı algılayan sinirlerin başında trigeminal sinir gelir. beyin zarının duvarıundaki damarların etrafına sarılı olarak bulunur. damar yatağı ile birlikte bu sistemin tamamına trigeminıvasküler sistem adını veririz.
    migren hastalarında sorun (daha doğru ifade ile farklılık) bu sistemdedir.

    migreni olanlar bilir. ataklar sırasında nabzın atışını kafalarında hissederler. çünkü ağrıyı taşıyan sinir damarın etrafında.

    trigeminal sinir aynı zamanda baş ve boyun bölgesinin dokuma duyusunu da taşır. normalde ağrıyı hissettirmemesi gereken baş ve boyuna temas migren atağı sırasında aşırı hassaslaşmış trigeminal sistem tarafından ağrı olarak hissedilir. migren sırasında boğazlı kazaklar boğuyor etkisi yapar. boyundaki basit bir kolye bile aşırı rahatsızlık vericidir.

    trigeminovasküler sistem aynı zamanda otonom fonksiyonlardan ve duygusal yanıtlardan sorumlu beyin sapı, hipotalamus ve amigdala gibi beyin bölgeleriyle yakın ilişkili olduğu için sorun sadece ağrı hissetmenin ötesinde duygusal değişkenlikler, iç organları özellikle kalp ve sindirim sistemine ait sorunlar da yaşarlar.çarpıntı hissi, bulantı vs.

    migren farklılığına sahip memelilerde gözlenen bir diğer ilginç bulgu ise atak sırasında tekrarlayan duyusal uyarılara alışma zorluğu, tekrarlayan sesin rahatsız ediciliğinin sürekli devam etmesidir.
    örneğin günlük hayatta saat tıkırtısı gibi tekrarlayan bir sesin rahatsız ediciliği sürekli devam etmez. beklenen, kişinin etraftan sürekli gelen sesleri filtreleyerek dikkatini sadece yeni ve kayda değer uyaranlara yönlendirebilmesidir. ama migren atağı sırasında bu alışma meydana gelmez. o saat sesi migrenliyi çıldırtabilir.

    peki asıl soru?
    niye böyle birşey var?
    işe yaramadığı için kuyruğumuz evrim sırasında kayboldu da migren neden kaybolmadı?

    insanı geçtim. farelerde bile neden migreni olan bireyler var?

    bu sorunun yanıtı çok zor. migren migren hastası bireye fayda sağlamıyor olsa da sürü içinde migreni olan birilerinin varlığı sürüye demek ki avantaj sağlıyor.

    unutmayın evrim en iyi bireyi değil en iyi sürüyü hayatta tutar.
    sadece alfa karakterli en güçlü en iri aslanlar soyunu devam ettirmez. bütün sürü alfa karakterden oluşssa zaten öyle bir sürünün hayatta kalması mümkün değildi.

    migren, bu rahatsızlığa sahip bireylere bir dezavantaj getirse de demek ki sürüsünde migreni olan bireylere sahip sürüler olmayanlara göre avantaj sağlamış. ve o sürüler hayatta kalmış diyebiliriz.

    ormanın bol uyaranlı, oldukça bol duyusal girdisi olan ortamında belli dönemlerde bu girdiler ile başa çıkmakta zorlanan atak geçene kadar duyusal uyaranın minimum olduğu sessiz ve sakin bir alana ihtiyaç duyan bireyler sürünün mağaralarından güvenli sınırlardan çok uzaklaşmamasını sağladı. belki de beşte biri böyle olan topluluklar hem bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçe olmayı daha iyi anlayabildiler.

    o yüzden gelişmekte olan ülkeler devlet başkanlarını migren hastaları arasından seçmeli

    sürünün en zayıf halkasının aynı zaman da sürünin en güçlü yanı olduğunu belli periyotlarla hatırlatan bir hastalık
    farklılıkların zenginlik olduğunu anlamalarına yardım eder ve otoriter tutumlardan vazgeçmelerini sağlar.

    gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelerden en büyük farkını
    eski genel sekreteri kofi annan şu şekikde anlatıyor.

    "gelişmiş bir ülke, bütün vatandaşlarına güvenli bir ortamda özgür ve sağlıklı bir hayat yaşamaya olanak sağlayan ülkedir".

    saatin tıkırtısından rahatsız olmak bir haktır.
    boğazlı kazaklar bazılarını boğar.
    eşcinsellik sapıklık değildir
    afedersin ermeni değil iyi ki ermeni
    başörtülülerde üniversiteye girmeli
    ilahiyat fakültelerinde ateistlere de yer var.

    hitler yanılmıştı. ari alman ırkı değil içinde çingenelerinde olduğu almanya daha güçlüdür

    toplumlar bir zincir değildir. zincirin gücünü en zayıf halka belirlemez. zincirin halkalarının bir birine olan uyumu ve tahammülü belirler.

    kralın yanında kraldan çok kralcı bulunduğu için kralın yanında migrenin bulunması ve bunları hatırlatması o topluma değer katar.
10139 entry daha
hesabın var mı? giriş yap