679 entry daha
  • bu yıl anaokuluna başlama heyecanını yaşayan yüz binlerce çocuktan biri de benim oğlum.

    oğlumu, ikamet ettiğim yerdeki bir devlet okulunda bulunan anasınıfına kaydettirdim. okul yönetimi, anaokulu öğrencilerinin birer dönem dönüşümlü olarak sabahçı ve öğlenci olarak devam edeceklerini bildirerek kaydı onayladı. bu uygulama, imkanlardan herkesin eşit ve adil biçimde yararlanmasını sağladığı için çok hoşuma gitti.

    2021-2022 eğitim-öğretim yılı, eylül'ün ilk haftası itibariyle başladı. biz sabahçı olduk bu dönem. sabah 8 gibi oğlumu götürüp okula bırakıyorum. okul açıldığından beri, müdür hoca her sabah o saatte giriş kapısında hazır bekliyor. gelen öğrenciler ve velilerle tek tek merhabalaşıyor, konuşuyor ve ilgileniyor. sabahın o saatinde müdür hoca, hem veliye hem de öğrenciye muazzam bir pozitif enerji veriyor.

    çocuğu teslim aldıktan sonra birkaç kişi olmalarını bekliyor. hepsini nizami biçimde peş peşe diziyor ve birbirlerine tutunup tren olmalarını sağlıyor. tren olan ve cuf cuf nidalarıyla ilerleyen beş yaşındaki çocukların neşe ve sevinçle kapıdan okul bahçesini geçip sınıfa yönelişleri bana tarifi imkansız bir zevk veriyor.

    anasınıfı öğretmeni de titiz, dikkatli, özverili, iyi yürekli ve öğrenci ile iletişimi güçlü olan biri. whatsapp veli grubuna hergün onlarca fotoğraf ve gönderi atıyor. etkinlikleri her gün tek tek yazıyor ve ertesi gün yapılması planlanan etkinlikler hakkında da bilgi veriyor. böylelikle öğrenciyi ve veliyi hazırlayıp ortak bir paydada buluşturuyor. çocukların özel yeteneklerini de gözlemliyor ve erkenden keşfedilmesi için titizlikle çalışıyor. mesela komşumuzun çocuğunun resime çok özel bir yeteneği olduğunu ve bu konuyla ilgili görüşmeler yapmak üzere okula anne-babasını davet ettiğini duydum.

    her gün tekrarlanan bu mutluluk verici olaya, tanıklık etmek, hayata ve geleceğe dair umutlarımı arttırıyor.

    edit: gece entry'i yazdıktan sonra saygıdeğer müdür hocaya, çok naif bulduğum bu uygulamasından dolayı teşekkür ederek incelik göstermek istedim. bu vesile ile sabahleyin kendisine en içten teşekkürlerimi sundum ve biraz konuşma imkanı buldum. müdür hoca, ben bu makama odamda oturmak için gelmedim, benim öncelikli görevim kamusal nitelikte yarar sağlayan hizmet üretmektir dedi. yedi yıldır her sabah yarım saat kapıda beklediğini, bu uygulamanın kendisi için asla bir külfet olmadığını söyledi. yarım saatlik kısa bir süre içerisinde, sorunları dinlediğini, yaşanabilen/yaşanabilecek olası aksaklıklara anında müdahalede bulunma imkanı elde ettiğini, öğrenci ve veli ile doğrudan iletişim kurabildiğini, okula aidiyet hissinin geliştirildiğini, velinin çocuğunu bıraktıktan sonra güven ve huzurla okuldan ayrıldığını anlattı. bunları dinlerken gözlerimin dolduğunu itiraf etmeliyim. neticede bu eğitim kurumu, bir devlet okulu ve kimsenin ekstradan bir kazancı veya çıkarı yok. meslek aşkı, karşılıksız iyilik ve sevginin en saf, yalın hali...

    iş bu entry ve edit, eğitim sektörü emekçileri olan tüm öğretmenlere ve paydaşlara bir numune-i imtisal olması için yazılmıştır. örneklerinin çoğalması dileğiyle...

    debe editi: entrylerin beğenilmesi ve çokça okunması şüphesiz tüm suserleri mutlu eder. bu entry'nin ilgi görmesi, debe vasıtasıyla daha fazla kişiye ulaşması beni çok mutlu etti. şukulayan, debeye girmesini sağlayan yazarlara, yazar adaylarına (çaylaklar) ve tabiki entry'i okuma nezaketi gösterenlere teşekkür ederim.
140 entry daha
hesabın var mı? giriş yap