2742 entry daha
  • geçen süreci şu şekilde özetleyebiliriz.

    * mgk'da vücut bulmuş asker kökenli bir derin devlet yapısının ülkenin demokratikleşmesini engelleyip mafyatik ağlarla ülkeyi kanser ettiği 1990'lar yaşanır.

    *akp bu yapı ile mücadeleye girer. bu süreçte ab söylemlerini kullanarak kendisini kollamaya çalışır. batı'nın da desteği ile fetöyle ortaklaşa çalışarak "ılımlı islam" projesi için çalışmaya başlarlar. türkiye abd ve ab'nin rusya'nın çekildiği orta asya ve ortadoğu'ya küreselci sistemi yayması için bir zıplama tahtası olarak görülür. bunun için de ordu içinde gücü yüksek olan avrasyacı-ulusalcılara karşı islami liberal ama küresel demokratik sisteme adapte olabilecek ortaklarla çalışma niyeti başlar. bu aynı zamanda batı'nın islamı emme çabasının da bir ürünüdür (ki bu durum çok fena patladı artık, islam emilmiyor, girdiği yere yaptığını da avrupa'dakiler anlatsın).

    *askeri vesayeti en büyük tehdit olarak gören ve önceliği ab projesi olan liberaller akp'nin samimiyetine inanır.

    * bu süreç içerisinde derin devletin örgütlediği bir takım garip karanlık olaylar yaşanır, cinayetler olur, hrant dink öldürülür, yüzbinlerce insan asker göreve demek üzere sokaklara döktürtülür. e-muhtıra çıkar. en sonunda akp'ye kapatma davası açılır. derin devlet ve ulusalcı asker hamlesini yapıyordur. ab bir milli güvenlik sorunu olarak bile dillendirili kimi çevrelerde.

    * çeşitli liberaller ve liberal taklidi yapan islamcılar akp'nin yeni medyasında yer alır. ahmet altan bu bağlamda taraf'ta karmaşık bir yazar kadrosu toplar.

    *akp kürt sorunu çözme iddiasına girişir. liberalleri ve bir takım solu çok güzel tavlar. milyonlarca kürt oyu ile iktidar olmasını neredeyse garantiler.

    * ahmet altan yönetiminde taraf doğru ve yanlışlar karışık olarak derin devleti yazar, askerin ve güvenlik güçlerinin karanlık ilişkilerini en büyük tehdit olarak lanse eder.

    * akp ve fetö kendi motivasyonları ile derin devleti sökmek üzere askere yüklenirler. liberaller de onlara bolcana mermi sağlar.

    işte bu süreçte ortalık iyice karışıyor. ahmet altan ve ekibi bu süreçte bu işin cılkını çıkartarak haklı olabilecek insanları da yakacak şekilde agresifleşmiştir. lakin bu süreçte akp hala görece liberal kadrolara sahip olduğu için işin buralara geleceğini öngörememesinin onun suçu olduğunu düşünmüyorum. hangimiz 2016'da fetö darbesi gibi bir girişim olacağını tahmin edebilirdik?

    * ergenekon ve balyoz adı altında haklı ve haksız, soldan sağdan bir sürü insan isimleri beraber anılarak yargılanır. ergenekon yalandır, bu davalar tamamen safsatadır diyenler bana gelip bugün perinçek ne ayak gelsin anlatsın. ne oldu da bu adam ve partisindeki yüzlerce emekli subay akp destekçisi oldu? bu subaylar kim, görüşleri neler, kimlere yakınlar oturun inceleyin. bu kadar mgk'dan fırlama, güvenlik-medya-istihbarat ilişkili adam perde arkasında iş çevirmiyordu yalan diyen gitsin türkiye tarihini tekrar okusun. veli küçük kimlerle bağlantılıydı gitsin baksın. bu kadar faili meçhul nasıl oldu anlatsın. beyaz toros nedir söylesin.
    biriniz çıkıp bana deyin, nedim şener vasıflı, üst düzey, kaliteli, birikimli bir gazetecidir, o yüzden her gün televizyonda bugün akp'yi savunuyor deyin.
    alaattin çakıcı bu vatanın kahramanıdır diyen kişiye ise zaten laf anlatamayız.

    * fetö bu darbeyi devlete komple çökmek için kullanır, bütün kadroları ele geçirmeye başlar. akp bu durumdan huysuzlanmaya başlar.

    *eli güçlenen fetö akp'den daha çok şey talep etmeye başlar. ilk olarak hakan fidan meselesi, daha sonra daha fazla vekil meselesi yaşanır.

    * akp-fetönün birbirine girdiği süreçte hem erdoğan daha popüler, hem fetö devlette daha örgütlü hale gelmiştir. muhalefet ise artık devletle bağı kalmamış bir kitle olarak gezi gibi sokak olaylarıyla moral bulur. muhalefetin derin devlet-ulusalcı kimlikten kopup yeni nesillerle birlikte liberal-batı yanlısı bir kitleye dönüşme süreci bu dönemde başlar (hatırlatalım ki 2000'lerde chp tabanı ab karşıtı idi. mhp-chp el ele milliyetçi bir çizgideydi).

    *akp-fetö anlaşmazlığı dershane olayı ve 17-25 aralık yolsuzluk skandalıyla patlar

    * ahmet altan ve diğer liberaller ruşen çakır'ın da dediği gibi artık taraf'tan kopmuştur ( özellikle taraf'ın komplo teorilerinin cıvığını çıkardığı, ntv'nin suikast yaptığı gibi saçma sapan şeyler uydurduğu dönemde yasemin çongar ve ahmet altan taraf'tan ayrılır). ancak ahmet altan ilkesinden sapmamıştır. inandığı değerler uğrunda fetö'den de güç alarak otoriterleşen akp'yi eleştirmeye başlar. bu da onu otomatikman bizden değilsen onlardansın ilkesi ile "fetöcü" sıfatıyla yüz yüze bırakır. zira altan muhalif kanatta da kendine yer bulamaz. bu ülkede daha dinsizler ağzını açamazken dinsizliğin reklamını yapan a.altan fetöcü ilan edilmiştir.

    *ahmet altan artık fetö'den de akp'den de dışlanmış bir yazar olarak iktidarı eleştirmeye devam eder. muhalefet kitlesi sen yetmez ama evet'çisin ne konuşuyorsun diyerekten yıllar geçer.

    * fetö darbe girişimi yapar, devamında gelen purge'de altan dahil bir sürü insan hapse atılır.
    ahmet altan haksız yere, suçu olmayan bir şeyden dolayı hapse girer ve yıllarca yatar.
    ama asla geri vites yapmaz. kendisi istese akp'den kopmayan bazı çirkef yazarlar gibi sabah gazetesi orada burada devam edebilirdi (engin ardıç, mehmet barlas gibi insanın midesini zorlayacak derecede proje kişiliklerle birlikte). ama adam inatçı, garip bir tip. kendi bildiğini okuyan tek tabanca bir adam. bu süreçte başkalarının hakkını yedi yalan değil, ama olanların sorumlusu değil. sadece kısa bir dönem kullanıldı. ne muhalefete ne iktidara boyun eğdi.

    yattığı hapis belki de karma is a bitch ilkesi çerçevesinde ele alınabilir. ama siyasi sebeplerle suçsuz yere hapis yatan insan keşke içeride kalsaydı diyorsan a.altan'ın ne kadar haklı olduğu ortaya çıkarıyorsundur. ahmet altan'ın güvenmediği o ulusalcı-milliyetçi kesim otoriterlik ve hukuk tanımazlıkta akp'den farksız değildiri kanıtlamış olursun.

    kişisel olarak, ne muhalifler, ne iktidar yanlılarına yaranamayan biri olarak kendimi altan'a yakın bulurum. özgürlük, insan hakları, demokrasi, şeffaflık, çoğulculuk en önemli şeydir. bu süreçte öğrendiğim bir şey var; o da islamcıların demokratikleşebileceğine asla inanma. altan dahil bir çok liberalin öğrendiği şey bu olmuştur. bu da ülkemizin kayıp 10 yılıdır. 10 diyorum çünkü 2010'a kadar ülke muazzam ilerleme kaydetmiştir, hem ekonomik hem demokratikleşme açısından.
241 entry daha
hesabın var mı? giriş yap