3884 entry daha
  • falmanya serüveni bir restoranda bulasik yikama ile baslayip sonrasinda almanya'nin en büyük insaat projelerinde proje yöneticiligi yaparak devam etmekte olan birisi olarak ben de irkcilik ile alakali bir kac satir eklemek istiyorum.

    öncelikle almanlar ve almanya'da yasam üzerine sosyal tespit yapanlarin profillerine dikkat etmek suretiyle kulak kabartmanizi tavsiye ederim. almanya'da hic yasamamis veya almanya'ya geleli henüz bir kac yil olmus kisiler icin her sey güllük gülistanliktir genelde zira cogu insan almanya'ya gelirken bir bavul dolusu da pembe hayaller getirirler beraberinde (ben de onlardan birisiydim zamaninda) ve "siz kesin bir sey yapmissinizdir da o yüzden irkcilik görmüssünüzdür" seklinde zayif argümanlarla bu devasa problemi ele alirlar fakat isin icine girdikce, almanlar ile is ve arkadaslik yapmaya basladikca durumun görünenden cok daha farkli oldugunu yavas yavas görürler. bu gözler, yesiller partisine üye olup, yabancilar icin gönüllü olarak calisan bir alman arkadasin biraz ictikten sonra icinden nasil bir irkci ciktigini dahi gördü. test etmesi bedava, arkadaslariniz biraz ictikten sonra "yabancilar" konusunu acin ve "ya yabancilar da aslinda cok söyle böyle..." gibi irkci söylemleri duymaya baslayin... yaptigim isten dolayi o kadar cok üst seviyeden insanla muhattap oldum ki, bir hakimin dahi sirf babasi türk diye gidip soyismini alman soyismi yaptigini ve telefonda türklere sövdügünü dahi duydu bu kulaklar fakat bir noktaya dikkatinizi cekmek isterim ki; ilgili kisi mesleginin basina gectigi zaman kesinlikle herhangi bir ayrim gözetmeyen birisi oluveriyor zira sistem bunu ona zorluyor, baska bir caresi yok. ya görevini yapacak ya da mesleginden olacak.

    ikinci olarak "almanlar irkci midir?" sorusuna cevap ararken devleti ve sahislari ayri tutmak gerekir. cünkü kitabin ortasindan konusmak gerekirse; sahislar veya alt seviyedeki memurlar arasinda irkcilik oldukca yüksek seviyedeyken, size karsi apacik irkcilik veya ayrimcilik yapabilirlerken; devlet ve devletin mekanizmalari irkciliga veya ayrimciliga bir sekilde izin vermemeye calisiyor. zaten devlet icin calisan memurlarin bir cogu da bence irkci olmadiklari icin degil, bir sikayet ve sorusturma oldugunda mesleginin tehlikeye girme riskinden dolayi irkcilik yapmiyorlar.

    ayrica devletin kademelerinde bir takim irkci örgütlenmeler oldugu da herkes tarafindan bilinen bir gercektir. mesela polis akademisinden ayrilan bir alman genc video cekerek bu irkci örgütlenmeleri desifre etmisti. cektigi videoda, ögretmenlerinin egitimlerde "karsinda bir türk varmis gibi vur jopu" gibi laflar söylediklerini; akademideki arkadaslarinin whatsapp gruplarinda yabanci düsmani paylasimlar yaparak eglendiklerini anlatmisti fakat is pratige geldigi zaman "bariz irkcilik" yapilmasi nadiren gerceklesiyor ve genelde "gizli irkcilik" uygulaniyor. "almanya'da irkcilik yok" diyen cogu insan da apacik irkcilik yapilmadigi icin irkcilik olmadigini düsünüyor ama esasinda hayatinin her oktasinda gizli irkciliklara maruz kaliyor. nasil mi? hemen örneklendirelim:

    örnegin kiralik ev icin basvuru yaptiginizda bir yabanciya "ev kiralandi" denir ama aslinda henüz kiralanmamistir. bir alman aradiginda ise evi görmesi icin randevu verilir veya kendi yasadigim bir olayi kisaca anlatayim; bir sigorta sirketinde aylik 10 küsür euroluk bir sigorta yaptirmak icin basvurmustum (baskasinin malina zarar verince zararin karsilandigi bir sigorta. örnegin bir misafirlikteyken yanlislikla suyu arkadasinizin notebookuna dökmeniz sonucunda notebookun bozulmasi gibi). bugüne kadar defalarca hemen hemen her türlü sigortayi yaptirmis ve hic red almamis birisi olarak sasirmistim cünkü bir önceki ayni tip sigortamda da herhangi bir hasar kaydim dahi yoktu. test etmek icin ayni adres, ayni dogum tarihi vb. fakat ismimi "hans zimmermann" yaparak basvurdugumda sigorta talebim onaylanmisti. bu tarz olaylar malesef istisna arz etmemekte ve internet üzerinde kisa bir arastirma ile bir cok gazetenin bu tarz testler yaparak sirf isme bakarak ayrimcilik yapan ev sahiplerini veya dev sigorta firmalarini tespit etmisti. bu demek degildir ki bir yabanci ev bulamaz. elbette bulur fakat buluyorsa büyük bir ihtimalle bir alman basvurmamistir. zaten anlatmaya calistigim sey de, ayni profillerde olan bir alman'in ve de bir yabancinin basvuru yaptiginda alman'in tercih edilmesi.

    daha önce de belirttigim gibi, irkci insanlar (bakin almanlar demiyorum, "insanlar" diyorum cünkü almanya'da size irkcilik yapan kisi veya kisiler alman olmak zorunda degil zira yabancilar da cok fazla irkcilik yapmaktalar) devlet ve yasalar ayrimciligin önüne gecmeye calistigi icin irkci faaliyetlerini acikca yapamiyorlar fakat yasalarin izin verdigi kadariyla da sizi almanya'da barindirmamak icin ellerinden geleni yapiyorlar. "nasil yani?" sorusuna hemen pratikten bir örnek vereyim:

    yabancilar subesi yabancilara oturum hakki veren devlet kurumudur. bu kurum kararlar alirken oturum yasasini baz alirlar ve hemen hemen her sey yasada belirlenmistir. farzedelim ki sizin tüm evraklariniz hazir ve yasaya uyuyor. bu durumda yabancilar subesindeki irkci calisan (eger denk gelirseniz), yasalar apacik ortada olmasindan dolayi red veremeyecegi icin "oyalama ve yildirma" taktigi izler. bir kac ay sizi "evraklari kontrol ediyoruz" diye oyalar. sonra "sizin evraklara bakan calisan degisti, yeni görevli sizin durumunuzu bilmedigi icin evraklari tekrar kontrol etmesi lazim. biraz sabir lütfen" denir. bir yolunu bulurlar ve geciktirdikce geciktirirler. 3 ay beklediginiz randevu iptal olur, bir 3 ay da tekrardan yeni yazismalar sürer, bir sonraki randevu da sansliysaniz yine 3 ay sonrasina verilir. etti mi 9 ay? ve yine öyle veya böyle akla mantiga uygun olmayan bir sebeple sizden evrak talep ederler ki, siz o evragi bu pandemi sürecinde konsolosluktan aylar sonra ancak alabilirsiniz. etti mi size 1 sene? benim durumumda ben 6 aydan fazla egitim maksadiyla calismamistim ve devletten maddi talepte bulunmamistim cünkü param vardi fakat yabancilar subesi calisani benim 6 aydan fazla türkiye'ye gidip kalmis olabilecegim düsüncesine kapilip konsolosluktan mühürlü "türkiye'de son 1 yilda ne kadar süre kaldin?" sorusunu cevaplayan bir belge istemisti cünkü 6 aydan fazla süre almanya disinda kalinca oturum iptal oluyor. ben de o ve bu sebeple olayi mahkemeye ve bir üst kontrol makamina tasiyinca (fachaufsicht) isin boyutu degisti ve bana aylar sonrasina randevu veren bu kurum, sabah 11'de mail atip ögle vakti 1'e randevu vermeye basladi ki neticesinde de cabucak sinirsiz oturumumu aldim...

    veya da kasitli olarak bir hata yapilir ve oturum sartlari yerine getirilmedigi öne sürülür fakat "red" verilmez ve sizin aylardir beklediginiz randevu iptal olur. red verilmez cünkü "abschließend geprüft" henüz yapilmamistir yani "nihai karar" yoktur ve eger bir hata yapmislarsa mahkeme karariyla da olsa oturumunuzu alirsiniz ki hata yapan calisanlarin da meslegi tehlikeye girer. o yüzden kurum ierisisinde evraginizi oradan oraya dolastirma taktigi izlerler. dosyalarinizi bir üst yetkili alir ve o da sizi aylarca oyalar ve size 3 ay sonrasina yeni bir randevu verir. genelde randevular aylar sonrasina verilir cünkü "cok fazla göc oldugu icin kapasitemiz asilmis" durumdadir diye yalanlar söylenir. isin icindeki birisi olarak sunu söyleyebilirim ki sizin evraklariniz ilgili kuruma ulastiktan sonra bir kac saat icerisinde hemen inceleyip oturum hakkinizin olup olmadigini coktan bilirler... ve eger türkiye pasaportunuz var ise sizi kolay kolay gönderemeyeceklerini de cok iyi bilirler cünkü türkiye cumhuriyeti vatandaslarinin dayanabilecegi tapu gibi bir arb 1/80 anlasmasi vardir. isin komik kismi da sadece türk vatandaslara bakan memur bu anlasmayi ilk defa duyuyormus gibi yapar ve arastiracagim diyerek yine sizleri aylarca oyalar. bir üst yetkili ile konusup "türk vatandaslarina bakan calisaniniz arb 1/80'i bilmiyor, bu nasil olur?" diye sordugunuzda ise "öyle sey olur mu, o cok iyi biliyor, zaten sadece türk vatandaslarina bakiyor" der. siz bir dumur olursunuz. sebebi cok bellidir, türk vatandaslari arb 1/80 sayesinde ayricalikli konumdadirlar ve büyük bir suc islemedigi sürece deport edilemez. memurlar bunu bilmiyormus gibi yaparak tiyatro oynarlar ve sizi imtiyazsiz oturum statüsüne koymaya calisirlar ki isleri daha da kolaylassin.

    tüm bunlar olurken de yabancilar subesi size "red" vermez cünkü söyledigim gibi; red sonucunda mahkeme yolu acilir ve mahkeme zaten basvuran kisi hakli oldugu icin hakkini teslim edecektir. o yüzden "red" vermezler ve size "basvurunuz olumsuz gibi görünüyor o yüzden basvurunuzu geri cekmenizi düsünmelisiniz" derler veya sizi aylarca "süründürürler". bunu sadece basit bir "yildirma politikasi" olarak uygulamazlar ve arka planinda cok daha sistematik taktikler vardir. örnegin bilirler ki yabancilarin isleri genelde stabil degildir. cogu yabanci calistigi is yerinde bir kac seneden fazla durmaz ve cevremde gördügüm kadariyla örnegin cogu mimar ve mühendis 2 sene dolmadan ya isten kovulur ya da daha farkli bir ise gecerler. bu irkci insanlar veya örgütlenmeler bu tarz durumlari cok iyi bildikleri icin oturum vermeyi erteleyebildikleri kadar ertelerler cünkü bilirler ki basvuru tarihinde oturum almak icin tüm sartlari yerine getiren kisi, bir kac ay sonra belki de getiremeyecektir ve oturum hakki olmayacaktir veya "lanet olsun bu ülkeye" diyip bikacak ve baska bir ülkeye gidecektir ki bu sekilde ülkeden ayrilan bir cok arkadasim mevcut. hintli arkadaslarimdan bir kaci bu sebeplerle örnegin ingiltere'ye gitmislerdi... bir cok türk arkadasim da yine ayni sekilde amerika'ya gitmisti veya türkiye'ye dönmüslerdi... zamaninda üniversitede tutor olarak calistigim icin de bir cok yabanci ögrenci yabanciyim diye beni secerlerdi derslerine yardimci olmam icin ve bu vesile ile onlardan irkcilikla alakali yukarida söylediklerimle örtüseno kadar cok hikaye dinledim ki...

    isin kötü yani da normalde "devlet kurumu calismiyor" diye de dava acilamaz zira sözde "calismiyor" degillerdir, güya sürekli bir seyleri kontrol ediyorlardir ve bu geciklemelerin hep ama hep bir sebebi vardir onlarca... aksi olsa bile zaten en erken 6 ay sonra bu dava acilabiliyor (untätigkeitsklage).

    evet, yasalar her ne kadar irkciligin önünü kesmeye calissa da ve siz de er ya da gec hakkinizi alabilseniz de yukaridaki örneklerde de görülebilecegi üzere isi kilifina uydurarak yabancilarin almanya'da kalmamasi icin devletin kademelerine sizan bazi irkci insanlar veya gruplar ellerinden geleni yapmaktadirlar.

    bir kac tane daha animi anlatip yazimi bitirmek istiyorum. üniversite dönemimde 5-6 kisi bir juri sinavinda kalmisti. kalanlardan bir kisi haric hepsi yabanciydi. o alman ögrenci de zaten juriye katilmadigi icin kalmisti. ben de kalanlar arasindaydim. kaldigimi ögrenen alman bir kiz arkadasim "ama nasil olur? ben projemi yaparken hep senden bakmistim. detaylari dahi sen göstermistin bana!" demisti. gercekten ben de sasirmistim ve puanlama kagidina bakmak istedigimi profesöre iletmistim. puanlama kagidini vermemek icin her türlü oyalama taktigi yapmislardi fakat ben isin icine avukatlari katinca durum degismisti. puanlama kagidini kontrol ettigimde örnegin projemde kat yüksekliklerini girmedigim yaziyordu ve sifir puan almistim. projeme baktigimda ise tüm kat yüksekliklerini cizdigini görmüstüm. tek tek tüm yanlis puanlamalari not alip itirazimi yaptiktan sonra dersten "iyi" notu ile gectim. bu olaydan sonra aklima almanya'ya yeni gelmis ve "pembe hayaller" ile yasayan ve de her daim yabancilari suclayan bir türk tanidigin su sözleri gelmisti "yahu yabancilar da sinifta kalip hep ögretmenleri irkcilikla sucluyorlar..."

    ayni üniversite yine türbanli bir arkadasimiz bitirme jurisinde sunumunu yaptiktan sonra projesinin juri tarafindan yorumlanmasini beklerken söyle bir söz gelmisti juriden: "siz almanya'da okudunuz ya, simdi türkiye'ye mi döneceksiniz?". akabinde de zaten arkadasimiz sinifta birakilmisti. "yapamadim" diye üzülerek ailesinin yasadigi sehre dönmek üzere olan bu arkadasimiza ben destek olarak hakkini aramasina ikna etmistim. biz türkiye'den gelenler haksizlikla mücade etmeye daha egilimliyiz, daha "yirtcisiyiz" tabiri caizse. arkadasimiz ise cocukluktan itibaren almanya'da yasadigi icin, "psikolojik baski" taktigine almanlar tarafindan cocukluktan itibaren maruz kalmisti ve almanlar "nein" diyorsa onun icin "nein"di. neyse ki davalar acildi (detaylari cok uzun) ve sonuc olarak projesinin degerlendirilmesi hususunda tekrardan hak kazandi... evet, hakkinizi arayinca hakkinizi aliyorsunuz fakat bu sürecteki psikolojik tahribat cok aci.

    diger bir gercek var ki almanlar ortalamanin üstünde bir egitime ve zekaya sahipler. o yüzden irkciliklarini cok güzel gizleyebilirler. politik dogruculugu cok güzel oynarlar ve bu durum, bu kültüre yabanci olan birisini yaniltabilir. evet, türkiye'den asina oldugumuz gibi apacik irkcilik yapildigi nadirdir fakat yukaridaki örneklerde de görebileceginiz üzere irkcilik "yok" degildir, sadece bizim cok tanisik olmadigimiz farkli formlarda vardir.

    almanya'da her türlü ortami görmüs ve gecirmis birisi olarak esasinda anlatabilecegim o kadar cok sey var ki... belki bir kitap dahi cikar...

    düzenleme: özelden "ben de almanya'ya gelmek icin motivasyon toplamaya calisiyordum ama anlattiklariniz beni umutsuzluga soktu" seklinde bir mesaj aldim. ben entrymi sadece sayfalardir zayif argümanlarla savunulan "almanya'da irkcilik yoktur varsa da sizin sucunuzdur" savina istinaden icin girmistim. yurtdisina göcecek herkes bilmelidir ki dünya'nin hicbir yeri "cennet" veya bir ütopya degil, keske olsa... her ülkenin kendince zorluklari olacaktir ve mücadele etmeniz gerekecektir. asil sorulmasi gereken sorular: bu mücadeleye ne kadar hazirsiniz? bu mücadelede hakkinizi ne kadar alabileceksiniz? yukarida da görülecegi üzere her aninin sonu, hakkini arayanin hakkini bulmasi ile bitti. dedigim gibi, entrymde "almanya'ya gelin" veya "gelmeyin" seklinde bir mesaj icermemektedir. sadece irkcilikla alakali bir soruya cevap aranmistir...
4885 entry daha
hesabın var mı? giriş yap