tarihimizde garip vakalar
-
osmanlı tarihinde ilginç vakaları içeren hikâye tadında kaleme alınmış reşad ekrem koçu kitabı.
birçok olayı ilk kez okuduğumdan hayretler içinde kalıp bir heves ekşi sözlük'e ilgili başlıklara yazayım dedim. yazılmış olduklarını tahmin ettim doğrusu da yazarın cümlelerini birebir kopyalayıp kaynak belirtilmemesine kızdım. intihal her yerde
çok keyif alarak okuduğum bir kitap olsa da bu denli hikâye edilmiş olması “ne kadarı gerçek?” diye sormama neden oldu. bazıları inanılmazdı. ülkü tamer'in “tarihte yaşanmamış olaylar” öykü kitabını yazmasına neden olan “tarihle ilgili öylesine inanılmaz yapıtlarla karşılaştım ki yabancı bir takma adla benzer şeyler yazmak geldi içimden” sözlerini sarf ettiği kitaplardan biri bu olabilir mi diye düşünmeden duramadım.
belli ki tarihçiler arasında saygın bir yeri var reşad ekrem'in ama sanki bizim gibi hülya insanlarına daha fazla hitap ediyor. tamamen edebiyatçı yanılması da olabilir. hiçbir yerde görmediğim bir başlığı yazmış olayım.
***
“lokma lokma doğranan vezir
sultan ibrahim'in son sadrazamı istanbullu ahmed paşa, kalemden yetişmiş, malumatlı, zeki bir devlet adamıydı. bir sinir hastası olan bu padişahın da itimadını kazanmıştı. kendisinin yeniçeri ocağı ağları ile iyi geçinmemesi, hatta o devirde birer mütegallibe kesilmiş olan ocak ağalarına karşı bir suikast hazırlaması, kösem sultan'ın da oğlu sultan ibrahim'den nefreti ve onu tahttan indirmek için yeniçeri ocağı ağalarıyla anlaşması, istanbul'da bir askeri hükümet darbesine sebep olmuş, sadrazam idam edilmiş, padişah da evvela tahttan indirilip birkaç gün sonra boğdurulmuştu. ahmed paşa şişman bir zattı. idamından sonra cesedi ana doğması soyularak cellatlar tarafından bir hammal beygirine çaprazvari atılmış ve götürülüp atmeydanına bırakılmıştı. ihtilalci yeniçerilerden birkaç hunhar, fırsatı ganimet bilip cahil halkın batıl itikatlarından istifade ederek “insan yağı mafsal ağrı ve sızılarına devadır” diye ahmed paşa'nın etlerini lokma lokma doğrayarak beşer onar akçeye satmışlardı. büyükşehirde de, bu kadar korkunç, tüyler ürpertici devayı satın alarak kollarına, bacaklarına sürüp bağlayabilecek o kadar çok katı yürekli insan çıkmıştı ki, paşanın iri yapılı vücudu hemen bir iskelet halinde kalmıştı; ölümünden ve naaşının bu feci akibetinden sonra kendisine hezarpare (bin parça) lakabı verilmişti.” *
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap