6 entry daha
  • bir savaş etiğinin gerekliliğini savunmak, savaş olgusunun gerekli olduğu iddiasını da sahiplenmektir aynı zamanda; yani savaşın bir politik çözüm yöntemi olduğunu, bu sayede çeşitli sorunlara çözüm bulunacağını vs. kabul etmek demek. cenevre sözleşmesi'nin imzalandığı koşullar, 2 dünya savaşı yaşandıktan sonraki koşullardı, ki aynı zamanda bu koşullar savaşın gereksizliğini ve çözümsüzlüğünü de ortaya koyan koşullar olagelmişti.

    günümüzde ise, geleneksel anlamda, üzerinden bir etik tarif edilebilecek türde bir savaş yaşanmamakta malesef. günümüzde yaşanmakta olan ırak savaşı, bosna savaşı, çeçenistan, filistin gibi örneklerde, bir "savaş" olduğu iddiası da komik kaçıyor. zira bütün bu örneklere bakıldığında bir savaş değil, bir işgal tarif edilebiliyor. işgal eden hep terörizme karşı savaştığı iddiasıyla tüm etik kuralları devre dışı bırakmakta (bkz: militaristic humanism) , işgal edilen ise zaten diğer tarafa göre fazlaca güçsüz bir konumda olduğu için gerilla tipi mücadele vermekte. burada uluslararası anlamda bir savaş etiği, işine gelirse, işgal edenin inisiyatifinde kalmakta.

    ayrıca ne etiği, kime anlatacaksınız? bu koşullarda kim dinler, kimin işine gelir ki dinlemek? maç mı yapıyoruz allahınızı severseniz?

    edit:
    çözüm önerisi isteyenler için, ırak işgalinden önce paris'te ve londra'da 1 milyon kişi yürümüştü.
    yani tek çözüm önerisi var: savaş mavaş yok kardeşim, politika ile çözeceksin sorunları.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap