3 entry daha
  • kendisini tanıdığımız mahir çayan rolüne düşünceleriyle de yakışan, bu zor görevin altından bu kadar başarıyla nasıl çıktığını birgün gazetesi'ne verdiği röportajdan görüp kendisini daha çok takdir ettiğimiz, onu hiç görmemiş olanların gözleri önüne getirdiği canlı, konuşan, gülen, çay içen mahir imgeleri için müteşekkir olduğumuz oyuncu. haftalardır bir röportaj, bir yorum, bir konuşma görsek de neler düşünüyor öğrensek diye bekliyordum, mahir'in ondaki yerini, yaptığı şeyin ona ne ifade ettiğini öğrenmek için yanıp tutuşuyordum. aradığımı buldum:

    ‘hatirla sevgili’ dizisinin ‘mahir’i kanbolat görkem aslan: mahir’in ruhuna göç, hayata direncimi artırdı

    kızıldere’de olup bitenler karşısındaki seyirci kalma halini bir türlü anlayamadım. bu yarayı iyileştirmemiz gerek. bunun sorumluluğu, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin….

    gülşen işeri

    hatırla sevgili dizisinin önemli karakterlerinden biriydi mahir çayan. ne sinema filminde ne de herhangi bir karede görmemiz hiç mümkün olmadı çayan’ı. ama popüler bir dizinin içinde birden karşımıza çıkıverdi... o dönemi yaşayanları bir yandan duygulandırırken bir yandan da popüler kültür içinde olması, süreci yaşayan kişilerce eleştirildi... gençlerin ilgisi ise azımsanmayacak boyuttaydı. mahir çayan rolünü üstlenen kanbolat görkem aslan, “büyük bir sorumluluktu mahir çayan’ı oynamak” diyor. mahir imajını incitmemek için ise epey uğraşmış... kızıldere katliamının da yer aldığı dizide “içimde ondan bize miras yaşam belirtilerini bulana dek mahir’i anlamaya çalıştım...” diyen kanbolat görkem aslan’la bir araya geldik. dönemi ve o dönemin gençliğe neler kattığını konuştuk...

    » mahir çayan rolünü nasıl kabul ettiniz? ve bu role hazırlanış sürecini anlatabilir misiniz?

    tesadüfi oldu biraz mahir’le buluşmamız. meslektaş dostlarımdan biriyle ‘hatırla sevgili’ üzerine muhabbet ederken, mahir çayan arandığından bahsetti. duyduğum an mahir’i canlandırabilme ihtimali beni müthiş heyecanlandırdı. çünkü herhangi bir dizide yazılan hayali bir karakter için değildi bekleme hali. mahir çayan’dı söz konusu olan, yani bambaşka ve büyük bir sorumluluk, bir oyuncunun ender yaşayabileceği bir tecrübe. çalışmaya hemen başlamayacağım için hazırlanmak için yeterli vaktim oldu. döneme dair okumalar yaptım, o dönemi yaşamış insanlarla vakit geçirip o ruh halini anlamaya özen gösterdim. bildiğim ya da bildiğimi düşündüğüm mahir’i daha iyi tanımaya çalıştım, ona dair yazılmış söylenmiş ne varsa, onun yazdıklarını söylemlerini o günün koşulları dahilinde kendimce analiz ettim. karakterinin derinliklerine inmeye, onu anlamaya uğraştım, içimde ondan bize miras yaşam belirtilerini bulana dek sürdü tüm bunlar...

    »bu sürece hazırlanırken sizi en çok çarpan neydi?

    beni en çok çarpan şey ‘inanç’ tanımlamalarımızın ne kadar sığ olduğunu görmek oldu, gerçek anlamda inanmışlığın ve adanmışlığın ne olduğunu, on’ların yaşadıkları üzerinden yeniden öğrendim ve defalarca tekrar ettim kendime...

    »mahir çayan gibi bir karakteri oynayarak aslında birtakım eleştirileri de göğüslediniz. bu, size nasıl yansıdı?

    işin heyecanıyla başlarda bunun çok farkında değildim aslında. zaman geçtikçe, mahir içimde şekillendikçe ve izleyici tepkileri gelmeye başlayınca sorumluluğumun büyüklüğü bazen beni tedirgin etti fakat hiç ürkütmedi aksine bu sorumlulukla daha fazla mesai harcadım, tedirginliğimin üstesinden gelip bunu layıkıyla yerine getirmeye; bunu yaparken de insanların kafasındaki mahir imajını incitmemeye çabaladım.

    »mahir çayan’la ilgili kitaplar okurken ve sonrasında okuduklarınızdan yola çıkarak onu canlandırdığınızda ne gibi hatalar gördünüz? yani okunan ve oynanan arasındaki fark neydi?

    ‘hayır hiçbir hata görmedim’ desem sanırım bu pek ikna edici olmaz. muhakkak es geçtiğim ya da kendimce yanlış yorumladığım anlar olmuştur. fakat bu, benim anladığım ve inandığım haliyle bende yeniden vücut bulmuş, benim içimdeki mahir imajı. herkesin kafasında bu farklı olabilir, herkes kendi istediğini görmek isteyebilir, bunu göremediğinde kızabilir. şöyle bir gerçekte var televizyona yapılan bir iş ve maalesef inceltmek durumunda kalıyorsunuz bazı şeyleri, böyle olunca diyaloglar da değiştirilebiliyor, haliyle oyun performanslarımızda bundan etkileniyor.

    »deniz gezmiş ve mahir çayan gibi iki önemli karakter popüler kültürün içinde... bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    bu durumun yadırgandığını, ciddi eleştirildiğini biliyorum bilhassa dönemi yaşamış ve mücadelenin içinde yer almış kişiler tarafından. bu da çok normal. fakat ben o kadar mesafeli durmuyorum, belki popüler kültürün zaptettiği bir dönemde gençlik yıllarımı yaşamış ve hala yaşıyor olmamdandır. çünkü bu dizi popüler kültürle yoğrulan genç beyinlere geçmişe dair bir çentik atmayı başarmıştır. farkında olmadan, bilmeden yaşadıkları yakın geçmişimize dair bir merak ve ilgi uyandırdı. birtakım fikirlerini, hissiyatlarını değiştirtti. bir anlamaya çalışma hali, yeniden belki ilk defa etüd etme ihtiyacı doğurdu gençlik üzerinde.

    »yakın çevreniz mahir çayan’ı oynamanıza karşı nasıl tepkiler verdi?

    bir kısmını ayırırsak büyük çoğunluğunu işin popüleritesi ilgilendiriyordu. “bizim mahallenin çocuğu televizyona çıkacak” hali biraz. mahir’i oynuyor olmak sonrasında ilgilendirdi insanları. ama bir zaman sonra mahallenin çocuğu gitmiş mahir gelmişti...

    * * *
    kızıldere yarasını iyileştirmemiz gerek

    yüzleşemediğimiz sürece kızıldere yarası kanamaya devam edecek, yüzleşsek bile izi kalacak, bize hep acı ve utanç verecek... çekimler boyunca en zorlandığım sahneler kızıldere sahneleriydi. olup bitenler karşısında seyirci kalma halini ise bir türlü anlayamadım. bu yarayı iyileştirmemiz gerek yoksa yeni yaralara gebeyiz. bunun sorumluluğu bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin çünkü...

    kaynak: birgün gazetesi
    01.04.2008
40 entry daha
hesabın var mı? giriş yap