5 entry daha
  • yine broadway sineması, yine izleyen bir avuç insan ve yine güzel bir fransız (bir de italyan) filmi ... bu özetliyor aslında gerçekten güzel bir şeyler izlemek istiyorsanız gitmeniz gerektiğini…

    film sosyalist bir ailenin inandıkları ideolojilerine uygun şekillendirdikleri hayatlarının küçük çocukları üzerinde etkilerini gözler önüne seriyor. bunu yaparken kah güldürüyor kah buruyor… aslında güldürürken de o çocukların yerine kendinizi koyduğunuzda acı bir tebessüme dönüştürüyor yüzünüzdeki gülümsemeyi. sosyalist olmanın zorluklarını gösterirken aslında sosyalist bir aileye sahip olmanın da kolay olmadığını özellikle de belirli bir çevredeyken bunun hiç kolay olmadığını güzel bir bakış açısıyla sunan filmde o donem fransası, ispanyası ve şilisi (hatta genel olarak dünya konjekturu) kesitler halinde yer alıyor. zaten bu filme gitme arzusu yaşamışsanız vizyon filmi olmadığını bildiğinizi ve de en azından birazcık yakın dünya tarihi bilginiz olduğunu varsayıyorum ama yine ben buradan yazayım bir şeyler bilmiyorsanız sırf film izlemek için gitmeyin. biraz kitap karıştırın şili’de ispanya’da neler olmuş ve hatta yunanistan’da… (bkz: silide gizlice) hiç olmadı sadece ansiklopedi karıştırın öyle gidin filme hiç bilmiyorsanız; öyle uzaylı gibi neler olmuş havasında izlemeyin... ve de mümkünse birazcık quilapayún dinleyin ve de sözlerine de bakın...

    bundan sonrasındaki birkaç lafım direkt olmasa da dolaylı olarak spoiler içerebilir.

    --- spoiler ---

    her şey fidel’in yüzünden değil mi ve her şey komünistlerin yüzünden. onlar kızıl sakallı evimizi, arabamızı, yemeğimizi ve en sonunda okulumuzu ve arkadaşlarımızı bizden almak isteyen caniler… hep fidel sebep oldu bunlara… ne kadar zor değil mi? prenses gibi yetişmiş bir kızın sosyalizme romantik şekilde bağlı ve buna tamamen inanan bir çevrede bulması kendisini? adaptasyon problemleri ve o dönem fransasının bir yandan kızı bırakmak istememesi… yakınları, arkadaşları, öğretmenlerinden oluşan bir blokla ailesi ve ailesinin arkadaşları arasında kalan bir kızın trajikomik öyküsü ve hem yaşantısında hem de bakış açısında oluşan değişikler... çelişkilere üşen bir çocuk kalbi ve bedeni. ailelerimiz bizim üzerimizde, bizim sosyal, kültürel ve ideolojik gelişimimizde bu kadar etkili olmalı mı? bir gün kendimizi tanıdığımızda babamızla aynı ideolojiyi paylaşan ve bunun tüm süreçlerini birebir yaşamış gözlemlemiş biri olarak var olduğumuzu görmek… aslında filmin sorgulattıkları çok fazla. insanların farklı olana tahammülsüzlüğü; sevgi dolu iki küçük kalbi bile nefretle doldurabilmesi gözden kaçmıyor. çocuklara dikta ettiğimiz yaşam tarzlarının ve düşünce yapılarının onların ruhlarının derinliklerin ne büyük fırtınalara koparıp hangi sonuçlar doğurabileceğini düşünmüyoruz değil mi?

    özellikle din eksenli düşünce ile tam tersinin çocuk ruhunda kopardığı fırtınalara; neye inanacağını neyin doğru olduğunu bilememe sendromları... dieğr yandan kürtaj destekçisi ve bununla ilgili araştırmalar yapan bir anneye sahip olmanın zorluğu..cinselliğe özellikle de kadın cinselliğine bakış açısı, tabularımız, tabularımızın arasında büyütmeye çalıştığımız çocuklarımız... o dönemin daha kapalı daha içe dönük hayatı...

    "evet saklanmalıyız değil mi polis yaklaşıyor; napalm atabilir bize" ve dinsiz komünistler her şeyimizi alacaklar elimizden... bunların arasında gidip gelmek ne kadar da yıkıcı...

    --- spoiler ---

    bence ünlü yönetmenin kızını tebrik etmek gerekir iyi bir iş çıkartmış ortaya, ödül alamaması üzücü ama gelecekteki filmleriyle alacağı ödülleri haber veriyor sanki bize...(bkz: julie gavras)

    buradan broadway sinemasında filmi izleyen bir avuç insandan yaşlı olan amcama da değinmek istiyorum. sevgili sözlük; film boyunca tespih sallanır mı ya? filmdeki diyalogları kaçırmamak adına sesimi çıkartmadım ama salonda yankılanan boncuk sesi yüzünden kendisini kınıyorum. filmin sonunda hemen kaçtığın; yazıları okuma gereği görmediğin için sana üzüntümü ve kızgınlığımı dile getiremedim seni buradan selamlıyorum yaşlı amca.

    son olarak güneşli bir kadıköy gününde böyle bir filme zaman ayırmak güzeldi dğer yandan aynı dakikalarda sahilde bir eylemin devam etmesi; işçilerin yürümesi de gülümsetmiştir beni çok anlamlı olmuştur. geçerken gördüğüm yanlarında çocukları ile yürüyen, bağıran aileler ve sonrasında izlediğim bu film... ayarlasan olmaz bu kadar...
39 entry daha
hesabın var mı? giriş yap