tick tick... boom
-
insanları neden böldüğünü, bazılarını sıkıntıdan patlattığını, bazılarını büyülediğini anlayabildiğim film.
"normal" bi zamanda çok içinizi kıyabilir. hayatınızda sanat ve müzik çok önemli değilse, derdini seveyim kardeşim, ne bencil herifsin diyerek filmi sonlandırabilirsiniz.
fakat... kendinizi arada kalmış hissettiyseniz, ne reklamcı ne sanatçı olabildiyseniz, velhasıl götü kurtlu bi insansanız benim gibi... uuu ne biçim ağlatır. hem de dans ederek...
kafes mi? kanatlar mı?
korku mu? sevgi mi?
bir kazaya, bir felakete gerek yok
insanın kendini seçmesi için
bunun filmi.
benden 3 yaş küçükken -hem de 1 gün sonra sahnelenecek eserini göremeden- ölmüş bir adamın kendi hikayesini hiç bilmeden, hayranlıkla seyretmiştim rent'i yıllar önce - canım la vie boheme!
7/24 sıcak suyla vedalaşmadan, hayatın göğsüne elimi daldırabilir miyim, ve kalbini alabilir miyim bilmiyorum, ama beni kendine çağıran bir hayat var; bunu her geçen gün, her gördüğüm şeyle, daha çok hissediyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap