7 entry daha
  • türkiye'nin dış borcunun yapısal bir sorun olarak gelişmesini sağlayan yalnız imf değildir. örneğin, 1998'deki yakın izleme ve akabinde 1999 yılında imzaladığımız stand-by anlaşmalarından evvel tüsiad üyelerinin kamuoyuyla paylaştıkları görüş ve önerileri inceleyecek olursanız, tüsiad'ın uluslararası para fonu’nun (imf) ileri sürdüğü politikaların bir an evvel ve eksiksiz bir şekilde uygulamaya konulması yolunda mevcut hükümetleri ve kamuoyunu 1997-1999 arası dönemde nasıl şekillendirmeye çalıştığını göreceksiniz.

    korkut boratav'ın, türkiye'nin dışarıya bağımlı olduğu yolundaki söylemin gizemlileştiriciliğinin ipliğini pazara çıkarmasını ayakta alkışlıyorum. cem somel'in benzer uyarıları vardır. fakat şunu da göz ardı etmemek gerekir ki, bunların sonucunda ülkenin bağımsız olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. nihayet türkiye kapitalist dünya ekonomisinde belli mal ve sektörlerde uzmanlaşma yoluyla küresel iş bölümünde kendisine ancak yarı-çevrede yer bulabilmiş bir ülkedir.

    memlekette ne kadar ciddi mesele varsa ancak bir hafta tartışılıyor, akabinde bunlar yürürlüğe giriyor,, gündemden düşmeyen tek konu ise ya türban üzerinden olsun, ya terör örgütü üzerinden olsun, birlik ve bütünlüğümüzü tehdit eden mihraklar. daha iki hafta olmadı ki üniversitelerin ücretli olmasını tartışıyorduk. ne oldu ona? baskın oran ezber bozdu, murat belge aklı selime davet etti, tartışma bitti. yakında bu da yasallaşır.

    "eğer bir ülke, nesi var nesi yok borç ödemeleri, kâr transferleri, sermaye kaçışı, eşit olmayan değişim sonucu ticaret hadlerinin sürekli aleyhte gelişmesi gibi mekanizmalarla dışa aktarıp sahip olduğu zenginliği elinden kaçırırsa, elbette temel alt-yapı için, eğitim için, sağlık için, sağlıklı beslenme için velhasıl toplumun bugünkü ve gelecekteki refahı için yeterli kaynağa sahip olması mümkün olmaz. bir de çevre tahribatı yaratarak..." *

    * başkaya, f. (2004) "çığırından çıkmış bir dünya", ankara: özgür üniversite kitaplığı: 225.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap