22 entry daha
  • 2019 yılında dukha türklerine yaptığım ziyareti, izlenimlerimi ve dukha türkleri hakkında genel bilgileri aktarmaya çalışacağım bu yazımda.
    moğolistan hakkında yazdığım genel bilgiler için (bkz: #117396666)

    günümüzde, moğolistan'ın en kuzeyinde; rusya sınırında, sayan dağlarının eteklerindeki tayga ormanlarında yaşıyor dukhalar. hala daha yarı göçer olup sayıları 500 civarında olan dukhalar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir millet.
    rengeyiği türkleri olarak da bilinen dukhalar 1940'lı yıllarda, günümüzde rusya kontrolünde olan tuva cumhuriyeti'nden göçerek bugün yaşadıkları coğrafyaya yerleşmişler. moğollara göre soyları uygurlara dayanıyor, çin kaynaklarına göre ise tuva türklerine... bazı araştırmacılara göre ise dede korkut hikayeleri'nde geçen deli dumrul'un babası olan duha koca'nın bu milletle bir bağının olduğu düşünülüyor.

    geyik sürüleriyle dünyadan izole bir hayat yaşayan dukhaların yaşadığı ücra bölgeye, belli bir yere kadar arazi aracı ile gittikten sonra yolculuğun geri kalan kısmını at sırtında tamamladık. yanımda avusturyalı bir arkadaşım ve bize rehberlik eden moğol vatandaşı bir arkadaşım da vardı. biz kendi aracımızla bu yolculuğu gerçekleştirdiğimiz için ziyaret etmeyi düşünenlere genel bir rota çizeyim. moğolistan'ın başkenti ulanbatur'dan mörön şehrine uçakla ulaşım sağlayabilirsiniz (uçuş fobisi olanlara, pırpır uçakla gerçekleştirilen bu yolculuğu pek tavsiye etmem. fobisi olmayanlar da yeni bir fobi edinebilir). mörön şehrinden de tsaganur şehrine karayolu ile ulaşım sağlayacaksınız fakat yolun çok ufak bir kısmı 'yol' olup uçsuz bucaksız steplerde onlarca tekerlek izinin ortasında yolunuzu bulmaya çalışacaksınız; moğolistan'a hoş geldiniz. hövsgöl'ün eşlik ettiği heyecanlı bir yolculuğa hazır olun. kış aylarında hövsgöl donduğu için araçlar göl üzerinden giderek yolculuk süresini kısaltıyorlarmış fakat biz yaz ayında gittiğimiz için orman içlerinden ve düzlüklerden giderek tsaganur'a ulaştık. 10-20 km hızlarla ne kadar ulaştık denirse artık.
    tsaganur şehrinde çoğunlukla moğollar yaşıyor fakat az sayıda da olsa dukha türk'ü de yaşıyor burada. dukha türklerinin asıl yaşadığı yerlerden biri buraya araç ile bir saat mesafede. kış aylarında araçlarla gidilen bu yol yaz aylarında daha çok at ile gidiliyor çünkü yol çok çamurlu oluyor. daha uzak mesafede de yaşayanlar var fakat biz yakın olanları ziyaret etmiş olduk.
    dukha türklerinin çadırları kazak, kırgız, moğol çadırlarına göre oldukça ilkel. koni biçiminde ve daha çok kızılderili çadırına benziyorlar. neredeyse her çadırın önünde bol tüylü ve kaba sesli bir köpek cinsi mevcut. çadırları uzaktan görüp de köpeklerin sesleri gökyüzünü doldurunca jack london kitaplarından birine konu olduğum hissine kapılmıştım.
    amatörce çevrilen çitlerin ortasındaki geyikler dikkatimi çekti sonra. dukha türkleri için geyik hayat demek. hatta geyik sayılarında azalma yaşanınca türkiye damızlık geyik göndermiş geçtiğimiz yıllarda. geyiklerin eti, sütü, yünü kullanılırken yük taşımada ve ulaşımda da güçleri kullanılıyor. ulaşım ve yük taşıma geyiklerin çektiği kızaklarla değil de direkt at biner gibi geyiğin sırtında olduğu için çok garibime gitmişti. hatta geyik sırtına ilk binmemde çok tedirgin olmuş ve defalarca 'bu beni kaldırmaz' diye uyarmıştım.
    tabi günümüzde her ne kadar izole bir hayat sürseler de dukhalar da teknoloji ile tanışmış. bazı çadırların önünde güneş panelleri var ve bu sayede elektrik üreterek telefon, televizyon kullanıyorlar.
    okul çağına gelen çocukların okula gidebilmek için şehire yerleşmeleri ve okulda da sadece moğolca eğitimi verilmesi sebebiyle gençler arasında dukha dilini bilmeyenler çok fazla. bu sebeple de dukha dili ve kültürü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. aslında dukha dili türkçe ile benzerlik gösteriyor. ortak kelimelere örnek vermek gerekirse; sayılar neredeyse birebir aynı. bazı renkler, kişi zamirleri aynı (aldığım notlar yanımda olmadığı için aklıma gelenleri genel olarak yazdım, yanlış hatırlamıyorsam 50 üzerinde ortak kelime yazmıştım). hatta avustralyalı arkadaşım 'siz aynı dili konuşuyorsunuz' demişti bizim benzer sesler çıkardığımızı duyunca tabi bunda benim kazakça bilmemin de etkisi vardır biraz.
    dukha türkleri şamanizme inanıyor. bizim sivri zekalı türklerden bir grup giderek dukhalardan iki çocuğu alıp türkiye'ye getirip hafız yapmak için girişimde bulunmuş ama moğolistan istihbaratı tarafından dukhalarla iletişim kurulmamaları üzerine uyarılmışlar. ben anlatanların yalancısıyım artık.
    küçük komünler halinde yaşayan dukhalarda herkesi ilgilendirecek kararlar tüm üyelerin katılımıyla alınıyor. kadın erkek eşit söz hakkına sahip olup yaşça büyük olanların görüşlerine saygıdan dolayı ayrı bir önem veriliyor ama nihai karar yine herkesin katılımıyla alınıyor. gariptir ki liderlik gibi bir durum söz konusu değil.
    21. yüzyılda hala daha yarım da olsa avcı toplayıcı kültüre sahip olan, kadın erkek eşitliğinin olduğu ve doğaya saygılı olan bu minik topluluğun yakın zamanda yok olmasına en azından kültürlerini kaybetmelerine kesin gözle bakılıyor. ben de söz uçar yazı kalır düşüncesi ile gözlemleyebildiklerimi yazmaya çalıştım
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap