12 entry daha
  • ülkemizde özellikle eşcinsellik ile ilgili tartışmalarda doğrulanan harikulade önerme. "ben homoseksüel değilim ama", "ben heteroseksüelim, fakat", "yanlış anlaşılmasın ben evliyim, lakin...", "benim cinsel tercihlerim o yönde değil, ama..." diyerek başlayan ve iyi niyetli bir biçimde farklı cinsel tercihlere hoşgörüyle yaklaşılmasını savunan görüşler -tekrar ediyorum ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar- eril tahakküme ve bu tahakküm biçiminin kucağında büyüdüğü sıradan/gündelik/pop/hatta bazen politik faşizme baştan yenilmişlerdir.

    yinelemek pahasına söylemek gerekirse, sıradan/gündelik/pop/hatta bazen politik faşizmin birincil arzusu eşcinsel haklarını ya da duruma göre farklılıklarla birarada yaşama istencini yok etmek değildir. onun birincil arzusu; herkesin "ne"liğine/"kim"liğine dair bir malumat edinmektir. faşizm tanıyamadığı şeyden hoşlanmaz. özne kendini tanımladıktan, ne olduğunu söylemeye mecbur bırakılıp, kimliğini ifşa ettikten sonra sorun bir taktiksel saldırı sorunudur. ama stratejiler her zaman taktiklerden daha önemlidir. işte bu yüzdendir ki; faşizmin temel stratejisi konusma yasagını değil, soyleme mecburiyetini tesis etmek üzerinedir.

    ne mi diyorum? eşcinsellik tartışmaları özelinde konuşan özne; kendi konumunu/cinsel kimliğini açıklamadan da eşcinselliği/farklı cinsel tercihleri savunabilmelidir diyorum. ne mi diyorum? konu kürt sorunuysa, konuşan özne; kendi konumunu/etnik kimliğini açıklamadan da söyleyebileceğini söylemelidir diyorum. ne mi diyorum? konu başörtüyse, konuşan özne kendi konumunu/dinsel kimliğini açıklamak zorunda hissetmeden de söyleyebileceğini söylemeli diyorum. ne mi diyorum?

    hiçbir şey ama hiçbir şey söyleme mecburiyetinde değiliz, diyorum.
93 entry daha
hesabın var mı? giriş yap