498 entry daha
  • bu entryde daha önce paylaştığım (#126286027) ->şu entrydeki sam vaknin’in ders notlarının devamını çevirdim. arka arkaya okursanız daha anlamlı olacaktır.

    narsistin sizi manipüle, kontrol ve ikna etmesinin bu kadar etkili olmasının sebebi şudur: narsist de tıpkı sizin gibi bir kurbandır. narsisizm posttravmatik bir durumdur. narsistler genellikle ebeveynlerinin kurbanlarıdır. bir kurban olarak, kendilerine has bir çözüm bulmuşlardır. fakat narsistin kendine has buldukları bu çözüm onların da tıpkı sizler gibi bir kurban olduğu gerçeğini değiştirmez. narsistin sizi bir kurban yapmasının sebebi kendilerine bir ortak istemesindendir. eğer ki kurban olmazsanız, onlara yabancı olursunuz. onlar kendi türdeşleriyle çevrili bir alanda evinde gibi hissetmek isterler. böylece çevresindeki herkesi bir kurbana dönüştürürler. kısaca evinde gibi hissetmek için bunu yaparlar; bu duruma klinik bir terim bulacaksak bu konfor alanı (bkz: comfort zone) yaratmaktır. narsist sizin ne yaptığınızı, ne yapmadığınızı, ne sıklıkla neyi yapıp yapmadığınızı umursamak zorunda hissetmeden sizi kurbana çevirirler. işte bu da en berbat kısmı; narsist sizi kendi imgesine dönüştürdüğü anda size iyilik etmiş olur; çünkü o üstündür, tanrısal bir yanı vardır, sizi kendi seviyesine yükseltiyordur. tıpkı incilin ilk kısmındaki gibi “god created man in his own image.” (tanrı insanı kendi suretinden yarattı.)
    bu sebeple sizin ona şükran duymamanıza oldukça öfkelidir. o sizi seçmiştir ve sizi şekillendiriyordur. ama siz ne yapıyorsunuz? bundan mutsuzluk duyuyorsunuz. kurban olduğunuzu ve kötüye kullanıldığınızı iddia ediyorsunuz. elinize geçen bu harika fırsatı fark edemeyecek kadar salaksınız. (!) (bu kısmı çevirirken kahkahalara boğuldum.) şunu anlamalısınız; narsist size çok kızgın. ona göre narsistin partneri ikili bir durumdadır; ya salaktır ya da tatminsizdir. narsist kendine şöyle der; partnerimi şekillendirmek için aşırı ve radikal ölçütlere başvurmalıyım. amerikalılar buna ‘tough love’ (bağrına taş basarak birinin iyiliği için bir eylemde bulunma) derler. yani her şey sizin iyiliğiniz içindir. ama burada bir problem vardır.

    gidenns isimli sosyolog 1990larda “ontological security” (ontolojik güvenlik) teriminden bahsetmiştir. bu şu demek; bugününüz dününüzün, yarınınız ise bugününüzün devamı gibi hissetmediğinizde bir kimlik geliştirmek imkânsızdır. narsistler ise bu devamlılığı sağlayıp bir kimlik geliştiremezler. 1995’de narsisizmin fikrimce çoklu kişilik bozukluğunun bir türü olduğundan bahsetmiştim. çünkü narsistlerin iki kimliği vardır: birincisi gerçek kimlikleri (ki bu korkmuş, canı yanmış, travmaya maruz kalmış küçük bir çocuktur.), ikincisi ise sahte kimlikleri ki bu sahte kimliğin üzerinde bu aciz çocuğun hiçbir etkisi yoktur. fakat bugün yanıldığımı itiraf etmem gerek; bunu çoklu kişilik bozukluğu olarak nitelendirmek doğru olmaz. çünkü çoklu kişilik bozukluğunda her kimliğin bir kişiliği ve devamlılığı vardır. örnek vermem gerekirse, diyelim ki biri çoklu kişilik bozukluğundan mustarip ve sam isimli bir kimliği var. sam dört ay sonra terapiye geldiğinde 4 ay önce terapistle ne konuştuğunu hatırlar ve onun devamını getirebilir.

    fakat narsist bunu yapamaz. narsistler yaptığım çalışmalara göre hatıralarının yaklaşık %80’ini unuturlar. narsistler dissosiasyondan (dissociation / çözülme) mustariptir. yaşadığı her dakikayı farkında olmadan kaçırır. peki, bu sorunu nasıl çözer? klinik terimi ile konfabülasyon (confabulation/ boşlukları doldurma) yapar. anılarındaki boşlukları doldurmak için hikâyeler uydurur. bu sebeple insanlar onların ya yalan söylediğini ya da gaslight yaptığını düşünür. ama o öyle bir şey yapmıyordur. aynı heraklitos’un nehiri gibi düşünün (bkz: panta rhei) “aynı nehirde iki kez yıkanmaz/ aynı narsistle iki kez konuşulmaz.)
    narsistin partneri bu durumu bir türlü tanımlayamaz. kurbanın kabullenemediği iki şey vardır:
    1-narsist hiçbir zaman var olmadı.
    2-narsist için hiçbir zaman özel değiller.
    sizinle evli olması, çocuklarınızın olması ya da tecrübelerinin olması bu gerçeği değiştirmiyor. size milyonlarca kez sizi sevdiğini söylese de, ağlasa da siz işlevinizi yitirdiğiniz anda yerinize bir başkasını koyar. çünkü siz onun için bir metasınız. narsist karısını sever, narsist pirinci de sever ve genellikle bu iki sevgi arasındaki farkı söyleyemez. yani kendinizi bu kadar fazla açıklamaktan vazgeçin, olmayan bir şeyle iletişim kuramazsınız. sahte kimliği sadece bir kurgudan ibarettir. narsistin etrafındaki herkes rahatsızlık hisseder. yaptığımız çalışmalar gösteriyor ki narsistle aynı odada olan bireyler rahatsızlık ve anksiyete hissediyorlar. çünkü bir şeyin eksik, yapay olduğunu hissediyorlar. bunları size söylüyorum çünkü narsistle anlamlı, duygu dolu bir hayat yaşamanız imkânsızdır. yapacağınız hiçbir manipülasyon bu durumu değiştirmez.

    diğer birçok hasta gibi narsistler de çelişkili düşünmeden (paradoxical thinking) mustariptir. yani aynı anda karşıt düşünce ve inançlara sahiptirler. siz bunu yapamazsınız. yani şunu diyemezsiniz “bu adam tam bir şeytan ama harika bir insan.” ama narsist bunu yapabilir. o halde onunla konuşurken kiminle iletişim kuruyorsunuz? ya da onu manipüle ederken kimi manipüle ediyorsunuz? öğlen saat üçte “barbara harika bir insandır.” saat üçü çeyrek geçe “barbara berbat biridir.” diyebilir. narsist sürekli ve dramatik bir şekilde yorumlarını, verdiği sözleri, anlaşmalarını değiştirir. çünkü çelişkili düşüncelere sahiptir. çelişkili düşüncelerinin sebebi hiç var olmamış olmasından kaynaklanır. varoluş düzenli bir biliş, değer yargısı vs. gerektirir. bunlar şema olarak adlandırılır. herkes belli şemalara sahiptir. stres durumunda bu şemalar sarsılsa bile varlığını korur. bunlar sizi tahmin edilebilir, güvenilir ve toplum için işlevsel yapar. narsistler ya da psikopatlar buna sahip değildirler. her an şekil değiştirebilirler (bkz: shape shifter). narsistin partneri ise bu denizanası kıvamındaki varlığı çivilemeye çalışır. “ama dün bana şöyle söz vermiştin, ama dün şöyle söylemiştin, ama şöyle anlaşmıştık…” bu tamamen boşa zaman harcamaktır.

    narsistle ilgili bilmeniz gereken üçüncü şey ise narsist diğer insanlardan yansıyan görüntüsü ile kendi kimliğini inşa eder. sağlıklı insanlar sabit bir çekirdeğe sahiptir. diğer insanlardan dönüt alır ve çoğunu da iyi bir sebepten dolayı reddederler. bu sayede öz değerinizi, duygularınızı vs. düzenlersiniz ve bu içten gelir. eğer bir adaya düşüp yapayalnız kalırsanız kimliğinize bir şey olmaz çünkü şunu bilirsiniz: siz sizsinizdir. ama narsist bunu yapamaz çünkü çevresindeki insanların yansımasının bir bütünü gibidir. kendisini yansıtacak insanlar bulamadığında hiç var olmamış gibi hisseder. daha önceki entryde bahsedilen geri çekilme yöntemi de bu durumla bağlantılıdır. narsistle ilişkinizde güç %100 sizdedir. narsistinki ise 0’dır. ama dahi bir narsist gücün %100 kendisinde olduğunu size inandırır.

    narsist empati yapabilir. buna “soğuk empati” denir. bu da bir çeşit empatidir ama içinde duygu yoktur, amaç odaklıdır. yani narsist ağlayan birini gördüğünde, üzgün olduğunu fark edebilir ama sağlıklı biri ağlayan birini gördüğünde üzgün olmanın ne olduğunu anlar ve “bu kötü bir duyguydu, onun için bir şeyler yapmalıyım.” der. narsist ise “o üzgün, üzgün olmanın ne demek olduğunun farkındayım. bunu kişisel deneyimlerimden çıkarım yaparak anlayamıyorum ama ne demek olduğunu biliyorum, kitaplardan okudum, gözlemledim. yani şuan kartlarımı doğru oynarsam, büyük ihtimalle bu gece uyumadan önce onunla seks yapabilirim. çünkü o kırgın ve çaresiz ve bu bir fırsat.” der. soğuk empati sizin zafiyetlerinizi bulmaya yöneliktir. bu zafiyetler bulunduktan sonra amaçlar –narsistik kaynak, para, seks, güç vs. - için kullanılır. yani bir narsiste asla duygunuzu göstermeyin. ağlamak mı istiyorsun? git ve tuvalette ağla. mutlu musun? bunu kendine sakla. ona gösterdiğin her duygu sana karşı kullanılabilir.
    aynı şekilde narsiste asla yardım teklif etme ya da tavsiye verme. çoğunuz narsistlere aşıksınız ve sizin probleminizin ne olduğu başka bir dersin konusu ve siz birini sevdiğinizde ona yardım etmek, onu korumak istersiniz. o insanı doğru yola sürüklemek istersiniz ya da sadece onun elinden tutmak istersiniz. fakat bu bir narsiste yapılacak en kritik hatalardan biridir. bunun iki sebebi var. birincisi; narsist sizin bu davranışınızı bir zayıflık, amaçlarına ulaşmak için bir zafiyet olarak algılar. ikincisi; narsiste yardımda ya da tavsiyede bulunursanız onu aşağıladığınızı düşünür ki buna narsistik yaralanma denir. narsistin sizin ya da ötekilerin yardımlarına ihtiyacı yok. çünkü o herkesten üstün. onun tavsiyeye de ihtiyacı yok çünkü o üstün ve her şeyi bilir. narsist partneri birinden yardım isteyene dek arabasını altı saat boyunca yanlış rotada kullanabilir. narsiste tavsiyede bulunarak şunu demiş olursunuz “ senin yardıma ve tavsiyeye ihtiyacın var ve bende sende olmayan bir şey var. örneğin; senin sahip olmadığın bir bilgiye sahibim.” narsist buna kötü bir şekilde karşılık verir. bunu yaptığınız için sizi asla affetmez.

    1990larda bahsettiğim döngüyü hatırlarsınız. idealize etme- değersizleştirme-çıkartma ve yer değiştirme. narsist sizi en başta idealize eder, daha sonra değersizleştirir, daha sonra sizi fırlatıp bir köşeye atar ve son olarak yerinize başkasını koyar. narsisti manipüle etmek istiyorsan, bu döngüyü tersine çevir. teknik şu; onun yerine başkasını koy, onu hayatından çıkart, onu değersizleştir ve onu idealize et.
    narsistle ilgili bilmeniz gereken diğer şey ise onun ilişkileri yoktur; güç oyunları vardır. her şey güçle ilgilidir. narsist ilişkinin aşk bombardımanı (love bombing) kısmında (ki ilişkinizin bu kısmı narsistin sana ne kadar ihtiyacı olduğunu sana göstermek için değildir, senin ne kadar eşsiz olduğunu sana ispatlamak ile ilgilidir.) narsistik kaynağın nasıl bir şey olduğunu tatman için seni de bir narsiste dönüştürmeye çalışır. yani bu kısımda senin de bir keş olman için uyuşturucudan sana da tattırmaya çalışır ama narsist zihninde senin ona ait olduğunu fark ettiği anda şöyle der “ benim sana ihtiyacım yok benim zaten temizlikçim var, seks istesem de giderim kıbrıs’a birini bulurum, bende para çok senin yerine bu parayla herhangi birini koyabilirim, eski eşim de orda beni bekliyor zaten, seni şutlasam bende seçenek çok nedense kadınlara çok çekici geliyorum.” (sam vaknins böyle demedi gerçi ama ben kendi tecrübelerimden yola çıkarak size bunu söylüyorum.) işte bu narsistle ilişkinin özüdür. birinci aşamada size ne kadar özel olduğunuzu söyleyen narsist, ikinci kısımda ne kadar özel olmadığınızı size söyler. “sen harikasın, bugüne kadar kimseyi senin gibi sevmedim, hayatımın aşkısın, bugüne kadar böyle bir şeyi hiç tecrübe etmedim.” (lütfen bunlara inandığınız için kendinizi suçlamayı bırakın.) diyen narsist sonrasında “bana istediğim hiçbir şeyi veremezsin ki vereceğin şeylere de benim ihtiyacım yok.” demeye başlar.

    narsist sizi her zaman kaybedecekmiş gibi davranır. onun için geçicisinizdir hatta 30 sene evli bile olsanız. narsistler beklenti kaybı kaygısı (anticipatory loss anxiety )çekerler. çok küçük yaşlardan itibaren obje sürekliliğini kaybetmişlerdir. obje devamlılığı piaget’nin çocuk psikolojisi üzerine 60’larda ortaya attığı bir terimdir. biliyorsunuz bebekler küçük yaşlarda anneleri odayı terk ettiğinde ağlamaya başlarlar. yani bebek anneyi göremediğinde, hiç var olmadığını düşünür. daha sonra bebek zihninde annenin bir imgesini kurgulamaya başlar ve anne odada olmasa bile o imge ile bağlantı kurar. yani bir narsistin bu kısımla ilgili bir sıkıntısı vardır. narsist sizinle değil, sizin ondaki imgenizle bir bağlantı kurar. peki bunu neden yapar? aslında size ipucunu verdim: “eğer ki seni kaybetmekten korkarsam, senin yerine senin imgenle bağlantı kurmayı tercih ederim. sen her zaman benim hayatımdan çıkıp gitme potansiyeline sahipsin. senin yaptıklarını kontrol edemem ama senin zihnimde yarattığım imgen üzerinde kontrole sahibim.” yani narsist sizi gördüğü anda sizin iyi bir kaynak olacağınızı düşünürse, şok edici süreç başlar ve siz farkına bile varamazsınız.

    narsist mental kamerasında sizin şipşak fotoğrafınızı (yazının devamında buna snapshot diyeceğim) çeker. biriyle tanışır, bu bana kaynak sağlayabilir der ve bu dakikadan sonra inanması zor biliyorum ama anlamanız gereken şey şu: asla sizinle iletişim kurmaz, zihninde çektiği bu snapshot ile bağlantı kurar. narsist aynı anda size ve snapshotınıza sahiptir ama siz bir snapshot değilsinizdir. siz bir hayata sahipsinizdir, çalışırsınız, gelişirsiniz, gezersiniz yani dinamiksinizdir. ama snapshotınız statiktir. narsist sizin snapshotınızı kontrol eder, onunla konuşur. yani siz günden güne bu snapshotınızla daha az benzerlik göstermeye başlarsınız ve bir noktada narsist için bir tehdit olmaya başlarsınız. sizin ve snapshotınızın arasındaki uçurum öylesine açılır ki narsist bile zihninde çektiği bu fotoğrafın gerçekliğinden şüphe duymaya başlar. bu noktada siz snapshotınızı zora sokarsınız ki bir narsiste âşık olduysanız hepiniz bu noktayı iyi biliyorsunuz. narsist bu noktada size “sen çok değiştin, sen benim aşık olduğum kadınla aynı kişi değilsin, sana neler oluyor, yardıma ihtiyacın var, sen borderline ya da bağımlı bir kişiliğe sahip olabilirsin.” gibi söylemlerde bulunabilir. tam bu noktada sizden kurtulmak zorundadır. çünkü snapshot onun için sizden daha anlamlıdır ve snapshotınızı korumak zorundadır. terk edilmeye ve kayba karşı toleransı sıfırdır çünkü o obje devamlılığını sağlayamamış bir bebektir. peki sizden nasıl kurtulacak? sizi değersizleştirerek. sizi idealize ederken hataya mı düşmüşlerdir? asla! narsistler asla hata yapmaz, siz değişmişsinizdir.(!) onun için değersizleştirdiği kişi ile idealize ettiği kişi aynı değildir. peki bu durumda narsisti manipüle etmek için nasıl bir teknik kullanabilirsiniz? snapshotınızı taklit edebilirsiniz. burada iki seçeneğiniz var; ya kişisel gelişiminizden vazgeçip geçmişteki o günlerinize geri döneceksiniz (bunu ne kadar çok partnerin tercih ettiğini tahmin bile edemezsiniz. yeni bir iş kurup işten vazgeçenler, üniversiteyi kazanıp bırakanlar vs.) ya da narsiste yeni bir snapshot sağlayacaksınız. peki, zaten zihninde sizin bir fotoğrafınıza sahipken bunu nasıl yapacaksınız? kendiniz olmayarak. o kadar radikal ve dramatik bir şekilde değişmek zorundasınız ki narsist yeni bir partnerle birlikte olduğuna ikna olmalı. giyiminden, saçına ya da davranışlarına kadar değiştirmelisin. bu noktada narsist şunu der “ vay be sana yeniden aşık oldum, sen çok farklısın.” bu yolla boşanıp tekrardan evlenen ya da 15 sene sonra seks yapan çiftler tanıyorum.

    bilmeniz gereken diğer şey narsistler çok özel bir dine mensuptur. bu din sadece bir tanrı ve bir kuldan oluşur ve yeryüzünde tanrı ve kulun aynı olduğu tek din budur. bir narsistle yaşamak, bir mezhebe üye olmaktır. narsist bu mezhebin lideriyse siz üyesisinizdir. narsistik kaynak ise sizin ona tapmanızdır. fanatik bir müslüman ya da hristiyan ile karşılaştığınızda içsel olarak ona ne söylememeniz gerektiğini bilirsiniz. aynı şekilde bir narsistle yaşarken de yapmamanız ve söylememeniz gereken bazı şeyler vardır. narsisti bir din mensubu olarak düşündüğünüzde, nasıl davranmanız, nasıl konuşmanız, ne söylemeniz gerektiğini içsel olarak bilmelisiniz. bunu bir dine benzetmemin sebebini kısaca açıklamam gerekirse narsist genellikle ebeveynleri –çoğunlukla annesi- tarafından suiistimal edilmiştir. bu suiistimal cinsel, fiziksel, psikolojik olabilir. bu suiistimal çocuğun ebeveyninden ayrılıp bireyselleşmesine engel olur. aile çocuğunun kendi sınırlarını çizmesine müsaade etmez. kendisi sürekli bir oyuncu olmayı hayal eden annenin çocuğunu oyuncu olmaya zorlaması gibi düşünün, bu bir suiistimaldir. bir çocuğa hata yapmamasını söyleyen bir ebeveyn düşünün, bu bir suiistimaldir. çünkü çocuğun çevresi ile çatışıp, kendi sınırını çizmesine müsaade etmez. peki, çocuk buna nasıl tepki verir? hayali bir arkadaş yaratır, yani sahte kimliğini. sahte kimliği çocuğun sahip olamadığı her şeye sahiptir. çocuk küçükse, sahte kimlik sonsuzdur. çocuk ailesinin bir sonraki hamlede ne yapacağını tahmin edemiyorsa, sahte kimlik her şeyi biliyordur. çocuk çaresizse, sahte kimlik sonsuz güçtedir. çocuk koşullu sevgiye sahiptir: “şunu başarırsan seni severim.” çocuk şunu bilir; eğer ki başarısız olursa sevilmeyecektir ama sahte kimlik kusursuzdur. sahte kimliğin kusursuzluğunu düşündüğünüzde yeryüzünde bu tanımlara sahip iki şey vardır: biri donald trump, diğeri ise tanrı. yani çocuk kendi sahte kimliğini yaratarak kendisini ebeveyninden korur. bu sahte kimlik çocuğun tanrısı olur. gerçek kimliğini ise yarattığı bu tanrı için kurban eder. fakat bu yetersiz kalır ve bu sefer de çevresindekileri kurban etmeye başlar ki buna da narsistik suiistimal denir.
    yani narsistik biri ile ilişkideyseniz ölümcül bir savaşın içindesinizdir. ya siz ya da o ölmelidir. bunun yanında narsistin partneri genellikle bunu “ruhum öldü” diye tanımlar. bu ilginçtir çünkü 1975 senesinde kernberg sınırda kişilik bozukluğu (bkz: borderline personality disorder) tanımını literatüre sokmuştur. narsistin kurbanlarını dışardan gözlemlediğimizde bir narsistin kurbanı mı yoksa sınırda kişilik bozukluğu mu olduğunu ayırt etmesi zordur. çünkü her ikisi de bu ruhum öldü tanımını sıklıkla kullanırlar. her ikisi de duygusal olarak normal tepki veremezler ve ruh halleri bir iyi bir kötü yönde hareket eder.
    narsist ironik olarak hayatının çevresindekiler tarafından kontrol edildiğini düşünür ve bu sebeple her daim çevreyi suçlar. eğer ki onunla tehlikeli bir oyun oynamak istiyorsanız, narsistin kontrol noktası siz olursunuz. fakat bu oyunda çok keskin ve kendinizden emin olmalısınız. her şeyden önce her şey için narsistin sizi suçlamasına izin vermek zorundasınız. onu bunu yapmak için cesaretlendirmelisiniz. yani şu cümleleri sık sık kullanmalısınız “bu benim hatam, bunu yapmamalıydım, özür dilerim, off benim yüzümden üzüldün vs.” bunun iki faydalı etkisi vardır. eğer siz bunu söylerseniz, narsist söylemek zorunda kalmaz ve suiistimali azaltır. yani şöyle düşünmeye başlar “kötü olan her şey onun suçu ve muhtemelen iyi olan her şey de onun suçu.”
    narsistlerde terapinin işe yaramamasının bir sebebi terapistin narsiste bir yetişkin olarak yaklaşması olabilir. terapist narsistle müzakere eder, onunla tartışır, sorgular, sözler verdirir ama narsist bir yetişkin değildir. çocuklar büyülü düşünme (bkz: magical thinking) dediğimiz şeye sahiptir ki narsistlerde de bu vardır. büyülü düşünmede zihinsel süreçler gerçekliği etkiler. bu sebeple narsistler umursamazdır, çılgın riskler alır, davranışlarının bir sonucu yoktur, onlar dokunulmazdır. o tanrıdır ve tanrı istediğini yapar ki bu yüzden vurdumduymazdır ve kolay aldanır. narsist her şeyi bildiğine ve kimsenin ondan zeki olamayacağına inanır. bundan faydalanabilirsiniz. eğer narsiste bir şey yaptırmak istiyorsanız, bunu onun fikri olduğuna ikna edin. onun kafasına bir fikir yerleştirin ve onun tavsiyesini isteyin. narsistin büyüklenmeciliğini kullanarak onu manipüle etmek çok kolaydır. narsistinizi dört yaşındakini çocuğunuzu kontrol ettiğiniz gibi kontrol edin. tabii bu kadar çileyi ne için çekip asla kendiniz olamadığınız bir ilişkinin içinde olacaksınız? bunu iyi düşünün...

    burası çevirimin bittiği yer bazı yerleri atladım ya da kabataslak çevirdim bazı yerlere kendimden bir şeyler kattım(sadece tırnak içinde belirttiğim yerlere/ narsistin potansiyel kelimeleri olabilecek yerlere). sabırla okuyan herkese teşekkür ederim. psikolog necati karakaş’ın çok sevdiğim bir cümlesi ile bu entryi sonlandırmak istiyorum “içimizdeki narsist acizlik ve bağımlılık karşısında ortaya çıkar.” neden saatlerdir bu çeviri için uğraştığım ise başka bir entrynin konusu. sevgiler.

    kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=eughnmifaw8&t=22s
452 entry daha
hesabın var mı? giriş yap