2 entry daha
  • turkiyede tarih denince anlasilan seyin maalesef sadece siyasi tarih olmasi nedeniyle bazi insanlar tarafindan yanlis anlasilan, hatta kisir siyasi tartismalara kanit olarak sunulan uygulamadir. kulturel tarih, gundelik hayatin tarihi, ve bence en onemlisi kadin tarihini anlamayan, bilmeyen insanlarin agzina sakiz olabilmektedir.

    ondokuzuncu yuzyilin sonlarina kadar carsaf genellikle osmanli imparatorlugunun arap vilayetlerinde yaygin olan bir ortunme bicimiydi. iki parcadan olusan, ve kadinlarin sokaga cikarken giysilerinin tamamini ortmek amaciyla kullanilan bu sokak giysisi, istanbulda ozellikle ust tabakaya mensup kadinlar tarafindan gonullu olarak benimsenmistir. o tarihe kadar istanbul kadinlari sokaga cikarken ferace ve yasmak adi verilen geleneksel sokak giysilerini kullaniyorlardi. ancak ondokuzuncu yuzyilin ortalarina dogru hareketlenen dis ticaret, istanbula yerlesen yabanci tuccarlar, beyoglu basta olmak uzere istanbulun dort bir yaninda acilan dukkanlar ozellikle ust sinif mensuplarinin gorgusunu ve yasam anlayisini yavas yavas degistirmeye baslamisti. bu degisimle birlikte giyim kusam tarzlari da degismeye basladi, ve avrupai tarzda tuvaletler diktirmek, fiyakali mantolar giymek bir statu gostergesi haline geldi. o donemde yayinlanan kadin dergilerinde son moda avrupai giysi modelleri, kadinlar ve cocuklar icin "frenk tarzi" ayakkabi resimleri ve donemin gittikce populerlesen mesire mekanlarindan pera ve galatada bu son moda urunleri satan dukkanlarin reklamlari yayinlanmaya basladi. kisacasi giyim kusam anlayisi degisti, avrupa trendleri benimsendi.

    ancak bu avrupai yasam tarzini benimseyen ondokuzuncu yuzyil osmanli kadinlari, yeni edindikleri statu gostergelerini ustlerinde tasima konusunda bir zorlukla karsilastilar: musluman bir kadinin o donemde mutesettir olmadan sokaga cikmasi dusunulemezdi. yeni diktirttigi korseli tuvaletini giyip yandaki koskun hanimina gosteris yapmak isteyen istanbul kadininin geleneksel ferace ve yasmaktan kurtulup yeni giysileriyle mutesettir halde sokaga cikabilmesi icin carsaf bir kurtarici addedilmistir. baslarda sadece varlikli hanimlarin tercihi olarak istanbulda gorulen carsaf, zamanla daha genis kitlelere de yayilmistir. (moda dedigimiz tam da budur zaten. once belirli bir zumrenin kendi aralarinda sozsuz bir iletisim, bir aidiyet, bir statu gostergesi olarak baslar, daha sonralari alt sinif mensuplarina da yayilir. ancak bu "yayilma" ve "avamlasma" durumu gerceklesince o statu gostergeleri terkedilir, yerine yenileri icadedilir. on dokuzuncu yuzyil ust duzey osmanli kadininin hayati da trendlere, alisverise, ve degisen hayat standartlarina gore belirleniyordu. donemin reklamlari da tipki simdiki gibi kadinlara hitap ediyor, kadin tuketiciler hedefleniyordu.) kisacasi carsafin altina istenildigi gibi giyinilebildigi icin istanbul kadinlari gonullu olarak carsafi tercih etmeye baslamislardi. carsaf bu kadinlar uzerinde patrimonyal bir dayatma, ezici bir guc, bir sinirlandirma falan degildi yani.

    ikinci abdulhamit doneminde de tipki diger son donem sultanlari zamaninda oldugu gibi pek cok kez kadinlarin giyim kusamini duzenlemeye, mesire yerlerinde kadinlarin ve erkeklerin ayri eglenmelerini saglamaya yonelik fermanlar hazirlanmistir. dikkatlice incelersek bu tip fermanlarin ilk kez 18. yy sonlarinda, yani modernlesmenin topluma yeni yeni yayilmaya basladigi donemde ortaya ciktiklarini goruruz. abdulhamit kadinlarin carsaf giymelerine basta karsi cikmistir, cunku kadin kiligina girecek erkek isyancilar tarafindan oldurulme gibi korkulari vardir. bu korkular aslinda temelsiz de degildir, cunku daha onceleri bu tip "kari kilikli" adamlarin istanbulda yarattigi muhtelif huzursuzluklara sahit olunmustur. ayrica, musluman osmanli kadinlarinin "ecnebi karilar" gibi giyinmesi, onlar gibi "bila perva" peralarda fink atmasi devlet tarafindan yadirganiyor, engellenmek isteniyordu. burada asil ilginc olan, abdulhamitin kendi deyimiyle "acayip" kiliklarda gezen kadinlari avlamak ve menetmek amaciyla gorevlendirdigi polislerin bile kadinlarin yeni icadettikleri bu modadan vazgecmelerini saglayamamis olmasidir. bu polisler, sokakta carsafla gezen kadinlarin carsaflarini kesmek, carsafi tahrip etmek yetkileriyle donatilmislardi. ancak bu tip yildirici tedbirlere ragmen, carsaflari dort bes kez kesilen, sokak ortasinda itilip kakilan ama bana misin demeyen kadinlar da vardi. goruldugu gibi bu abdulhamit vs. carsafli kadin olayi, basit bir guvenlik sorunundan ote, onemli sosyal ve ekonomik temelleri olan bir durumdur. zaten abdulhamit de sonralari nedense fikir degistirip carsafi zorunlu kilmis, yorgan gitmis, kavga bitmistir. evet, ikinci abdulhamit surprizlerle dolu, ilginc bir adamdir, ama kadinlarla basa cikabildigi pek soylenemez.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap