9 entry daha
  • herhalde dünyada yazılmış en etkili kitaplar olacak olan eserleri içeren üçleme. iddialı bir yorum olacak ama bu üçlemeyi okuyan herhangi bir insanın üçüncü kitabın sonunda palmının düğmesine son kez basıp sayfayı okuduktan sonra (veya alternatif olarak üçüncü kitabın arka kapağını artık kapattığında) "dönüşmemiş" olarak hayatına devam etmesi mümkün değildir.

    elbette, pullman'ın batı dünyasının en bilinen ve açık sözlü ateistlerinden biri olmasının da etkisiyle kitabın temel olarak dinsel dogmatizme karşı yazılmış büyük bir başkaldırı olarak anlaşılması doğru bir yorum olarak kabul edilebilir. aynı zamanda, ruhaniliği dinin tekelinden çıkaran, tıpkı zen budizmindeki gibi bu dünyaya ait din olmayan bir inanç sistemi geliştirmesiyle de göremediği herşeyi reddeden ve maalesef ülkemizdeki ateistlerinin çoğunun dahil olduğu pozitivist dogmatizme de dünyada olabilecek en güçlü ayarı vermektedir. burada kitabın bir değerlendirmesini yapmaktan ziyade, kişisel görüşlerimi ve benim hayatımdaki yerini vurgulamak istiyorum. bu yüzden kitabı okumamış birisine çok anlaşılır gelmeyebilir. benim bu kitapta sevdiğim, bana hayatın anlamını düşünürken esin kaynağı olmuş bir çok insanın beynini görmüş olduğum hissini vermesidir. carl sagan, arthur c clarke, isaac asimov, stephan hawking, can yücel, shunryu suzuki, terry pratchett, gloria steinem, pir sultan abdal gibi ilk bakışta birbiriyle alakasız görünebilecek insanların hümanizmi, cesareti ve yaratıcılığı, bilimin, sanatın, felsefenin, makinaların, insanın yaptığı ve bizi daha da insan yapan herşeyin ve insanlığın aslında iyi olan özünü ve en önemlisi aklı ben bu kitapta olanca netliğiyle gördüm. kitap da sadece bu insana has bilgelikle ilgili aslında. yani sözü uzatmadan, bu üçleme bizim dünyamızda shadows (gölgeler), mulefa'nın dünyasında sraf ve lyra'nın dünyasında önceki adıyla rusakov particles sonradan dust ( büyük t ile toz) olarak bilinen maddeyi bizim gözlerimize gösteren (tabii serinin üçüncü kitabının da adı, tesadüf) bir amber spyglass dir.

    anti-din değildir kabul edelim, ama dünyayı, varoluşu düşünen ve de bir yaratıcının varlığına inanmayan ya da buna dair ciddi kuşkuları olan veya dine inanmasına karşın belki kutsal kitaplar dışında da bazı cevaplar olabileceği olasılığını hala kafasının bir yerlerinde bulunduran herkesin mutlaka kapaktan kapağa okuması gereken bir başyapıt his dark materials. bunun dışında, olur da okurlarsa, dinsel dogmatizmin ya da katı materyalist pozitivizmin demir kafesine hapsolmuş her hangi birisinin de köklü bir dönüşüm geçirmeden hayatına devam edebileceğine ben ihtimal vermiyorum.

    not: ben 12 değil 29 yaşında okudum.
140 entry daha
hesabın var mı? giriş yap