4 entry daha
  • onunla aynı ev ve iş ortamında bulunduğunuz halde gün boyu 20-25 cümle kurmanızdır.

    baba dindar, oğul ateisttir. (namaz falan kılmaz ama kılana tapar. inandığı dinin gereklerini yerine getirmez ama getirenden daha fazla savunur dini. böylelikle sevap kazandığını umarak içini ferahlatır)

    baba yaratılışçı, oğul evrimcidir. (çitanın saate 90km hızla nasıl koştuğunu anlayamaz, anlayamadığı için de tanrının onları koşmak için yarattığını öne sürer. yaratılan ilk çita da 90km hızla koşuyordur hatta. ilk insan bile yaratıldıktan hemen sonra konuşmaya başlamış, alet yapmasını öğrenmiş, mimari bilgisiyle evler yapmaya, tarlalar sürmeye başlamıştır.)

    baba kitap okumaz, oğul kitap okumadan uyuyamaz. (oğlunun 1200 sayfalık romanı neden okuduğunu bir türlü anlayamaz, hazmedemez. kendi okumadığı için içten içe bir kıskançlık duyar. "e ne oldu ki şimdi okudun da?" diyerek küçümsemeye çalışır. ona göre kişinin okuduğu kitap direk somut bir katkı sağlamalıdır kişinin hayatına. oğlunun kütüphanesine imrenerek bakar ama "kaldırsana şu kütüphaneyi çok yer kaplıyor" der. hem imrenerek bakar hem de görmeye tahammülü yoktur o kütüphaneyi. hayat kendisi ve oğlu arasında geçen bir güç savaşıdır. oğlunun kalelerini fethetmek onun görevidir.)

    baba posta, oğul cumhuriyet okur. (oğlunun elinde cumhuriyet gazetesini gördüğünde çılgına döner ve nasıl saldıracağını şaşırır. bir yığın laf sokma gayretinden sonra "ne biçim gaste bu ya! içinde adam akıllı resim bile yok!" diyebilmiştir.

    baba her akşam en az 4 duble içer, oğul haftada 1 kez 3-5 bira çakar. (dindar olmasıyla çeliştiğini mi düşünüyorsunuz? ramazanda içmeyerek iradesinin ne kadar güçlü olduğundan dem vurur. oruç tutar ama asıl kaygısı kilo vermektir. her iftar sonrası tartıya çıkar kilosunu kontrol eder.)

    baba müzik dinlemez, oğul metalinden klasiğine herşeyi dinler.(aynı baba "kuru gürültü dinleyeceğine insana yaşama sevinci veren müzikler dinlesene" diyerek öğüt verdiğini mükemmel bir baba olduğunu düşünür. klasik müzik kanalını açtığımda ise "çevirsene oğlum şunu gel atv ye star a" der.)

    baba geniş tabanlı lastiklerin karlı yollarda daha iyi sonuç vereceğini söyler, oğul ince tabanlı lastiklerin. (bir de kıt bilgisiyle açıklamaya çalışır. "bak şimdi sürtünme alanı ne kadar fazlaysa lastik yola o kadar iyi tutunur" falan der. oğluna bilimsel bir konuda brifing veren baba rolüne bürünür bundan kıvanç duyar.)

    baba için yurtdışına çıkmak sadece farklı hatunlarla beraber olmaktır, oğul için farklı mimari, farklı gelenekler, farklı düşünce tarzları, farklı yemekler, farklı bakış açıları demektir. (toplam 4 defa yurtdışına çıkmışlığı vardır. gittiği ülkeler hayli düşündürücüdür. tayland, rusya, moldova, kıbrıs.

    baba işe yeni eleman alma hususunda göğüs kalça bel kriterini esas alır, oğul geçmiş iş tecrübelerini, okuduğu okulu, insanlarla iletişimini. (kızın güzelliği de önemli değildir aslında. biraz fingirdesin cilve yapsın yeter baba için. nihayetinde patron olduğu için işçisinin ona muhtaç olduğunu ve onu sikmenin doğal bir hak olduğunu savunur. halbuki öz kızı da üst düzey bir şirkette çalışıyordur. ama bunu aklına dahi getirmek istemez. morali bozulur bu realitesi aklına geldiğinde.)

    baba rus kızlarını çiftleşmek için yaratılmış canlı organizmalar olarak görür, oğul için insandır hepsi. (şartlı refleks olmuştur adamda. akşam yemeğinde televizyondan gelen alakasız bir "rus" lafı bile otomatik olarak irkiltir bu adamı. daha bir dikkatle izler haberi. rusya da geçirdiği 2 haftayı bize anlatamaz bile. moskova'nın nasıl bir yer olduğunu sorduğumuzda üstünkörü cevaplar verir. neden mi? yataktan çıkmaya fırsat bulamamıştır muhtemelen)
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap