102 entry daha
  • "iyi askerler emirlere uyarlar." -501. piyade lejyonu mensubu ct-5385, tup

    klon savaşları'nın düğümünün çözüldüğü, kadim bir düzenin tasfiye edilip, üyelerinin neredeyse tamamen katledilmesine neden olan 66. klon protokolünün uygulama konduğu an:

    "execute order sixty six" (bunu birkaç kere daha tekrarlamak istiyorum)

    vahşet derecesine varan sonuçlarla birlikte, yüce şansölye sheev palpatine'in (yoda sesiyle: or should i call you darth sidious)* deha niteliği taşıyan planı. bu emri, anakin'in süreci ile paralel bir şekilde incelemek faydalı olacaktır.

    ataları sayılan jango fett'in genetik mirasının şablon olarak kullandığı yer olan kamino'da yaratılan klonlar, aldıkları iyi eğitim, sadakatleri, sıradan bir insana göre daha hızlı gelişiyor olmaları sayesinde ve droid ordularına göre daha yaratıcı, çevik ve başarılı olmaları sebepleriyle galaktik cumhuriyet tarafından cumhuriyet büyük ordusu için gözde hale gelmişti.

    galaktik cumhuriyet, kendisine karşı duran bağımsız sistemler konfederasyonu'nun güçlü ordularına karşı savaşı sürdürmek ve kazanmak için tam da klonlardan oluşan bir orduya ihtiyaç duyuyordu. ayrılıkçılar olarak bilinen bu oluşum, cumhuriyetin dört bir yana uzanan hükümdarlığında, orta ve dış halkada yer alan gezegenleri önemsemediği ve sırtlarına bindirdiği büyük bir vergi yükü ile yolsuzlukların yol açtığı huzursuzluklar sebepleriyle bir araya gelen sistemlerden meydana gelmişti. kendi senatosu bulunan ayrılıkçılar, jedi ustası yoda'nın da padawanlığını yapmış eski bir jedi olan kont dooku'nun liderliğinde haklarını arıyor ve galakside savaş ile topraklarını genişletiyordu. ayrılıkçıların droid orduları general griveous, asajj ventress ve amiral trench gibi usta generaller tarafından yönetilirken, cumhuriyet ile uzun yıllardır iş birliği yapan "barışın koruyucuları" sıfatıyla jedilar da rakiplerinin sayıca üstünlüğünü dengelemek için klonları ordularına katmaktan başka çare göremediler.

    savaşı yöneten ayrılıkçı konseyi ise, bağımsız sistemler konfederasyonu lideri kont dooku ile birlikte ticaret konfederasyonu, tekno birliği, şirket ittifakı, ticaret birliği ve galaksilerarası bankacılık klanı'ndan bir araya gelmiş ve büyük bir droid ordusu kurmuştu.

    bu konsey kurulmadan evvel, ticaret konfederasyonu valisi nute gunray'in giriştiği naboo istilası'nda yaşanan kriz ile savaş kapıya dayandı ve kendilerini gölgelerde gizleyen sithler, uzun zaman sonra ilk kez tatooine'de açığa çıktı. jedilara büyük bir öfke besleyen darth sidious'un çırağı darth maul, arzuladığı düelloyu naboo'da bulmuş ve jedi ustası qui-gon jinn'i başkent theed'in güç kaynağı'nda öldürmüştü, ancak onun padawanı obi-wan kenobi* tarafından belinden kesilip ikiye bölündükten sonra ölüme terk edilmişti.

    güçteki huzursuzluğu geç de olsa fark edip karşılarında artık sithler'in olduğunu bilen jedi konseyi, barışı korumanın tek yolunun savaşı kazanmak olduğuna kanaat getirdi.

    "her zaman iki tane sith vardır; bir usta ve bir çırak, ne eksik ne fazla."

    öğrencisi maul'un öldüğünü düşündükten sonra kendisine yeni çırak olarak kont dooku'yu seçen darth sidious, politik bir şekilde beslediği savaşı, ayrılıkçıları kullanarak tırmandırdı. kont dooku, henüz jedi iken de politik hırslara sahip, yönetme kabiliyeti yüksek bir kişilikti.

    klonların savaşa dahil olmasına az kalmışken, ödül avcısı jango fett, kont dooku tarafından naboo'nun bir zamanlar kraliçesi ve sonradan senatörü olan padme amidala'ya suikast düzenlemek için tutuldu. güzeller güzeli senatör amidala, yıllar önce ticaret konfederasyonu'na karşı yüzeydeki nabooluları ve su altında yaşayan gunganları bir araya getirip istilayı bitirmeyi başarmıştı. kelimelerle arası iyi bir hatip olarak senatoda etkisi oldukça büyüktü ve kritik bir oylama için senatoya geldiğinde bir suikast girişiminde bulunuldu.

    suikast girişimi başarısız olduktan sonra, senatör padme'nin, yıllar önce usta qui-gonn jinn tarafından tatooine çöllerinde bulunan genç padawan anakin skywalker tarafından korunması emredildi. anakin, kendisi gibi köle olan annesi shmi skywalker'dan alındıktan sonra jedi düzenine dahil edilmiş ve obi-wan kenobi tarafından eğitime alınmıştı. gücü doruklarda yaşayan, midichlorian seviyesi üst düzeyde olan bu genç -hatta yoda'dan bile fazla-, zamanla kendisinden yaşça büyük olan senatör amidala ile tutkulu bir aşka tutuldu. çocukluğundan beri pilot olmak isteyen, çalıştığı yere gelen her tüccar ve pilotun hikayelerini dinleyen anakin, padme'ye "sen bir melek misin?" diye sorduğunda, aşkın tohumları atılmış oldu. bebekken gardulla the hutt'a annesiyle birlikte satılan anakin, annesinin anlattığına göre bir baba olmadan rahmine düşmüştü (tıpkı isa gibi. ironiktir ki ewan mcgregor'un canlandırdığı obi-wan karakteri de resmedilen isa'ya çok benzer.) tatooine'in en büyük bahis ve eğlence kaynağı olan podrace'te gardulla the hutt, bahse koyduğu anakin ve annesini, toydarialı hurdacı watto'ya kaybetti. burada çalışırken kendi podracer'ını yapan küçük anakin, tatooine'den ayrılmaya çalışan qui-gon jinn ile beraberindekilere yardım etmek için bu yarışa katılıp kazanmıştı. ardından da, qui-gon jinn güçle dolu olan bu çocuğu, jedi konseyine götürdü.

    "çok soğuk."

    jedi konseyi, anakin'deki korkuyu derhal sezmiş ve eğitime alınmasına karşı çıkmıştı çünkü korku öfkeyi doğurur, öfke nefreti beraberinde getirir ve sonu daima acı olur. ama qui-gon bu çocuğun seçilmiş kişi olduğunda ısrarcıydı. ölürken obi-wan'dan son dileği olarak anakin'i eğitmesini istemişti.

    anakin büyüyüp serpilmiş ve obi-wan'ın eğitmenliğinde iyi bir jedi haline gelmişti ama soğuk ve korku da beraberinde gizliden gizliye büyümüştü. aklında daima annesi vardı ve padme'ye olan hisleri de kalbini kaplamıştı.

    naboo krizi sırasında galaktik cumhuriyet senatosunun yüce şansölyesi olan finis valorum ise, naboo senatörü olan palpatine'in fars oyunu ile devrilmişti. senato, kraliçenin yardım çağrısına yanıtsız kalmış, sadece jedi konseyi iki jedi'ı göndermişti. senatoya gelen kraliçe padme amidala, şansölye için güven oylaması istemiş ve sonucunda da naboo senatörü palpatine yeni yüce şansölye olmuştu.

    naboo'da kraliçelik seçimlerle olurdu ve padme tahttaki süresini tamamladıktan sonra naboo senatörü olarak senatoya girmişti.

    ilk suikast girişiminde senatör amidala'nın dublörü öldürülmüştü ve suikastçı tekrar bir girişimde bulundu ancak bu da anakin ve obi-wan kenobi tarafından engellendi. konsey, obi-wan'ı bu suikastçıyı bulmakla görevlendirdi ve padawanı anakin'e de senatör amidala'yı koruma görevi verildi. böylece bütün galaksiyi kökten değiştirecek bir aşkın topraktaki fideleri baş vermeye başlamış oldu.

    obi-wan, araştırmasında kamino sistemini keşfetti. kamino, arşivlerde görünmeyen, çoğu kişi için ilk defa duyulmuş bir gezegendi. obi-wan buraya vardığında, kamino başbakanı onu bekliyordu. burası, devasa bir klon üretim merkeziydi. kaminolular, bir jedi'ı ilk kez karşılarında görmüyorlardı. on yıl kadar önce ölmüş olan jedi sifo-dyas, cumhuriyet için kaminolulara klon siparişi vermişti. obi-wan oraya vardığında, 1.000 klon hazırdı ve yolda daha milyonlarcası vardı.

    jango fett ile burada karşılaşan obi-wan, fett'in klonlar için donör olarak tutulduğunu öğrendi ama onu tutan sifo-dyas değil, tyranus adında birisiydi. jango fett'in aldığı ücret dışında tek şartı, yapısı değiştirilmemiş, saf genetik bir kopya olan bir klon yaratılmasıydı, yani meşhur boba fett. jango'nun suikastçı olduğundan iyice şüphelenen obi-wan, güzel bir düellodan sonra kaçan jango'yu geonosis'e kadar takip etti ama esir düştü. burada kont dooku, padawanının padawanı olan obi-wan'ı yanına çekmeye çalışsa da, obi-wan kararlıydı.

    kamino'dan geonosis'e doğru bütün bunlar olurken, anakin ile padme de saklanıp aşklarını yaşıyorlardı. çayırlarda koşup ağaçlar arasında ebelemece oynuyorlar, anakin topladığı çiçekleri padme'nin saçına ve kulağına takıyordu. jedi yolunda bağlanmak yasaktı ve bu çifti de en çok yaralayan buydu. ikisi de bu aşkı büyümeden sonlandırmaya karar vermişti ki, anakin'in geceleri kabusla dolmaya başladı. annesi ona sesleniyordu ve derhal gitmekten başka çaresi yoktu. annesinin bulunduğu tatooine'e vardığında eski sahibi watt, annesi shmi'nin başkası tarafından alınıp özgür bırakıldığını söyledi ve anakin yanlarına gitti. vardığında annesinin yeniden evlendiğinin haberini de aldı ama annesi yaklaşık 1 ay önce bir grup tusken tarafından kaçırılmıştı. üvey babası sevecen birisine benziyordu ve annesine gerçekten aşıktı. shmi'yi bulmaya çalıştıysa da başaramamış ve bacağını sakatlamıştı. anakin annesinin kaçırıldığını öğrendiğinde, tatooine çöllerine soğuk bir öfke çöktü. beraberinde gelen padme'yi ardında bırakıp tek başına çöle sürdü ve burada annesini kaçıran tusken yağmacılarının kampını buldu. bir çadıra girdi ve annesini gördü ama zamanında gelememişti; o çok sevdiği annesi kolllarında öldü. soğuk, acı, öfke ve intikam; karanlık tarafa doğru büyük bir adım. kamptaki bütün tuskenları kılıçtan geçiren anakin, kadın ya da çocuk diye ayırmadan hiç kimseyi sağ bırakmadı. intikam bir jedi yolu değildi ama genç anakin artık öfke doluydu. annesini, nefret ettiği tatooine kumlarına gömdü.

    obi-wan, jedi konseyine geonosis'te olanları haber vermek istedi ama mesajını uzağa gönderemiyordu. bu sebeple kendisine daha yakında olan anakin ile iletişim kurdu. anakin ustasının mesajını coruscant'a iletti ama padme obi-wan'ı kurtarmak için birlikte gitmeyi önerdi çünkü jedilar geç kalabilirdi. yola çıkıp oraya vardılar ama onlar da yakalandı ve geonosis arenasında halka açık bir şekilde infaz edilmelerine karar verildi.

    aynı esnada senatoda ise savaş naraları atılıyordu. senatör padme'nin naboo'ya giderken vekalet verdiği temsilcisi jar jar binks, bu zor koşullarda senatonun gücünün bütün bir şekilde kalması düşüncesi ile ortaya atılan bütün yetkilerin yüce şansölyede toplanması kanunu senatoya sundu. tıpkı william shakespeare'in julius caesar tragedyasında kendisine 3 kere uzatılan tacı 3 kere reddeden caesar gibi, halkı için çalışan bir lider imajı çizen palpatine, bu öneriyi gönülsüzce kabul etti ve ilk emri, büyük bir ordu kurmak oldu.

    geonosis'te vuku bulan olaylar jedi konseyini de harekete geçirdi. usta mace windu yanına diğer jediları alıp obi-wan'ı kurtarmak için yola çıktı ve yoda da bahsi geçen bu klonlar için kamino'ya gitti. infaz işlemi başladığında anakin, obi-wan ve padme direniş gösterdi ama kont dooku'nun droid ordusu arenaya girdi. ölüm ile yüz yüzeyken mace windu ve jedilar gelip arenaya indiler. jango fett, kont dooku'yu savunurken mace windu ile bir düello gerçekleştirdi ama mace, boba'nın gözleri önünde jango'nun kellesini gövdesinden ayırdı. kalabalık droid ordusu jediları köşeye sıkıştırmayı başarmıştı ki, usta yoda ve kamino'dan getirdiği klonlar olaya müdahil oldu. birinci geonosis muharebesi şiddetle sürerken, klon ordusu merkeze yöneldi. kont dooku ise, geonosis'te üretilen, gizli bir proje olan death star'ın planlarını kaçırmak için muharebe alanını terk etti ama obi-wan, anakin ve padme peşine düştü. dooku gemisine yaklaştığında iki jedi ile düelloya girişti ve anakin'e yıldırım verip sersemletti. obi-wan ise kolundan ve bacağından birer çizik ile yırtmayı başarsa da, anakin o kadar şanslı değildi. dooku anakin'in sağ kolunu kesti ve o esnada dooku'nun eski ustası yoda geldi. sağlam bir düellonun ardından genç jediları ölümle yüz yüze bırakıp yoda'yı oyalayarak oradan kaçtı.

    klon savaşları artık resmen başlamıştı. anakin ile padme ise gemileri yakarak aşklarını gizli de olsa yaşamak adına evlendiler.

    bu noktadan sonra ayrılıkçı orduları, savaşı birçok sisteme taşıdılar. klon orduları da onları yenmek adına bir bir bütün sistemlerde karşılarına dikildiler. kurulan cumhuriyet ordularının sayıca en fazla kısmını klonlar oluşturmuş, kumanda tarafını ise jedilar üstlenmişti. klon orduları her biri bir jedi tarafından yönetilen kolordulara ayrılıp, sadakatlerine leke sürdürmeden birçok cephede savaştılar. zamanla generalleri olan jedilara olan hürmetleri artmakta, jediların da bu klonlara karşı hisleri daha iyi hale gelmekteydi.

    klon varlığı ile savaştaki durumu lehine çeviren cumhuriyet ordularında klon birliklerinin düzeni:
    klon takımı: 9 trooper
    klon müfrezesi: 36 trooper
    klon bölüğü: 144 trooper
    klon taburu: 576 trooper
    klon alayı: 2.304 trooper
    klon lejyonu: 9.206 trooper
    klon kolordusu: 36.864 trooper
    klon ordusu: 147.456 trooper
    klon sistem ordusu: 294.912 trooper
    cumhuriyet büyük ordusu: 3.2 milyon trooper

    klon birlikleri oldukça yaratıcı ve cesurdu. cephede dostları için ellerinden geleni yaparken, verilen emirleri yerine getirmek için canlarını dişlerine takarlardı. özellikle düşünme ve taktik geliştirme yetenekleri daha üst düzey olan arc trooperlar komutanları olan jedilarla birlikte muharebe kuramcılığına dahil olup en iyi planı hazırlamakta pay sahibi olurlardı.

    öne çıkan bir klon olan ct-7567, yani yüzbaşı rex, anakin skywalker komutasındaki 501. lejyon'un yetenekli muvazzafıydı. gözü kara olmasıyla bilinen rex, aynı zamanda düşünüp doğru olanı seçme konusunda da iyi bir askerdi. emir komuta zincirini asla bozmaz ve nizama büyük önem verirdi, ta ki bir gün komutanları anakin skywalker'ın crouscant'a çağrılıp yerine jedi ustası pong krell atanmasına dek. usta krell oldukça güçlü bir jedi olup, kazandığı muharebelerin fazla olmasıyla ünlüydü. ama bu gösterişli kariyerin ardında fazlası da vardı. kazanmak için kayıpları asla önemsemeyen bir general olan krell, kibri ile herkese tepeden bakarken, başarı uğruna klonlarının ölmesini dert etmezdi. anakin skywalker komutasında gördükleri muameleden oldukça mutlu olan 501. lejyon, bu yeni komutan ile sorun yaşamakta gecikmedi. klonlara bir dost gibi yaklaşan anakin ve padawanı ahsoka tano'dan sonra, krell onlar için cehennem gibiydi. umbara muharebesi'nde kritik bir görev üstlenen 501. lejyona düşüncesizce saldırı emri veren krell, birliğin birçok üyesinin ölümünden direkt sorumluydu. sadakatleri sınanan klonlar, krell'in emirlerine itaatsizlik edip kendilerince doğru olanı yaparak savaşı lehlerine çevirmeyi başardılar ama krell onlardan nefret ediyordu. bardağı taşıran damla ise, krell'in emrini dinlemeyip göreve giden klonların idam emriydi. klonlar, krell'in yaptığı şeyin sorumsuzluktan öte kasıtlı kötülük olduğuna kanaat getirdiklerinde, usta krell'i avlamaya karar verdiler. bu olayda, klonların krell kadar güçlü bir jedi'ı bile avlamakta ne kadar başarılı olduğuna şahit oluyoruz. krell'e karşı örgütlenen klonlar dışında, emirlere uymakta direten dogma isimli bir klon da vardı. klonlar, krell'i yakalayıp ihanetini öğrendikten sonra, krell, ona sadakatini sunan dogma tarafından vurularak öldürüldü.

    christhophsis muharebesi, tet muharebesi, ryloth muharebesi, kamino muharebesi, umbara muharebesi, scipio işgali, malevolence muharebesi, sullust muharebesi, ikinci geonosis muharebesi ve daha nicesi, klon savaşları sırasında gerçekleştirildi. barışı sağlamak için girişilen bu savaş, asla bitmeyecek gibi görünse de, jedi komutası altında klonlar ellerinden geleni yapıyorlardı.

    klonlar kamino'da üretilirken, belleklerine belli başlı emir protokolleri eklenmişti. sadakatleri ile meşhur olan klonlar, verilen emirleri sorgulamadan yapmalarıyla meşhurdu ancak bu protokoller sorgulamayı imkansız kılan kati emirlerdi. toplam 150 adet olan bu protokollerin 66 numaralı olanı ise en gizli ve önemli olanıydı. general krell'in yakalanmasında yetenekleri ile öne çıkan 501. piyade lejyonundan ct-5385, yani tup, ringo vinda muharebesi esnasında ani baş ağrılarına tutuldu. bir süre sonra muharebenin ortasında, jedi şövalyesi tiplar'a ateş edip öldürdü. olanlara anlam veremeyen diğer jedilar ve klonlar onu derhal alıp kamino'ya götürdüler. bu cinayetin gerçekleşmesi, lord sidious ve kont dooku'yu da telaşlandırdı. dooku bu klonu kaçırma girişiminde bulunup kaçırdı ama cumhuriyet orduları tup'ı tekrar almayı başardı. tup'a ne olduğu konusunda bir fikri olmayan jedilar, bir çeşit beyin yıkama durumu olduğundan şüpheleniyorlardı.

    kamino gezegenindeki klon eğitim ve denetimi için orada görevlendirilen jedi ustası shaak ti, klonlara hürmet gösteren bir jedi idi. fives ve echo isimli iki klon domino bölüğü'nde henüz eğitim görürken, jedi shaak ti'nin iyi biri olduğunu anlamışlardı.

    rex ve ct-5555, yani fives, kamino yolunda tup'a eşlik ettiler ve vardıktan kısa bir süre sonra usta shaak ti ile bir araya geldiler. shaak ti, rex'in savaş alanında gerekli olduğunu söylerek onu yolladı ve fives, tup'a yakın olduğu ve herhangi bir bilgi işe yarayacağı için muayeneye yollandı. shaak ti ve kaminolu doktor nala se ise tup üzerinde testlere başladılar. tup'ın üzerinde yapılan deneyler sonuç vermedi ve onun tamamen sağlıklı olduğunu gösterdi. tup ise bir ara kendisine gelip, shaak ti'ye baktı ve nala se tarafından bayıltılmadan önce "jedi'ı öldür" sözlerini mırıldandı.

    kahraman medikal droid azi-3, bozukluğun sebebini öğrenmek için, 5. seviye bir atomik tarama yapma önerisinde bulundu. nala se, bu prosedürün tup'ı öldürebileceğini belirtti ve onun yerine klonu infaz edip bedeni üzerinde bir otopsi yapılmasını önerdi çünkü sebebin bir virüs olduğuna inanıyordu. shaak ti ise sorunun akli olduğunu düşündü ve klonun ringo vinda sırasında ayrılıkçılar tarafından beyninin yıkandığını ileri sürdü. her ikisi de kendi birlikleriyle ne yapılması gerektiğini konuştular. nala se, başbakan lama su ile konuşurken, shaak ti ise konuyu konuşmak için coruscant'da bulunan jedi konseyi ile bağlantıya geçti. shaak ti, konsey üyelerine konuyu anlattı ve beyin yıkama teorisini tup'ın ringo vinda'da usta tiplar'ı öldürmeden önce 5 rotasyon boyunca kaybolması ile destekledi. konsey, shaak ti'ye klonu jedi tapınağı'na getirmesini ve onu güç yoluyla muayene edeceklerini söyledi.

    shaak ti daha sonra kamino istilacı alarmının çaldığını duydu ve sebebinin fives ve azi-3'nin komutlara karşı atomik tarama gerçekleştirmesi olduğunu öğrendi. fives ve azi-3, tup'ın garip hareketlerine sebep olduğuna inandıkları bir tümor buldular ve çıkardılar. tup, "sonunda kabuslardan kurtuldum" sözlerini sayıkladıktan kısa bir süre sonra öldü. fives sonra kendi çipini de çıkarttı. shaak ti ve nala se, yüce şansölye palpatine ile bağlantıya geçip onu olaydan haberdar ettiler. şansölye onlara veriyi coruscant'da bulunan büyük cumhuriyet medikal tesisi'ne getirmelerini söyledi. daha sonra shaak ti, klonların bir müşterisi olarak otoritesini ortaya koyarak nala se karşı çıkmasına rağmen veriyi ilk önce jedi tapınağı'na götürmeye karar verdi ve fives'a göreve dönmeden önce üzerinde son bir test yapılacağını söyledi.

    ayrılamadan önce shaak ti'ye, fives ve azi-3'ün kaçmaya çalıştığı haber edildi. shaak ti peşlerine takıldı fakat bir kaçış kapsülüne girdikleri için onları kaçırdı. nala se ile birlikte onları ararken shaak ti yanlış yere baktıklarını hissetti. şüpheleri, birisi jango fett'in şablon verisine ulaşmaya çalışınca doğrulandı. shaak ti, beraberindeki birçok klon asker ve nala se ile birlikte bunun arkasında fives ve azi-3'ün olduğunu keşfetti. yeniden bir kovalamaca yaşandı fakat yine yakalanamadılar. shaak ti, fives ve azi-3'ün kaçmadığını, aksine bir şey aradıklarını tahmin etti. daha sonra nala se'yi komuta merkezinden sessizce ayrılırken gördü ve beraberindeki klon askerler ile onu takip etti. embriyo odası'na vardığında fives'ın nala se'nin kafasına bir blaster dayadığını gördü ve ışın kılıcını çıkararak teslim olmasını söyledi.

    shaak ti, fives ve se'yi kendi önderliğinde büyük cumhuriyet medikal tesisi'ne getirdi. ancak coruscant'a yaklaştıklarında se, shaak ti'nin haberi olmadan klonu ilaçlayarak paranoyak ve agresif yaptı. vardıklarında mas amedda onları karşıladı ve şansölye'nin yanına götürdü. fives bir muayene masasına yatırılırken şansölye, ti'yi karşıladı. ti çipleri şansölye'ye verirken se onların ne olduğunu anlattı. tup'ın çipindeki bozulmaya bir virüsün sebep olup olmadığını sorduğunda se, çipin sadece bozulduğunu bildiklerini ve fives'ın kendi çipini çıkararak bir tehdit haline geldiği cevabını verdi. fives, şansölye'ye kaminoluların bir şey sakladığını söylemeye devam etti ve eğer saklamıyorlarsa, tup ve kendisinin bir ayrılıkçı planı içinde olduklarını söyledi. se yeniden sebebin bir virüs olduğunu söyledi ve fives'ın infaz edilmesini önerdi. şansölye, fives ile yalnız konuşmak için shaak ti ve se'nin dışarıda beklemelerini istedi. shaak ti karşı çıktı fakat şansölye kendisinin ve fives'ın güvende olacaklarını belirtti. dışarıda meditasyon yaparken shaak ti, bir blaster sesi duydu ve kapıyı açtığında fives'ın şansölye ve muhafızlarını silahsız hale getirdiğini gördü. fives silahını şansölye'ye doğrulttu ama shaak ti, güç'ü kullanarak onu durdurdu. şansölye, fives'ın suikast düzenlemeye çalıştığını söyledi. shaak ti, şansölye'ye kalkması için yardım ederken, fives odadan çıktı ve merdivenlerden aşağı inmeye başladı. kaçan klonun arkasından koştu ve merdiven boşluğundan aşağıya atladı. shaak ti, patlama kapılarının kapatılmasını emretti fakat fives kapılar kapanmadan kaçmayı başardı.

    shaak ti, jedi ustaları plo koon, windu, yoda ve skywalker ile buluşup fives'ın yaptıklarını anlattı. fives'ın bulunduğu lejyonun generali skywalker, fives'ın şansölye'yi öldürmeye çalıştığına inanmadığını belirtti. shaak ti onlara fives'ın bir plana kurban gittiğine inanmasının, kaminoluların söylediği gibi çipindeki bir bozukluktan dolayı olduğunu söyledi. bunun ardından windu, eğer klonları ilgilendiren bir plan varsa fives'ın canlı yakalanarak bu olayın aydınlatılması gerektiğini söyledi. skywalker, rex yardımıyla fives'ı bulup getireceğini belirtti. shaak ti, fives'ın çipini çıkarmasının onu değiştirmiş olabileceğini söyleyerek onlara dikkatli olmalarını söyledi. fives, skywalker ve rex'e biyoçiplerin arkasındaki gerçeği anlatmaya çalışırken, komutan fox tarafından öldürüldü.

    shaak ti ve beraberinde skywalker, windu ve yoda; ardından şansölye ile buluşup ondan klonun bozukluğuna dair düşüncelerini dinledi. palpatine, jedi'lara soruşturmasının onu ringo vinda'ya özel bir parazitin bu bozukluğa sebep olduğuna yönlendirdiğini ve aşılama işlemlerinin klonlara bildirildiğini belirtti. toplantı sırasında yoda ve windu, şansölye'nin bu olayın tek seferlik bir şey olduğunu ve dikkatlerin savaşa odaklanması gerektiği sözlerini onaylarken ti ve skywalker sessiz kaldılar. komplo böylece gizliliğini sürdürmeyi başardı. bir klon askeri, bir medikal droid yardımı ile jedilara karşı kurulan bu komployu neredeyse ortaya çıkaracaktı ama hiç kimse onu dinlemedi.

    klon savaşları sürerken, general grievous şansölyeyi kaçırdı. crouscant semalarında muharebe başlamışken, kurtarma görevini planlayan obi-wan, anakin ile palpatine'i kurtarmak için grievous'un gemisine girdiler ama kont dooku da oradaydı. şansölye'nin önünde iki jedi ile dooku'nun düellosu başladı. obi-wan'ı güç ile fırlatıp bayıltan dooku'nun elleri anakin tarafından kesildi ve silahsız bırakıldı. özünde darth sidious olup dooku'nun ustası olan palpatine, anakin'den dooku'yu öldürmesini istedi ama silahsız olduğu için anakin tereddütteydi. palpatine ısrarını sürdürdü ve anakin dooku'nun kellesini aldı, dooku ise palpatine hakkında tek kelime etmedi. anakin, kendi elini kesen adamın iki elini kesip intikam aldıktan sonra dooku'yu öldürmüştü. karanlık tarafa büyük bir adım daha.

    obi-wan baygınken anakin ustasını sırtına alıp palpatine ile birlikte kaçmaya çalıştı, grievous onları yakaladı ama r2-d2'nun yardımıyla kurtuldular ve bu kez kaçan grievous oldu. r2-d2'nun çığlıkları arasında büyük bir hasar alıp ikiye bölünen gemiyle gezegene inmeyi zor da olsa başardılar. kont dooku ölünce, general grievous ayrılıkçı ordularının başına geçti.

    anakin bu zor görevden dönünce padme'nin hamile olduğunu öğrendi. hayatının en mutlu anını yaşıyordu. ayrılıkçılar ise lord sidious'un emriyle mustafar gezegenine çekildi. anakin yine kabuslarla dolu geceler geçirmeye başladı ama bu kez annesini değil, padme'yi görüyordu. kabuslarında padme doğum sırasında ölüyordu. padme bunun olmayacağını söylese de, annesini rüyalarında gördükten sonra kaybeden anakin, aynı şeyi tekrar yaşamaktan tüm kalbiyle korkmaktaydı. usta yoda'ya danışan anakin, sevdiklerini kaybetmekten korkmaması öğüdünü aldı ama evrendeki en güçlü adam için bu cevap yeterli değildi.

    ilerleyen günlerde kashyyyk gezegeninin cesur yerlileri wookieeler droid orduları ile uğraşırken, usta yoda buraya yardıma klon birlikleri ile gitti. anakin ise, kendisine akıl hocalığı yapıp, günden güne daha çok vakit geçirmeye başladığı şansölye palpatine'in isteği ile jedi konseyi'ne girdi ama jedilar kendisine usta sıfatını layık görmedi, anakin kendisine güvenilmediğini düşünmeye başladı. jedi konseyi, aktif görev süresi dolmasına rağmen görevden çekilmeyen şansölye'den de şüphelenmeye başlamıştı. galaktik senato ise, bu harp zamanında büyük yetkiler verdiği şansölye'nin görev süresini uzatmıştı.

    anakin ile şansölye palpatine sohbet ederken, şansölye anakin'e bir hikaye anlattı; bir zamanlar sith lordu olan bilge darth plagueis'in trajedisi. bu, jediların anlatmadığı bir sith efsanesiydi. plagueis güçlü bir sith lorduydu. gücü, midichlorianlar üzerinde kullanıp hayat bahşederdi. karanlık güçlere o kadar hakimdi ki, sevdiği kişileri ölümden kurtarırdı. sonra o kadar güçlendi ki, korktuğu tek şey gücünü yitirmekti. korktuğu da başına geldi. tüm bildiklerini öğrencisine öğretmişti. öğrencisi de ustası uyurken onu öldürmüştü. ironik, başkalarını ölümden kurtaran birisi kendini kurtaramamıştı. palpatine bu hikaye ile istediği etkiyi yaratmıştı ve anakin'in ilgisini tamamen üzerine çekmeyi başardı. padme'nin hayatı söz konusu iken, bu hayat bahşetme yeteneğini jedilardan öğrenemezdi.

    mustafar'a çekilmeden evvel utapau'ya uğrayan general grievous'un orada olduğu bilgisi konseye ulaştı. şansölye palpatine bu görev için anakin'i istedi ama konsey obi-wan'ı yolladı. obi-wan utapau'ya ulaştığında grievous ayrılıkçı konseyi mustafar'a yolladı ama obi-wan onu buldu. giriştikleri düelloda grievous'un ellerini kopardı ama kaçmaya başladı, obi-wan da peşine düştü ama ışın kılıcını düşürdü. grievous'u yakalayan obi-wan, ışın kılıcının olmadığı bir düelloda general grievous'u öldürmeyi başardı.

    anakin ise bütün bu olanlar ışığında dışlandığını hissediyor ve palpatine de bu genç jedi'ı yanına çekmeyi sürdürüyordu. palpatine, anakin'in gördüğü kabuslarla ilgili konuşurken, kendisinin sith lordu olduğunu anakin'e açıklayıp yanına çekmeye çalıştı. anakin ise öfke doluydu. palpatine'i konseye götürmek istedi ama gücün karanlık tarafının padme'yi kurtarabileceğini düşündüğü için vazgeçti ve konseye gidip mace windu'ya palpatine'in bir sith lordu olduğunu söyledi. usta windu ile oraya gitmek istese de, windu ona beklemesini emretti ve yanına kit fisto, agen kolar ve saesee tiin'i alıp şansölyeye gitti. padme için tek umudunun darth sidious olduğunu düşünen anakin, beklemek yerine jediların peşinden şansölye'nin bulunduğu yere gitti. kendisine gelen 4 jedi'ı, darth sidious kırmızı ışın kılıcı ile karşıladı. usta kolar ve usta tiin'in ardından usta fisto'yu öldüren sidious, mace windu ile denk bir düelloya tutuldu. kendisine gelen yıldırımı ışın kılıcı ile sidious'a yansıtan windu, sidious'un o alışık olduğumuz buruş buruş haline gelmesini sağladı. windu, anakin'in tek umudu olan sidious'u öldürmek üzereyken, anakin tarafından eli kesildi ve ardından sidious'un yıldırımı ile aşağı fırlatıldı. kendisini karanlık tarafa adayıp sidious'un öğrencisi olma teklifini kabul eden anakin, darth vader adını aldı.

    jediların kendilerine saldıracağını bilen palpatine, jedi düzenini düşman ilan etti ve yeni çırağı darth vader'ı jedi tapınağına yolladı: "merhamet gösterme." sonrasında da, bir arada bulunan ayrılıkçıları öldürmesi için mustafar'a gitmesini emretti. jediların şansölyeye karşı girişimi ise ihanet olarak değerlendirildi.

    "bir kez daha sithler galaksiyi yönetecekler ve barış her yerde tesis edilecek."

    vader, uzun bir süre önderlik ettiği 501. klon trooper lejyonu ile tapınağa doğru yola koyuldu.

    utapau'da ise, 7. gökyüzü kolordusu komutanı cc-2224 yani cody, generali olan kenobi'ye düşürdüğü ışın kılıcını verdikten sonra, şansölye o tarihi emri verdi ve büyük jedi tasfiyesi başladı:

    "execute order sixty six"

    kenobi, utapau'daki çukurdan yüzeye doğru çıkarken kendi askerleri tarafından vurulduktan sonra suya düştü.

    "execute order sixty six"

    jedi ustası ki-adi-mundi, muharebe esnasında şaşkına döndü çünkü kendi klon birlikleri tarafından kurşuna dizildi.

    "execute order sixty six"

    alımlı jedi aayla secura öldürüldü.

    "execute order sixty six"

    usta plo koon, fighterı ile havadayken klonları tarafından vurularak öldürüldü.

    "execute order sixty six"

    klon askerleriyle birlikte harpte olan diğer bölgelerdeki tüm jedilar öldürüldü.

    "execute order sixty six"

    anakin skywalker'ın yetenekli padawanı olan ahsoka tano, jedi tapınağı'nın bombalanması sebebiyle suçlanmış ve jedi düzeni'nden çıkarılmıştı. suçlamalar asılsız olup asıl suçlunun luminara unduli'nin padawanı barriss offee olduğu ortaya çıktığında düzene geri çağrılmış ama kabul etmemişti. artık jedi düzeninin bir parçası olmamasına rağmen, 501. lejyon'un bir bölüğü ile darth maul'u yakalama görevi için mandalore'a gitmiş, güzel bir düello sonrasında maul'u yakaladıktan sonra başkente dönerken klonların saldırısına uğramıştı. klonlar, eski komutanlarını sevgiyle karşılamış, hatta miğferlerine onun yüzünün desenlerini çizmişlerdi ama bir anda onu öldürmeye çalıştılar. klonlar onu ararken, ahsoka ortalığı karıştırması için tutsak maul'u serbest bıraktı. gemideki droidlerin yardımı ile dostu olan yüzbaşı rex'in beynin çipi çıkardıktan sonra da, gezegen yüzeyine doğru dalışa geçen gemiden sağ kurtuldu ama ölmüş izlenimi yaratmak için, ustası anakin'in hediye ettiği ışın kılıçlarını enkazda bıraktı.

    "execute order sixty six"

    wookieelerle yan yana savaşan yoda ise olanları anladı ve kendisine silah doğrultan iki klonu öldürdükten sonra iki wookiee ile kaçtı.

    vader tapınakta kim varsa klon ordusu ile birlikte öldürdükten sonra konsey odasına girdi ve dışarıdaki katliamdan saklanan çocuk jediları buldu:

    "usta skywalker, çok kalabalıklar. ne yapacağız?"

    "korku, soğuk ve öfke."

    baba olmaya hazırlanan vader, hepsini kılıçtan geçirdi. tapınak da yakılıp yıkıldı.

    tapınak yanarken anakin'in orada olduğunu öğrenen padme başına bir iş geldiğinden korkuyordu. senatör bail organa da tapınağa geldi ama klonlar onu içeri almadılar. genç jedi zett jukassa'nın klonlar tarafından öldürüldüğünü gördükten sonra olanları anladı.

    tasfiyeden çok az sayıda jedi kurtulmuştu. küçük padawan caleb dume, ustası depa billaba sayesinde bu katliamdan sağ kurtulmayı başaran ender jedilardandı. padawanı olacak olan ezra bridger'ı bulana dek ışın kılıcını daima saklayıp kanan jarrus adı ile gizlenerek bir asi birliğinde boy gösterecekti. kendisi, star wars alemindeki en iyi jedi olup gözbebeğimdir.

    obi wan da tasfiyeden sağ kurtulup utapau'dan kaçmayı başardı. tarrful ve chewbacca isimli iki wookiee, kaçmasına yardım ettikleri yoda'yı sağ salim gezegenden gönderdiler. senatör organa, yoda ve kenobi ile iletişim kurup buluştu. bu esnada senato acil toplantı çağrısında bulundu ve senatör organa oraya gitti.

    jedi tapınağından gönderilen bir çağrıda, bütün jediların tapınağa gelmesi emrediliyordu. yoda ve kenobi tapınağa gidip bu tuzak çağrı yerine, eğer sağ kalan jedi varsa tapınağa gelmemesi şeklinde bir çağrı gönderdiler.

    padme ile bir araya gelen vader, eşine bekle beni, dedikten sonra mustafar'a gitti. orada bulduğu bütün ayrılıkçı konsey üyelerini kılıçtan geçirdi.

    senatoda yüce şansölye palpatine, bu sıfatıyla son konuşmasını yapar:
    "jedi isyanı bastırıldı. geriye kalanların da peşine düşüp avlayacağız. suikast girişiminden sonra vücudum mahvoldu, yaralar açıldı ama emin olun ki, hayatım boyunca hiç böyle kararlı olmamıştım. güvenliği ve istikrarı sağlamak için cumhuriyet yeniden düzenlenecek ve ilk galaktik imparatorluk kurulacak. güven içinde yaşayan bir toplum için."

    "demek özgürlük böyle yok ediliyormuş. sağır edici alkışlarla."

    (buraya bir imperial march yakışır. ve tabii ki vader'ın olduğu her sahneye)

    mas amedda, tapınakta öldürülen tüm jediların ışın kılıçlarını alıp yok etti ve zaferin kanıtı olarak kutladı.

    jedi tapınağına gelen yoda ve obi-wan, cansız yatan jediların klon silahlarıyla değil, ışın kılıcı ile öldürdüğünü anladılar. obi-wan, tapınaktan yeni bir mesaj yayımladı ve eğer sağ kalan jedilar varsa buraya gelmemeleri emredildi. güvenlik kayıtlara baktıklarında ise yalnızca acı ve üzüntü buldular; katil anakin'di. tasfiyeden sağ kurtulan bu iki jedi için kalan tek çözüm, iki sith'i de ortadan kaldırmaktı. obi-wan anakin'i öldüremeyeceğini düşünüp imparatora gitmek istedi ama yoda, obi-wan'ın gücünün sidious'un gücüne denk olmadığını bildiği için kendisi gitti. bir zamanlar küçük kardeşi gibi olan anakin, artık yüzünü karanlık tarafa çevirmişti. eğittiği çocuk artık yoktu, o artık darth vader'dı ve yok edilmesi gerekiyordu.

    mustafar'da ayrılıkçıların tamamı öldükten sonra klon savaşları da resmen bitmiş oldu. droid ordularına komuta eden savaş gemilerine emir gönderildi ve droidler devre dışı bırakıldı.

    anakin'in nerede olduğunu bilmeyen obi-wan, kalbinin sesini dinleyerek padme'nin yanına gidip ona her şeyi anlattıktan sonra, anakin'in nerede olduğunu sordu. padme duyduklarına inanamadı ve obi-wan'a anakin'in yerini söylemedi. hamile olmasına rağmen yola koyulup mustafar'a gitti. obi-wan da gemiye gizlice bindi, anakin'e gideceğini biliyordu. padme, anakin'e obi-wan'dan duyduklarını sorduktan sonra, obi-wan'ın da gemiden çıktığını gören anakin öfkeyle padme'yi boğdu.

    padme yerde baygın yatarken, eski ustasıyla çırağı, düelloya tutuldu. aynı vakitte yoda da imparatora geldi. bu iki güzide düello aynı anda başladı; senatoda usta yoda ile sidious, mustafar'ın lavları uzerinde de anakin ile obi-wan. sidious senatoyu yoda'nın başına yıkarken yıldırım verdi ama yoda karşıladı, yenişemediler. başarısız olan yoda, senatör organa'nın yardımı ile kaçtı, başka bir gezegene* sürgüne gitmek zorunda kalacaktı. sidious ise vader'ın tehlikede olduğunu hissetti ve mustafar'a gitti. mustafar'daki düello ise kızışmıştı, lavlar üzerindeki platform çöktü. titanik'ten kurtulan rose'un jack'i almadan sığdığı tahta parçası kadar bir platform üzerinde birkaç kelamdan sonra savaşmaya devam ikiliden obi-wan, zıplayıp daha yüksekte olan kara parçasına çıktı.

    "artık bitti anakin. yüksek kısım bende."

    "gücümü küçümsüyorsun."

    "sakın deneme."

    ama denedi ve obi-wan, anakin'in iki bacağını ve sol kolunu doğradı.

    "sen seçilmiş kişiydin. sith'leri yok edecektin, onlara katılmayacaktın. güce denge getirecektin karanlık değil."

    "senden nefret ediyorum."

    "sen benim kardeşimdin anakin. seni sevmiştim."

    lavlara doğru sürüklenen anakin alev aldı. onu böyle görmek istemeyen obi-wan ise dönüp gemiye gitti. padme, c3po ve r2-d2 ile birlikte oradan uzaklaştılar. darth sidious oraya geldiğinde darth vader'ın hala yaşadığını görüp derhal götürdü.

    obi-wan, organa ve yoda'nın yanına döndü. padme tıbben çok iyi durumda olsa da, bir şekilde kahrından ölmek üzereydi. yaşama isteği kalmamıştı, ikiz bebekleri sezaryenle almak zorunda kaldılar. anakin ve padme, ikisi de aynı anda ameliyat masasına düştüler. birinde anakin ölürken çığlıklar içinde darth vader doğmakta, diğerinde de padme ölürken yeni bir umut. padme, çocuklarına luke ile leia isimlerini verip onları ilk ve son kez gördükten sonra, obi-wan'a anakin için "o hala iyi biri" dedi ve öldü.

    vader'ın yeni görünümü ile uyanmasından sonra ilk sorduğu padme oldu. sidious ise, o çok sevdiği kadını kendisinin öldürdüğünü söyledi.

    padme'nin ikizlerinden kız olanı organa aldı, eşiyle birlikte hep bir kız çocuğuna hasretlerdi. luke ise, üvey amcası olan owen ile yengesi beru'nun yanına, ikiz güneşli tatooine'e koruyucusu obi-wan tarafından götürüldü.

    yaşaması için gerekirse tüm evreni yok edebilecek bir adamın karısı olan padme'nin saçları çiçek işlemeli cenazesi ise, naboo'daki teşvikiye camii'nden kaldırıldı.

    klonlar, imparatorluğun tesis edilmesinden sonra stormtrooper ismini aldılar. imparatorluğun son yıllarına dek jango fett'in şablonuna sahip olan çok az sayıda klon kalacaktı. kim ne derse desin, bu katliamda suçlu görülebilecek son kişiler klonlardır. hatta verilen emirlere uymakla yükümlü olan bu askerlerden bir tanesi, hiç kimse bir şey anlamamışken olayı kavrayıp önlemeye bile çalışmıştı.

    darth sidious'un muazzam planı ise yaramıştı. en büyük düşmanlarının yanına sızıp, onlara hissettirmeden gücü ele geçirmiş, kendi yarattığı düşman ile birlikte kendisini güçlendirip nihai çözüm olarak jedi düzenini ve yarattığı düşmanı ortadan kaldırmıştı. bununla birlikte kendisine muazzam derecede güçlü bir öğrenci de bulmuş ve evreni korku ile yönetmeye başlamıştı, ta ki yeni bir umut, seçilmiş kişinin oğlu olarak doğduktan sonra büyüyene dek.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap