20 entry daha
  • canlılık tarihinde görülen ilk cesetler bu canlıya (veya bir benzerine) ait olabilir.

    bir çok hücrenin küre formunda dizilerek oluşturduğu bu canlı, mükemmel bir simetriye sahip olsa da bir nevi başa ve kıça sahiptir; bu bakımdan hakiki bir birey, gerçek bir çokhücrelidir. bir tarafındaki hücreleri sahip oldukları pigmentler sayesinde ışığa daha duyarlı olduğu için yüzme esnasında hep aynı kutup öne bakar.

    bundan daha da ilginç olanı ise bünyedeki üreme yeteneği ile ilgili iş bölümüdür. üreme kabiliyeti, pandorina gibi tüm hücrelerine eşit olarak dağıtılmayıp sadece arka bölgede kalan hücrelerde bulunur. bu hücreler bölünmeye başladıklarında ana volvoxun içinde kalan yeni küreler oluşturur, büyür ve eski küreyi parçalarlar. bu da şu anlama geliyor: canlının devamını sağlayacak hücreler organizmanın sadece belirli bir bölümü olacaktır; diğer hücreler ise yavaş yavaş ölerek dünyanın en küçük cesetlerini oluşturacaklardır.

    ölümlülük ile ilk karşılaştığımız yer burası oluyor, diyor hoimar von ditfurth. elbette ölüm, hayatla yaşıttır. ama tekhücreli canlılar dünyasında, yaşlılıktan kaynaklanan ölüm yoktur. tekhücreliler, bölünerek çoğalırken arkalarında ceset bırakmazlar; bu bakımdan hepsi potansiyel olarak ölümsüzdür*. ama bir örneğini de volvoxta gördüğümüz herhangi bir çokhücreli, yalnızca üreme hücrelerinin devamını sağlayacak, diğer hücrelerini ölümün kollarına bırakacaktır. bu bakımdan biz insanların volvoxtan bir farkı yok; bütün hayatımız boyunca yalnızca üreme hücrelerimizden birkaçı hayata devam edebiliyor, diğer herşeyimiz ölüyor. bu ışık altından bakılınca, bütün bedenimiz üreme hücrelerini sağ salim yetiştirmek için kullanılan bir pakete benziyor, sonsuz hayatın üstüne giyip çıkardığı elbiseler gibiyiz.*
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap