99 entry daha
  • büyülü gerçekçilik, gerçeğin beklenmedik ve anlaşılmaz olanla karıştığı ve rüya, peri hikayesi veya mitoloji öğelerinin günlük yaşamla birleştiği modern bir kurgu stilini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. akla ilk olarak gabriel garcía márquez ve tabii ki yüzyıllık yalnızlık geliyor. fakat isabel allende'nin "ruhların evi" romanı da unutulmamalı.

    ruhların evi'ni önce filmiyle tanımıştım, olay örgüsüne ve karakterlerin yarı hüzünlü yarı ürpertici derinliğine hayran kalınca kitabı da alıp okumuştum hemen. güzel bir hikaye, hayran kalınacak bir örgü. ayrıca okuyucuya tarihi bilgiler sunan hikayeleri de severim. bu gerçekten erkek/kadın ve sosyal sınıf arasındaki eşitsizliklere dayanan çok kuşaklı bir hikaye. yaklaşık yarım yüzyıl içinde ilerleyen hikayede, trueba ailesinin özelinde şili'nin siyasi kargaşalı yakın tarihine de tanıklık ediyoruz.

    ve büyülü gerçekçiliği seviyorum.

    debe editi: bahsi geçen kitaptan şöyle bir pasaj ve çekilmiş olan filminden etkileyici bir kare paylaşmak istiyorum. keşke hafızamın o bölümünü sildirip bir daha okuyabilsem/izleyebilsem.

    "önümde uzanan yılları düşündüm ve onsuz yaşamaya değmeyeceğine karar verdim; çünkü onun o yeşil saçlarıyla o su perisi güzelliğine sahip bir başka kadını asla bulamayacaktım. o zaman biri bana doksan küsur yaşıma kadar yaşayacağımı söyleyeydi kafama bir tabanca dayayıp tetiği çekerdim."(esteban trueba)
    görsel
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap