1 entry daha
  • aşık mahzuni şerif ve edip akbayram’ın bir araya gelişiyle ortaya çıkmış yakıcı bir güzellik daha. ince ince bir kar yağar gibi.

    bu ikisine arabam kaldı yolda ve garip'i de ekleyince (daha başkaları da var, elbette) ortaya şöyle bir durum çıkıyor: (bkz: haddini aşmak)

    bu şarkılardaki sözler, düzenlemeler, kullanılan enstrümanlar, icra tarzı vs., bugün herkesin derdi haline gelmiş olan, yerel ile evrensel ya da doğu ile batı arasında bir bağ/köprü/sentez oluşturma gayretlerinin “kör kör parmağım gözüne”liğini açığa çıkarıyor. meğer o kadar da kasmaya gerek yokmuş. sadece derdinizi düzgün anlatmanın yollarını aramak gerekiyormuş. yapan yapıyor işte. görülüyor ki, bize ait olanı anlatmak için kullanabileceğimiz imkanlar o kadar da sınırlı değil.

    bu şarkıları sadece mahzuni’nin sözleri, sadece edip akbayram’ın sesi ya da sadece dostlar grubunun icrası ve düzenlemesiyle değerlendirmek anlamsız. hepsi bir araya geldiğinde ortaya bir şey çıkıyor. müziği bir şekilde önemseyen insanların ortaya çıkan bu şeyi görmezden gelmesi, onu üretenler için değil ama görmeyenler için kayıp olur. yetmişli yıllar, başka bir sürü alanda olduğu gibi müzikal tarihimiz için de dikkat çekici bir dönem çünkü.
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap