yazarın eskiz defteri

• yazarın beyninde serbest halde salınan ve herhangi bir başlıkla tam olarak ilintilendiremediği kıvılcımlar bütünü, bir nevi eskiz defteri..
  
  *eğer ben yedi cücelerden birisi olsaydım kesin sapık olanı olurdum..
  düşünsene ortada bir prenses var ve ne yaparsan yap uyanmıyor!..
  uffff nasıl mıncırırdım her yerini..süt gibi..ohşş!!..
  oysa cillop gibi kız orda savunmasız yatarken 7 cüce kol kola girip ağlaşıyorlar!
  hepiniz topsunuz olm!..
  
  *burçlara inanmıyorum ama bir yükselen var..
  
  *ruffles ın “en'lerin cipsi” reklamında “en kalını ve en tırtıklısı bizimki” diyor reklamın sonunda..magnum’un reklamları erotik belki ama bunlarınki bildiğin porno lan!
  
  *hocam ön sevişen çıkabilir mi?
  
  *öğretmenlik kutsal meslek olabilir ama her öğretmen de kutsal suyla vaftiz mi edildi mına koyim?
  
  *çocuk psikoloğu “hımm o zaman çocukluğunuza inelim” gibi klişe tekniklere başvuramıyor değil mi?
  
  *clark kent lazer ameliyatı olursa ne olur?
  
  *yatakta sigara içen bir kurbağa..diğer köşede prenses ağlıyor..
  
  *play station oynayan bir baba ve her sene rock n coke’a giden bir annenin çocuğu olmak nasıl bir duygudur acaba?!
  
  *jackie chan ve van damme’ın omuz omuza girip “önümüze gelene bin tekme” demeleri komik olurdu..
  
  *1960 yılında kurulan "genç iş adamları derneği" moruk kaynıyordur di mi şimdi??
  
  *msn çıktı romantizm bozuldu kardeşim..düşünsene kilometrelerce uzaktan kız arkadaşın gelmiş seni görmeye..son gece vedalaşıyorsun..uzunca bir süre göremeyeceksiniz birbirinizi..
  
  *bir kış akşamı otogar:
  -yüzlerce kilometre uzak olacağız birbirimize :(
  -çok özleyeceğim seni..
  -ben de :((
  -sakın beni unutma olur mu?
  -elveda aşkım..
  -elveda ühühü..
  
  ertesi sabah:
  **sevdicek size titreşim yolladı**
  -günaydın kuşuuummm..:))) vardım ben karsa..hadi gel mayın tarlası oynayalım..
  
  e oldu mu şimdi? nerde kaldı romantizm? bir ağız tadıyla özleyemeyecek miyiz lan kimseyi?!
  
  *hani sister act’deki gibi zencilerin hep beraber şarkılar söyledikleri dini ayinler oluyor ya bayılıyorum onlara!..
  öyle bir mahallede büyüseydim kesin dindar bir adam olurdum lan!..
  haftada bir kiliseye git, onda da deliler gibi şarkı söyle, eğlen..kebap valla..
  
  *geçen manzarada kedinin birisi elimdeki kumpiri görünce “azcık versene lan amına koduğumun çocuğu” dedi..kumpiri bırakıp kaçtım..
  
  *bazı giyim mağazalarında erkek reyonuna ulaşmak için level 25 olmak gerekiyor..
  zaten mağazanın yüzde 98’i bayan reyonu!..
  ne sikime o yüzde 2 lik bölümü de mağazanın en dip köşesine koyarsın ki?!!
  mağazalarda erkeklere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor! uyanın kardeşler, ayıkın olaya!
  
  *”winamp’i update etmek ister misiniz?”
  niye edeyim ulan? senin tek görevin mp3 çalmak değil mi zaten?? e onu da yapabiliyosun zaten çok şükür..
  en güzeli bu programların ilk ve en sade versiyonlarını kullanacaksın kardeş!..
  yoksa winamp dvd yazmaya, nero müzik çalmaya falan çalışıyor, iyice sikiyorlar bilgisayarın kalan iki gramlık aklını da..
  
  *erkek kirpinin dişi kirpiye “sana sarılarak uyumak istiyorum” demesi ne kadar inandırıcıdır?
  
  *maç 3-0 olduktan sonra genç yetenekleri oyuna sokup karizma yapan hocalara kıl olurum..
  
  *kızlarla telefonda konuşurken sesi incelen erkekten korkacaksın..
  
  *fark ettim ki arabada oturduğun yere göre karakterin değişiyor..
  örneğin sürücünün hemen arkasında oturuyorsan camdan dışarı melankolik melankolik bakıyorsun, dünya yansa götünü dönüp ısıtacak bir hale bürünüyorsün..
  önde şöförün yanında oturursan da her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan stresli bir tipe dönüşüveriyorsun..
  arka ortada oturursan sürekli sohbet açmaya çalışıyorsun, eğlendirmeye çalışıyorsun insanları..
  
  *24 yaşında sanılıp da yavşanılan turist kızın 15 yaşında çıkması çok pis bir durum..
  
  *özel okullarda gençler su savaşı yaparken biz arka mahallede kezzap savaşı yapardık olum..
  
  *anneyle alışverişe çıkılıp da bir kıyafet alındığında “çıkarma oğlum üstünde kalsın” der anneler genelde..
  hakkaten de yeni giysi üstte kalıp da eskisi poşete girince “bunca zamandır nasıl giyiyomuşum ben bu boktan şeyi yaa” diyorsun ister istemez..
  nasıl bir inkardır,
  nasıl bir yabancılaşmadır bu insanın kendisine duyduğu?..
  
  *ortaokulda tek başıma çok sinemaya gittim ben..film izlerken yapmayı sevdiğim bir hareket vardı.şimdi filmde birisi espri yaptığı anda ingilizcesini anlayıp yüksek sesle kahkaha atardım..böylece altyazıyı okuyup da espriyi anlayan insanlarla aramda 3-5 salise fark olurdu ve “ben ingilizce biliyorum ha-ha-ha” şeklinde karizma yapmaya çalışırdım..
  
  *eve varınca çaldıranı siksinler..
  
  *bizi reddeden kızların hayaletleriyle dolaşıyoruz hayatımız boyunca..
  bırakmıyorlar peşimizi..