• gerçek kişiliklerden sanal kişiliklere, rüyalardan yaşamlara...

    şimdi ben geldi az önce hatta. içeri girdi ve ağzına geleni söyledi. çıkarken kapıyı kapatmadı. bu evde benden başka kimse yaşamıyor ki, kapıyı kim kapatacak şimdi. keşke tekrar gelse, ağzına geleni söylese, sonra çekse gitse ama giderken kapıyı da çekse...

    bugün yine her gün gibi sıradandı. rahmetli annemle buluştuk, her zamanki buluşma noktamızda denizin kenarına oturmuş en güzel kıyafetleriyle beni bekliyordu. bir evladın annesine sarılamamasının acısını yaşatmadı bu kadın bana. onu bu denli sevmemin nedeni de bu zaten. bana hiç hediye getirmedi şimdiye dek. gittiği yerlerden de bahsetmiyor nedense. hep ben anlatıyorum, o dinliyor. ama bakıyor bana, gözlerimin içine derinliklerine. sonra gidiyor, denizin içinden ağır ağır. gidişini izliyorum o güzel kadının. sonra dönüp yürümeye başlıyorum. etrafımda insanlar, hepsi de bir garipler. sanki onların annesi yokmuş gibi, yürüyorlar ve hiçbiri birbiriyle konuşmuyor. hiçbiri benim gibi annesine sarılmıyor. insanlar çok garip ve eminim hiçbir zaman benim gibi olamayacaklar.

    eve geldiğimde sevdiceğimin kapıyı açmasını bekledim. uzun süre kapı önünde bekledim açmak istemedi. anahtarımı çıkardım, kendi kendime açtım kapıyı ben de. içeride her yerde onun kokusu vardı, o her yerdeydi. bana yemek yaptı mı acaba dedim, mutfak bıraktığım gibiydi. zaten hiç yemek yapmazdı yalnızca masada bana eşlik etmeyi severdi. olsun o hep vardı ya, benimle konuşmazdı, sorduklarımı cevaplamazdı ama beni hiç yalnız bırakmazdı. ben evde kal dediğim zaman kalırdı, gel dediğimde ise benimle her yere gelirdi. o yüzden sevdiceğimdi zaten. sorularımı cevaplamasa da, bana yemek yapmasa da o benimdi tümüyle.

    şimdi düşündüm de, bugün odaya girip etrafa bağırıp çağırmam gerçekten çok yanlış bir davranıştı. umarım annemin ve sevdiceğimin benim bu sert tavırlarımdan haberi olmaz. çıkarken de kapıyı kapatmadım galiba. dur ben bir onu kapatıp geleyim. sen burda bekle günlük...
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap