70 entry daha
  • seksenaltı bölüm, her bölüm bi saat, son iki haftamın kafamda italyan aksanlı ingilizce dönmesine sebep olan fenomeni. son sezonda cennet hurisi meadow’un nispeten az rol alması ve a.j.’in biraz yanlış işlenmiş karakteri dışında bi sorunu olmayan mafioso soap opera. nerden başlayalım..

    csi için bi entry yazmıştım (bkz: #11137032), bu dizi sanki csi’ın vuku bulduğu evrende geçmiyor. dizideki cinayetler tamamen pervasız bi üslupla işleniyor. parmak izine bile dikkat edilmiyor. paulie giriyor ortama herkesi vuruyor, sonra çekmeceleri karıştırıp para arıyor ve elini kolunu sallaya sallaya gidiyor. altı sezonda kimseyi yakalayamadı polis. anca içerden bi muhbir falan çıkıyor da o zaman birini kodese tıkabiliyorlar.

    dizideki karakterlerin resmedilişi bugüne kadar seyrettiğimiz mafya filmlerinden farklı. öyle ki o filmlerde hep bi tedirginlik havası hakimdir, her an biri arkadaşına ihanet edebilir, insanlar yaşamak istiyorlarsa arkalarını kollamalıdır, öylesi tekinsiz bi ortamdır mafya. bu dizide ise insanlar birbirlerini seviyorlar. hatta öyle ki ilk sezon sonunda insan olur da mafyaya giriş şansı yakalarsa bunu kaçırılmayacak bi fırsat olarak bile görebilir. eğer kimsenin ayağına basmadan, iyi de para kazanıp üstünüzdekilere paylarını eksiksiz öderseniz yaşlanana kadar mafya içinde yaşayabilirsiniz. hem sevilirsiniz hem de kollanırsınız. bu illüzyona kaptırıyor seyredeni. madalyonun diğer yüzü ise sonra ortaya çıkıyor.

    evet yakınınızdaki insanı seviyorsunuz fakat yakınınız olmayan, misal başka bi ailenin elemanları için herhangi bi duygu beslemiyorsunuz. eğer o aileyle bi sorun yaşarsanız o aileden birini öldürmek için çok bi vicdan muhasebesi yapmanız gerekmiyor. bu yüzden aslında kendi aileniz içindekilerle iyi geçinseniz bile bi gün kafanıza kurşun yeme olasılığınız sürekli baki. hele herhangi bi mafya ailesine mensub olmayan insanlar için neredeyse en ufak bi sempatileri yok. aileden biriyle kavga ederseniz bi ton azar işitiyorsunuz ama bahşişin azlığından şikayet eden bi garsonu pataklayıp, adam sara krizine yakalanıp kıvranmaya başlayınca çekip dan diye vurabiliyorlar.

    bu yüzden aslında dizi mafyayı özenilecek bi oluşum olarak gösterme yolunu seçmiyor. tamamen dışardan ve objektif bi bakış açısıyla aktarıyor bize her şeyi. tony soprano sevilesi bi karakter ve onun özelinde bu oluşuma sempati duyabiliyoruz fakat bütün sempatikliği, ve kendisini özde iyi bi insan olarak tanımlamasına rağmen soprano’nun da yeri geldiğinde acımasız ve çıkarcı birine dönüşebildiğine şahit oluyoruz. son beş altı bölümde neredeyse sinir olunan bi karaktere bile dönmüştü.

    fakat en fazla bahsetmek istediğim mevzu dizinin ahlaki yapısının sağlamlığı. bunun için spesifik bi örnekten yola çıkacağım.

    doktor melfi otoparka giderken saldırıya uğrar ve saldırgan kendisine tecavüz eder. olaydan sonra adam yakalanır ama prosedürde yapılan bi hata yüzünden saldırgan serbest bırakılır. melfi, bi fast food lokantasında kendisine saldıran adamın resmini duvarda “ayın çalışanı” ilanında görür. melfi saldırganın nerede olduğunu bilmektedir, çocuk paçayı polisten sıyırmıştır. sonraki gelişme için artık seyirci de hazırlı ve isteklidir. melfi’nin soprano’ya olan biteni anlatması, soprano’nun çocuğu yakalayıp evire çevire dövüp sonra da kafasına sıkması için her şey hazırdır. seyirci bütün dizi boyunca olmadığı kadar birinin ölümünü istemektedir. hatta melfi rüyasında bi dobermanın kendisine saldıran çocuğu haşat etmesini görür. o doberman tony soprano’yu temsil etmektedir. melfi, kendi terapistiyle konuşurken rüyanın kendisini çok rahatlattığını, istediği anda çocuğu öldürtebilecek kudrete sahip olmanın bilincinin kendisini mutlu ettiğini söyler. sonraki aşama artık kaçınılmazdır.

    işte burada melfi bi karar verir. soprano’ya saldırıya uğramış olduğunu söylemez. çünkü bu yanlış bi eylemdir. adalet bu tip bi eylemle sağlanmaz. soprano’ya araba kazası geçirmiş olduğunu söyler ve çocuktan hiç bahsetmez. buraya kadarı bize diğer ahlakçı gözüküp aslında gayrı ahlaki olan hollywood filmlerini anımsatmaktadır. şöyle ki o filmlerde kötü adama silahını doğrultmuş iyi adam silahı ateşlemez, fakat seyircideki sadist beklentinin tatmini için kötü adam son bi defa daha saldırır ve mutlaka ölür. melfi kendisine saldırıldığını soprano’dan gizler fakat senaristler rahatlıkla tony’nin bu olaydan kendi kendine haberdar olmasını sağlayabilirler. soprano olaydan haberdar olur, ve gider çocuğu öldürür. seyircide tatmin duygusu sağlanır. fakat dizi bu seçeneği elinin tersiyle iter. soprano melfi’ye saldırılmış olduğunu hiç öğrenemez. dizi ölümü en fazla kabullenilebilir kişiyi öldürtmeyerek son derece ahlaki bi tavır sergiler.

    şimdilik keseyim, seksenaltı saatlik bi maraton için aslında az laf olsa da pehlivan tefrikası gibi uzattık yine. şimdilik son sözü meadow için söyleyelim, meadow gibi yarim olsun, soprano’ya yüz milyon borcum olsun.. aahhhh ah..
1836 entry daha
hesabın var mı? giriş yap