3319 entry daha
  • kendisinin devlet adamlığı sırasında yaptığı davranışlardan dolayı sevilmesi söz konusudur. bence de örnek davranışlardır.

    cumhurbaşkanlığı sonrasında pek sesi soluğu çıkmaması ise tam bir muamma yaratmakta.

    ancak, anayasa mahkemesi başkanı iken içinde bulunduğu komisyonun aldığı cinsel saldırı hakkında kararın gerekçesinde - aşağıda - belirttiği düşüncelerin türkiye’yi getirdiği noktadaki fikrini merak ediyorum.

    --- spoiler ---

    tabii ki çeşitli hukuki kararlar yoluyla “iffetli” ve “iffetsiz” kadın ayrımı sadece idare hukukuna has bir durum değil. “kadının hayatı esastır” şeklindeki özel hayat polisliğinin idare hukukunu aşan geniş bir tarihi var. yakın tarihe geri dönersek, örneğin eski türk ceza kanunu’nun 438. maddesine göre seks işçisi kadınlara tecavüz edildiği durumda faile üçte iki oranında indirim yapılıyordu. bu maddenin “iffetli” ve “iffetsiz” kadın ayrımı yaparak anayasa’nın eşitlik maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle anayasa mahkemesine açılan itiraz davasında 4 aym üyesi maddenin anayasa’nın eşitlik maddesine aykırı olduğuna karar vermişti; ama içinde ahmet necdet sezer’in de olduğu 7 aym üyesi ise maddenin anayasa’nın eşitlik maddesine aykırı olmadığını hükmetmişti. ahmet necdet sezer’in de içinde olduğu bu üyeler, maddenin eşitliğe aykırı olmadığını iddia ettikleri kararlarında şöyle diyorlardı: “…ırza geçmek ve kaçırmak suçlarının fuhşu kendine meslek edinen bir kadına karşı işlenmesinde, bu kişinin uğradığı zarar ile aynı eylemlerin iffetli bir kadına karşı yapılması durumunda onun gördüğü zarar eşit sayılamaz. iffetli bir kadının zorla kaçırılması veya ırzına geçilmesi onun onurunu, toplumdaki ve yaşadığı ortamdaki saygınlığını, giderilmesi olanaksız ölçüde kıracaktır. oysa, aynı eylemlerle karşılaşan fuhşu meslek edinmiş bir kadının bu ölçüde zarar gördüğünü ileri sürmek ve kabul etmek güçtür. fahişe, fuhşu kendisine meslek edinmiş, onu ticari bir iş kabul etmiş olduğundan bu tür kadınların kişi ve cinsel özgürlükleri iffetli kadınlarınki kadar bozulmuş sayılamaz. kaçırmak ve ırza geçmek eylemleri iffete karşı işlenen birer suç olması ve bu eylemlerle karşılaşan fuhşu meslek edinen bir kadının uğrayacağı zararın, iffetli bir kadının uğrayacağı zarara göre çok daha az olacağı gerçeğinden hareket eden yasa koyucu bu nedenle türk ceza yasası'nın 438. maddesi ile böyle bir ayırıma yer vermiştir. şu halde, fuhşu kendisine meslek edinen kadınlara karşı işlenen zorla kaçırmak veya ırza geçmek suçlarında böyle bir kadının uğradığı zararın aynı eylemlerle karşılaşan iffetli bir kadının uğradığı zarara göre daha az olması bu ayırımın haklı nedenini oluşturmaktadır. bir bakımdan eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edilen itiraz konusu türk ceza kanunu'nun 438. maddesi, bu eylemlerle karşılaşan kadınların değişik durumlarından kaynaklanan zorunluluklara ve dolayısıyla haklı nedenlere dayandığından anayasa'ın 10. maddesinde açıklanan eşitlik ilkesine aykırı değildir…”
    --- spoiler ---
    yazının tamamı için link.

    eski cumhurbaşkanı iken yaptıkları ile genelde suçlanan bir kişi, oysa, yukarıdaki fikri ile türkiye’nin demokratikleşmesinde daha önemli bir rol oynamıştır.

    elbette, bu tip insanların kamuoyuna bir cevap vermesi beklenmemelidir. cumhurbaşkanlığı iyi bir sığınak olmuştur, hem hukuksal hem ahlaki.

    bari, otobiyografisini yazarken bu konuda kalem oynatsa da ülkenin geleceğine olumlu bir dokunuşu olsa dediğim kişi.
205 entry daha
hesabın var mı? giriş yap