509 entry daha
  • fiziksel form, yapılan iş /eylem, zamanında birinin söylediği bir söz veya nadir olarak kişinin karakteri bu tür lakaplara alt zemin hazırlıyor tanıdığım kadarıyla.

    parmaksız recep; orantısız olarak ellerin vücuttan küçük olması. brakidaktili diye bir hastalıktan mütevellit almış bu lakabı. bu adamı bir kere görmem yetmişti sebebini anlamak için lakabının.

    arap yüksel; evet adamın ten rengi kara ama amerika'nın en melez zencisi yanında kömür kalır. eşine sormuştum neden arap diyorlar diye, küçükken köy pazarına gelen çingenenin teki milletin ortasında çocuğa bakıp arap demiş diyeymiş.

    yetiş dayı; adamın 8 mi 10 mu ne kız kardeşi var. hepsi de evlenince bir jenerasyon sonra köyde bulunan nerdeyse tüm bebeliklerin dayısı olunca al sana lakap.

    topal mustafa; her köyde var sanırım çok bir background aramaya gerek yok.

    koca fatma; annemin annanesi. köydeki en uzun insanmış. üstelik kadın kacirilirken kafasına büyük büyük dedem bayıltmak için tencere ile vurmuş kör etmiş karıyı. ama kör fatma kontenjanı doluydu herhal.

    sarhoş; adamın adını hatırlamıyorum ama kaynakçı bu. bir kere mesai saatinde ayık gördüm. akşamları fix sallanır bu emmi. bakkala girer böyle bi iki dakka kapıda rölantide bekler, bakkal tanır bunu sigarasını uzatır sonra arabaya gider böyle bi 10 dakka eski 302 halk otobüsü sesi çıkartır debriyaja basmayı akıl edemez falan.

    gomünist özer; adam chp ye oy veriyor.

    eşek memet; bu adam 70 yaşında. ama ben böyle bel kullanan adam görmedim arkadaş. bi de susmuyor aq! yani hem çok konuşuyor hem de çok çalışıyor diye mi bu lakabı hak etmiş dediydim acayip ters köşe yaptı beni. sulama kanallarında su biriksin diye eskiden bent yaparken tahtadan yapılan bir nane varmış. ona eşek denilirmiş. bu adam da en iyi eşek yapan adammış o zamanlar.

    savcı ibraam; babamın babası olur. a.k.a. dedem. ilkokul 3 mezunu adam. normalde de inşaat ustası/ işportacı/çiftçi.
    anlaşmazlığa düşen taraflar gelip olayları anlatıp kim haklı dermiş. uzlaştırmacı ibraam'ın söylemesi zor tabi.

    mıgıdıç ayşa; babannem'in garip literatüründe duyardım bunu, kadının lakabı mı bilmiyorum. yavru kedileri de böyle seslenerek severdi/kovalardı. sordum küçük şişman manalarinda kullanıyormuş. sanırım ermeni rum kökenli olmasından ötürü.

    öküz mustafa; herif bildiğin öküz. ne konuşmasını ne susmasını biliyor.

    kitapsız; bu arkadaşımın da lakabıydı. dedesinin babası köy imamı ve hafız, ezberden kuran okuyor. soyadı kanununda da lakabı olan kitapsız ı uygun görüyor kendine. sonra arkadaşın babası soyadını kitapçı olarak değişiyor tabi.
378 entry daha
hesabın var mı? giriş yap