230 entry daha
  • 2008 yılından beri iyi kötü takip ettiğim antrenör.

    milli takımın nereye gittiğini anlamak için, kendisi hatalarıyla sevaplarıyla bütünlüklü bir analizi hak ediyor. çünkü hem hataları var, hem sevapları..

    türkiye voleybol ligi her yıl dünyadaki en pahalı oyuncuları barındırsa da ligde yıllarca istikrarlı takım oyunu oynayan tek bir takım var, kendisinin çalıştırdığı vakıfbank..

    gio `:(giovanni gudetti)` bunu vakıfbank'ta 2010'da malgorzata glinka'nın takıma katılması sonrasında yakaladı ve neredeyse 10 yıldır devam ettiriyor. bu takım oyunu öncelikle başarılı blok defans kurgusunda kendini gösterdi.. sonra hücum hızında ve çeşitliliklerinde görüldü.. yerli oyuncularımızın da bu takım oyununa dahil olduklarını gördük. ama kaç tanesi için bunu söyleyebiliriz? çok azı için.. mesela gizem güreşen, sonra gizem örge, gözde kırdar vs.

    vakıfbank'ın başarısında her ne kadar takım oyunu kendini gösterse de gio her yıl yerleşik bloğa hücum edebilen köşe hücumcularına sahipti.. ki bu isimler dünyada çok az olan sınırlı isimler.. oyun tıkandığı an, defanstan top çıktığı an yükselt topu, o öldürsün taktiğini uygulayabileceğin isimler.. ki bununla da bitmiyordu, avrupa kupaları için hemen her mevkiye pahalı iyi yabancılar alınıyor lig maçlarında oturtuluyor falan..

    neyse gelelim konumuza, yani milli takıma.. gio vakıfbank'ta çalışırken aynı zamanda alman ve hollanda milli takımlarını da çalıştırdı. bu görevlerde son derece enerjisi yüksek, hırslı, motive ve "çirkef" bir kenar adamı olarak yer aldı.. vakıfbankta da genel görüntü bu şekilde..

    sırasıyla sevaplarından bahsedecek olursak;

    - kendisinin yönetiminde milli takımın en dirençli halini görüyoruz..

    - dünya sıralamasında en yüksek basamaklara çıktığımız dönem, yine onun dönemi..

    - dillere destan çalışkanlığı sayesinde rakip takımın detaylı analizlerinin yapıldığı ve maç öncelerinde oyunculara uzun uzun rakibin zaafları ve yapılması gerekenlerin teorik olarak anlatıldığı toplantıların yaşandığı belirtiliyor.

    - herşeye rağmen milli takıma en çok oyuncu katkısı veren kulüp takımı vakıfbank. oyuncuların yetiştirilmesine katkı anlamında..

    nihayet geldik günahlara;

    - gio türk milli takımının başında alman veya hollanda milli takımının başındaki kadar hırslı, şevli, istekli bir görüntü vermiyor.. hep bir bezgin vücut diliyle saha kenarında.. bu kendisini tanıyanlar için oldukça sıradışı bir tablo.

    - bir çok iyi oyuncu ile zaman içinde kişisel husumetlere girdi ve onları milli takıma çağırmıyor. ki bu oyuncuların bazılarına takımda ciddi ihtiyaç duyulmasına rağmen.

    - ebrar gibi genç ve milli takımın çok kritik pozisyonunda bulunan bir oyuncuyu olimpiyat yılında, vakıfbankta yedek oturttu ve oynama şansı verdiğinde pç değil manşet alan 4 numara smaçörü olarak oynattı.. yani milli takımı önceleyen bir yaklaşımı yok. klüpte klüp başarısını önceliyor.. ama klüp dediğimiz de devletin bankasının klübü ve voleybol klüp değil milli takımlar üzerinden ilerleyen , değeri olan bir spor..

    -kadro seçimlerinde kişisel ilişkiler de devrede olduğu için oyuncuların alternatifi olacak isimler kadroya dahil edilmiyor. bugün sırbistan maçında zehra'yı 3 set oynattı. oysa zehra'nın alternatifi kübra takımda alsaydı çok daha erken değişiklik yapabilirdi.

    -bugünkü sırbistan maçı hedef maçtı. turnuva öncesinde çalışılacak olan hedef maç. böyle bir maçta en kritik anda tecrübesiz oyuncuları oyuna sokup mağlubiyete davetiye çıkarmak hiç şüphesiz antröner hatasıydı.. ve bu hataları 2. ve 3. sette 2'li değişiklik olarak yaptı, seti kaybetti..

    sözün özü, evet gio önemli bir yetenek, ciddi katkılar da sundu.. ancak federasyonun konuya dahil olup bir takım kontrollerde bulunması gerekiyor.. pasif pasif , biz destekliyoruz demekle olmadığı görüldü.. milli takım ne olimpiyatlarda ne da avrupa şampiyonasında hiçbir hedef maçı kazanamadı.. an azından bu seviyeyei geçmek için neler yapılması gerektiği hususunda antrenörden raporlar istenmeli ve çalışılmalı..
577 entry daha
hesabın var mı? giriş yap