179 entry daha
  • 1776'da iskoç iktisatçı adam smith, muhtemelen tüm zamanların en önemli ekonomik manifestosu olan ulusların zenginliği kitabını yayımladı. ilk cildin sekizinci bölümünde, şu yeni iddiayı öne sürdü: bir toprak sahibi, dokumacı veya ayakkabıcı, ailesini beslemek için gerekenden daha fazla kâr elde ediyorsa, fazlayı daha fazla çalışan istihdam etmek ve böylelikle kârını daha fazla arttırmak için kullanır, ve bu döngü böyle devam eder. (fakat modern dönem öncesi dönemde böyle bir fikir yoktu. kazandığınız kârı biriktirme fikri vardı.)

    bu bize çok yeni ve orijinal bir fikir gibi gelmeyebilir, ama şu anda hepimiz smith'in bu iddiasının çok doğal kabul edildiği bir dünyanda yaşıyoruz ve her gün bu fikrin çeşitli varyasyonlarını duyuyoruz. smith'in, insanların bencil bir şekilde kâr arttırma dürtüsünün, kolektif zenginliğin temeli olduğu iddiası, insanlık tarihindeki en devrimsel fikirlerden biridir. sadece ekonomik değil. ahlaki ve siyasi anlamda da devrimci bir fikir. çünkü pek çok kültürde çok para kazanmanın günah olduğuna ikna olmuştu. isa'nın dediği gibi, "bir devenin iğne deliğinden geçmesi, bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır"(matta 19:24).

    modern dönem öncesinde sabit bir pasta ve birinin kazanması için birinin kaybetmesi gerektiği düşünülüyordu "kazan-kaybet durumu". smith insanlara ekonominin bir "kazan-kazan durumu" olduğunu yani başka birinin kârı sizin de kârınız olduğunu düşünmeyi öğretti. pasta sabit değil sürekli büyümekte olduğunu ve piyasaya giren oyuncu için yeni bir dilim eklendiğini öğretti.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap