31 entry daha
  • kuru kuruya milliyetçi değil, mükemmel bir "memleketçi".

    biyografisi:

    2 ocak 1943 günü istanbul'un bağlarbaşı semtindeki zeynep kamil hastahanesi'nde saat 2'de ismail hakkı bey ve rikkat hanımın 2. çocukları olarak dünyaya geldi. kendisi ikinci dunya dünya savaşının sonlarında doğduğu için ailesi savaşın bitmesine duyduğu özlem nedeniyle ona barış adını vermiştir. ilkokulu kadıköy yeldeğirmeni mustafa kemal ilkokulunda bitiren manço daha sonra eğitimini galatasaray lisesinde devam ettirdi. barış manço bu yıllarda hayatında büyük önemi olan anne ve babasının ayrıldığı küçüklük döneminden beri ona bakan büyüten babannesi nimet hanımı (gülpembe) ve bundan 2 sene sonrada babası isamil beyi kaybetti. barış manço ilk kez sahneye yeğeni aysel'in düğününde çıktı. burada elvis presley'den iki şarkı söyledi. ama onun ilk resmi konseri 1959'daki galatasaray lisesi'nde verdiği konsedir. sanat hayatı böyle başlamıştır.

    barış manço'nun sanat hayatında annesi rikkat hanımın payı büyüktür. kendi çabaları ile gitar çalmayı öğrenen mançoya kardeşi incinin piyanosunda müzik dersleri vermiştir. galatasaray lisesinde 11. sınıfı geçemeyen barış bir an önce paris'e gidip güzel sanatlar akademisinde okumak istediğinden özel sisli kolejine gider ve 1963 yilinda bu okuldan lise diplomasini alir. 1963 yilinda salyangoz yüklü bir kamyonun tercüman-soför yardimcisi olarak istanbul dan lyon a, oradanda otostopla paris'e giden baris, burada güzel sanatlar akademisinde okumak istiyordu. daha sonralari maddi sıkıntılar ve belcika da yasamakta olan abisi savas'in* yaninda kalmak icin liêge sehrine gider. burada bazen türk iscilerine tercümanlik yaparak, bazen garsonluk yaparak veya türkiye den getirttikleri filmleri orada yasamakta olan türk iscilerine göstererek gecimlerini sagliyordu iki kardes. arada birde paris e giderek plak sirketleriyle görüsen baris, ünlü fransiz komedyen henri salvador in sirketinden 1964 yilinin sonbaharinda 4 parcadan (baby sitter, jenny jenny, quelle peste ve un amour que toi) olusan bir ep cikarir. o zamanlar biraz kilolu oldugu icin ilk önce zayiflamasi gereken baris, 1964 yazini bu is icin kullanir. 1965 in ocak ayinda, adamo ve france gall'inde katıldıkları bir programda, paris'in meşhur olympia müzikholünde arkasinda franck pourcel orkestrası ve swingle singers le beraber plağından iki şarkı okudu baris: babysitter ve jenny jenny. fakat bu konser sonrasinda, kendi olaganüstü yetenegi ve annesi rikkat uyanik hanimin disinda müzisyenlik hayatini etkileyen biri cikar karsisina: o gün barış'ı izleyen europe-1 radyosunun sahibi daniel filipacchi, baris'ın aksanını beğenmediğini ifade ederek plağın radyosunda yayınlanmasını yasakladı. barış bu işe çok kızdı ve "bundan böyle sadece türk şarkıcısı olacağım" kararını verdi. neticede barış öncelikle okulunu düşünür oldu.

    1967 yilinda hollanda da büyük bir trafik kazasi gecirdi baris. bu kazanin kendisine hatirasi ise, biyiginin altindaki kesik izidir. bu kesigi kapatmak icin biyik birakmaya basladi. biyigi uzayinca, sacida uzamaya baslayan baris in,otomatikman elbiseleride başlar aşağı doğru sarkmaya, saçaklar, püsküller derken, kendisine ilerde "mao'cu, ülkücü gibi yakistirmalar getirecek gercek dis görünüsünü buldu. bu yakistirmalar sonucunda, mogollarla yapilan bir turne sirasinda kütahya da münibüsü bile bombalandi

    barış manço belçikada yaşadığı yıllarda kendisine o dönemde büyük yardımları olan marie claude adlı bir bayanla evlendi 1970 yılında evlendi. ama evlilikleri kısa sürdü ve ayrıldılar. bu evlilikten kisa bir sure sonra azra balkan'la da kisa sureli bir birlikteligi oldu.. daha sonra barış manço 1972 yılında askere alındı. bazı pürüzlerden dolayı 19 ay 26 gün askerlik yapmak zorunda kaldı. gerçek hayat arkadaşını, "benim her şeyim" dediği lale manco'yu, 1975 yiilinda buldu. bütün türkiye nin bildigi bir tanismalari vardir lale ve baris in. ciftin tanismasi bozuk bir telefon sayesinde oldu. ablasina misafirlige gelen lale, telefon bozulunca enistesinin arkadasi olan üst kat komsusuna telefon etmeye çikar. kapiyi açan baris manço'ya 'telefon edebilir miyim?' diye sorar lale. aldigi yanit ise çok ilginç olur. 'benimle evlenirsen edebilirsin'. 'neden olmasin' diyen lale manço, içeriye girerek telefonunu eder ve parasini ödemeye kalkinca aldigi yanit karsisinda saskina döner. 'nasil olsa evlenecegiz ne parasi'. ve 1978 yilinda bir nikah töreniyle resmen yasamlarini birlestirirler. sakayi cok seven baris dügünde nikah sekeri niyetine lale yle beraber doldurdugu bir plagi dagitir. plagin a yüzünde birbirlerini seven bir ciftin asklarini dile getirdikten sonra kavga ettikleri bir konusma vardi. ikinci yüzünde ise baris kendi deyimiyle "kendi mutluluk öykülerini anlatacaklari" bir parca hazirlamisti. 19 mayis 1981'de dogukan hazar manco, 24 temmuz 1984'te de batikan zorbey manco dünyaya gelir.

    1960'li yillarda türkiye'de hafif bati müziginde hayati kafe, erol büyükburç, metin ersoy firtinasi esiyordu. baris da aklina koymustu bu dünyanin içine girmeyi. henüz 15 yasinda iken 1958 yilinda galatasaray lise sindeki arkadaslariyla kurdugu grubu kafadarlar la "baris manco ve kafadarlari" ismiyle sahne aliyordu. bu dönemlerde daha cok o siralarda tutulan parcalari calan baris ve arkadaslari, okul bitince dagiliyorlardi. 1962 yilinda baris manco ilk 45 ligi twistin usa / the jet i harmoniler le kaydediyor ve grafson plakdan satisa sunuyordu. "neden türkce degil" mantigiylada o yillarda cit cit cedene, urfa nin etrafi dumanli daglar ve kizilciklar oldu mu?(baris in annesi rikkat uyanik hanim in derledigi bir türkü) isimli türkülerini kaydediyordu

    fransa daki bu maceradan sonra, belcika da bulundugu yillarda les mistigris (mistigris siyam’da bir vahşi kedi türü anlamına geliyor) isimli, belcika li ve martinik li müzisyenlerden olusan gruba katildi. bu grupla 1967 nin basina kadar beraber calisti ve aman avci vurma beni ve bizim gibi (kol dügmeleri isimli parcanin bir önceki hali) gibi parcalari kaydetti. bu grupla almanya, belcika, fransa gibi ülkelerin disinda türkiye dede konserler verdi. fakat grup üyelerinin ülkeye girip cikmasinda ve kalmasindaki problemlerden dolayi "yerli" bir grupla calismayi tercih etti.

    1967 yilindan itibaren 1969 yilina kadar sürecek kaygisizlar dönemi basladi. bu grubun üyeleri arasinda, günümüzde mfö olarak taninan gruptan mazhar alanson ve fuat güner de vardi. kaygısızlar, bir çok yerde yazılıp çizildiği gibi barış manço'nun kurduğu bir grup değildi. kendisine grup arayan barış manço sıtkı acim'in yardımıyla kaygısızlar'la çalışmaya başlar. bu grupla kendi müzikal cizgisini bulma yolunda ilerleyen baris, kol dügmeleri, unutamiyorum gibi kendi bestelerinin disinda, bebek, derule, kagizman gibi türküleride kaydetti, karanliklar icinde ve keep lookin parcalarindada yabanci bestecilerin sarkilarindan yararlandi. yine bu grupla yurtdisina acilma konusunda faaliyetler gösterdi ve fransa da, 1968 yilinda ilk defa kaydettikleri trip' i ve susanna isimli parcayi single olarak cikartmaya calisti. özellikle trip adli parcayi mükemmel bir sekilde yeniden kaydeden grup elemanlarinin "biz yurtdisinda yapamayacagiz" demeleri üzerine baris ve kaygisizlarin yollari bir süre sonra ayrildi. kaygisizlar grup olarak dagildi ama baris manco nun plaklarinda onu yanliz birakmamak icin stüdyoda biraraya geldiler.

    kaygisizlarin avrupa’da kariyer yapmaya yanaşmayışları baris'i yeni baştan avrupa’da yabancı bir grupla çalışmaya itti. londra hyde parkta tanisitigi ingiliz jonathan glemser (yardbirds un ilk gitaristi), amerikalı müzikolog jonathan, tunuslu davulcu mounir ve kafkasyali basgitarist onkan dan oluşan barış manço- ve adını verdiği grup böylece kurulmus oldu. 4 ayri ülkenin kültüründen gelen müzisyenler, 4 ayri müzik anlayisi ve icrasi icinde bir cok yeni seyler ögrendi baris. bunun bir ürünü olarak bugün 7 den 77 ye herkesin ezbere bildigi daglar daglar isimli parcasini bu grup zamaninda kaydetti. bir cok yayin organinda belirtildigi gibi bu parca keban dan gelirken bestelenmemistir. baris in keban a gitmesi daha sonraki yillarda olacaktir. baris bu parcayi kisa bir süre evli kaldigi marie cloud icin ve annesine "senin oğlun alaturka söyleyemez" diyen müzeyyen senar gibi müzisyen dostlarına cevap olsun diye besteledi. kol dügmeleri, bebek, kagizman gibi parcalarla ismini duyuran baris daglar daglar'in cikis tarihinden dört ay sonra 700 bin satinca müzik dünyasindaki o dönemin büyükleri olan, cem karaca, erkin koray ve mogollar in arasinda buldu kendini.

    1978 de lale caglar la ikinci evliligini yapan baris, 1979 yilinda bomba gibi müzik dünyasina geri döndü. cok sevdigi kurtalan eskpres iyle yeni bir gün isimli albümünü cikaran baris, sari cizmeli mehmet aga, gesi baglari, aynali kemer ince bele gibi parcalariyla yeri gögü inletti. bu albümle baslayan hic dinmeyen basari süreci, 1980 yilindaki hal hal / egri egri dogru dogru egri bugru ama yine de dogru 45 ligiyle, 1981 yilinda sozum meclisten disari albümüyle, 1983 yilinda estagfurullah...ne haddimize! albümüyle sürüp gitti.

    büyük birikiminden her yas kusaginin yararlanmasini istediginden, biraz da seyyah olup,dünyayi gezmek istediginden dolayi, 1988 yilinda trt 1 televizyonuna bir teklifte bulundu. ‘‘çocuk ve aileye yönelik egitici ve eglendirici bir dünya belgeseli’’dir düsündügü. yayina girdigi ilk gün milyonlarca izleyiciyi ekran basina toplayan ‘‘baris manço ile 7'den 77'ye’’, böylelikle onun bir baska yavrusu oldu, ölümünden birkaç zaman öncesine kadar. program çekimleri icin olusturulan tv ekibi, ekvator'dan kutuplar'a kadar yerküre üzerinde 150 degisik ülkeye giderek 500 bin km.'den fazla yol katetti. bir baska deyisle, baris manço dünyanin çevresini 12 kez dolasmis oldu. devlet baskanlari, dünyaca ünlü sair, düsünür ve yazarlar, astronotlar, sporcular, süperstarlar da konuk oldular baris'a. bu program türk televizyonculugunda ulasilamamis pek çok rekoru da elde ederek ayri bir basariya ulasti.

    1991 yilinda devlet sanatcisi olan baris, 1990 yilinda, ölümüne dek sürecek japonya macerasina baslayacakti. icindeki büyük sevgiyi japon halkiylada paylasmasini bilen baris, oradada süperstar sifatini elde ediyordu. 1990 yilinda, ertugrul gemisinin japonya'yi ziyareti ve japonya aciklarinda batmasinin 100. yili sebebiyle tokyo emperail hotel, japonya veliaht presinin de izledigi bir konser verir ve japon halki tarafindan, sebzelerden sarki yapan adam lakabini alir (domates, biber, patlica, nane limon kabugu). bunu 1991 deki bir konser, 1995 yilinda japonya nin 16 sehrini kapsayan bir turne ve 2 tane albüm takip eder. 31 ocak 1999 günü saat 11:30'da aramızdan aniden ayrılan barış manço türk müziğinin yetiştirdiği en büyük sanatçılardan biridir. her nekadar kendisi 40 yılda bir gelir barış gibisi demişsede ben onun gibi birinin bir daha geleceğine pek ihtimal vermiyorum. tabi bu söz onun mütevazi kişiliğinden kaynaklanıyor. seni hiç unutmayacağiz bariş abi.

    devlet sanatçiligindan seref madalyasina ünvanlari sunlardir:

    bulgaristan cumhuriyeti: altın orfe sanat ve müzik ödülü varna (1980)
    türk-amerikan cemiyeti: şeref üyesi ünvanı new york (1989)
    türkiye cumhuriyeti: devlet sanatçısı ünvanı ankara (1991)
    hacettepe üniversitesi: sanatta onursal doktor ünvanı ankara (1991)
    soka gakkai üniversitesi: uluslararası kültür ve barış ödülü tokyo, japonya (1991)
    belçika krallığı: léopold ii şövalyesi nişanı brüksel (1992)
    fransa cumhuriyeti: sanat ve edebiyat şövalyesi nişanı paris (1992)
    pamukkale üniversitesi: onursal doktor ünvanı denizli (1995)
    min-on sanat vakfı: yüksek şeref madalyası tokyo, japonya (1995)
    liège şehri onursal hemşehriliği liège, belçika (1997)
    türkmenistan cumhuriyeti: onursal türkmen vatandaşlığı aşkabad (1998)
    türkmenistan cumhuriyeti: fahri profesörlük ünvanı aşkabad (1998)
    (kaynak: http://aofon.sitemynet.com/bh.html)
    -----------------------------------------------------------------------------
    baris manco aileden gelen yetenekle cocuklugundan beri sarki soylemeye merakliydi. ilk grubunu 14 yasinda galatasaray lisesinde kurdu. ismi kafadarlar olan grupta asaf savas akad da muzik yapiyordu. kafadarlardan sonra, galatasaray lisesindeki ikinci grubu haramilerdir. 20 eylul 1963 yilinda liseden mezun olduktan sonra once paris'e sonra belcika'ya universite egitimi icin gitti. 1963-1971 yillari arasinda belcika'da lemistgrees adli bir grup kurar. amerikali, belcikali, italyan, kuzey afrikali, ingiliz muzisyenlerden olusan bu grup ile calismalari iki yil surer.
    1965 yilinda, paris olympia'da konser verdi. 1966 yilinda paris'de 2 adet 45'lik cikartti. 1970'li yillarin basinda turkiye'ye donen manco, fuat guner, mazhar alanson ile birlikte kaygisizlar adli grubu kurdu. o yillarda turkiye'de gelisen aranjman modasina karsi tepki olusturanlar anadoluya yonelik pop folk turunde sarkilar uretiyorlardi. bu yillarda baris manco, daglar daglar ile buyuk cikis yapti. 4-5 ayda 700.000 satti. baris manco, daglar daglari kebandan istanbul'a giderken otobuste daglara bakarak besteledigini soylemektedir.
    daglar, daglar baris manco'nun 10. plagidir. daha once kars, antalya, karadeniz turkulerinden olusan plaklari vardir. 1971 yilinda daglar daglar ile altin plak odulunu ozturk serengil'in elinden almistir. bu yillar ayni zamanda baris manco'nun goruntusunun oturdugu yillardir.baris manco'nun saclari uzundur, uzun otantik kiyafetler giyer, yuzukleri, bilezikleri ve kemerleri vazgecilmez aksesuarlaridir. o hepimizden farklidir, ayrica en buyuk ayricaligi, sarkilarini soylerken surekli ellerini kullanmasidir. 1970 yillarinda manco-mogol ortakligi kurulur ancak bir yil sureyle birlikte calisirlar.
    1971 yili baslarinda, kurtalan ekspresi kuran manco, ayni yilin mayis ayinda askere gider polatli topcu okulunda topcu asteymen olarak askerligini yaparken muzik dunyasindan da kopmamaya calisir. adini istanbul'dan guneydogu'ya giden trenden alan kurtalan ekspresinin o yillardaki kadrosunu murat ses, nur moray, celal guven, ozkan ugur, engin yorukoglu olusturmaktadir. daha sonra engin yorukoglu ayrilir yerine caner bora, ozkan ugur'un yerine ise ahmet guvenc katilir. 1974 yilinda tekrar 3 yil sure ile belcika'da yasayan baris manco ingiltere'de long play cikarmistir.
    1977 yilinda kurtalan ekspresinin kadrosuna; bahadir akkuzu, kilic danisman, oktay aldogan katilmistir, 1981 yilinda oktay aldogan ayrildi, serdar erturk ve serdar akatlar da grupun yeni uyeleridir. 1979 yilinda "yeni bir gun"adli sarkisi ile yilin erkek sanatcisi unvanini kazanmistir. bu sarki, ayrica yilin bestecisi, yilin albumu, yilin duzenlemesi odullerini de almistir. 1979 yilinda kurtalan ekspres ile anadolu turneleri surerken, yurt disinda da televizyon programlari yapar. 1980 yilinda altin orfe de nick the copper adli sarki ve "ben bir sarkiyim" adli bulgar sarkisi ile altin madalya alir.
    1981 de "sozum meclisden disari" der 28-29 ekim 1982 yilinda almanya, avusturya, isvicre, belcika, hollanda, televizyon programlarina cikar. 1982 yilinda once anadolu turnesi daha sonra amerika konserleri ile buyuk basari elde eder. 1983 yilinda turk pop muzigi dalinda yilin sanatcisi secildi. 1983 yilinda isvec stockholm da bir konser,3 radyo programi, 1 televizyon programi gerceklestirdi. 1983 yilinda eurovision'a kazma adli parca ile katildi, ancak elendi. ayni yil, "estagfurullah , ne haddimize" diyerek mutevazi davranmasina karsi olarak, 1984 yilinda, "24 ayar manco" diyerek degerini ortaya koymustur.
    1984 yilinda ise 3 parca ile katildigi eurovision sarki yarismasindan finale kaldiktan sonra cekilir. 15 kasim 1984'de almanya turnesi yapti. 1985 yilinda trt icin 30 agustos'da yayinlanacak solo programi, ankara seymenler parkinda cekildi. bu programda ilk kez hafizali bilgisayar kullanildi ve yine ilk kez bu konserde smokin giydi. 1985 yili 17 kasim'da istanbul san tiyatrosunda konser verdi. bu arada sinan cetin'in yonettigi "14 numara" adli film icin film muzigi yapti. ayni yil ankara'da ankara'nin baskent olusunun yildonumu kutlamalari nedeniyle genclik konseri verdi.
    belcika'da bir gazete, baris manco'yu turkiye'de belcika'nin reklamini yaptigi icin "muzik elcisi" ilan etti. 1989 yilinda tv'nin yedinci kurulusu nedeniyle sezen aksu ile birlikte en basarili pop muzik sanatcisi secildi. 16 haziran 1990 yilinda,yugoslavya'da kosova halk sarkilari festivaline katildi. 20 haziranda ise leningrad'da ki kurtalan ekspresi, ozlem, yesim ve ufuk yildirim'dan olusan vokal grubu ile birlikte unlu rock gruplarinin katildigi white night adli rock festivaline katildi. bu festivalde kara sevda ve gul pembe'nin icerisinde oldugu 5 sarki seslendirmistir.
    baris manco bu festival ile ilgili yaptigi aciklamada muzik turunu, kokeninde hard rock ve heavy metal olmasina ragmen"agir turk muzigi" diye adlandirmaktadir. bu arada sovyetler birliginde kara sevda ve domates, biber, patlican klipleri ilgi gormektedir. ayni yil, kurtalan ekspres ile birlikte japon - turk iliskilerinin 100. yili kutlamalari icin konser vermistir. baris manco'nun turk pop muzigi tarihinde sarkilari dramatize edenlerin en onunde gelmesiyle de belli bir yeri vardir. 1973 yilinda ilk klibini "hey koca topcu" parcasi icin cekmistir. bu klipte, kurtalan ekspres asaki-i mansure-i muhammediye tayfasi olarak yeniceriler kimligi ile, mehter kiyafetleri giymistir. baris manco ise, muhedishane-i devri humayundan mulazim-i evvel baris efendi olarak asker kiyafetiyle yer almistir.
    baris manconun 1970'lerde 2000 yillarini dusleyerek muzik yapmisti. 2023 buna ornek bir sarkidir. 1973 yilinda yazilan sarkiya 2023 adinin verilmesinin asil nedeni, cumhuriyetin 100. yildonumunun 2023 yilina denk gelmesidir. baris manconun dusu bu sarkiyi 2023 yilinda bir senfoni orkestrasi esliginde seslendirmekti. kendi ifadesiyle, "80 yasindayken elinde bastonum, belki kolumda oglum dogukan, onun yardimiyla cikarim sahneye ve senfoni orkestrasina 2023 caldirmak en buyuk ideallerimden biri olsa gerek" (kaynak: http://yigitarin.8m.com/catalog.html)
    -----------------------------------------------------------------------------
    mazhar fuat özkan üçlüsünü düşünüyorum. bu üçlü yeni bir duyarlığın elçisidir. sürekli arayış içindedirler. yerine oturmamışlıklarıyla güzeldirler. bir şey eksik gibidir... o eksiklik güzel. dünya müziğine karşı çok duyarlıdırlar. sonra bir de dönüp kendi ülkelerine bakarlar. evrensellik özlemini bir belediye başkanının (neden dalan olmasın!) yüzüne de indirgeyerek yerelleştirirler. yerellikleri bu kadar.
    barış manço başka. milyonluk köyler arasında dolaşan bir saz şairi o.
    ayasofya'nın en görünür duvarını öpüp öpüp duran orta uzakdoğulu bir dilenci. fotoğraflarını ise üçüncü ahmet çeşmesi'nin önünde çektirir. mutlaka öyle yapar.
    büyü aracısı.
    kovboy filmlerinde ilaç satar.
    barış manço'nun resim sanatındaki karşılığı bedri rahmi eyuboğlu dur. onun gibi çorap deseni tutkunu. ama yine onun gibi oradan mutlaka bir şeyler çıkarmasını bilir. bütün bunlar bir arınma da getirmiştir barış manço'ya. zaman zaman, daha doğrusu büyük bir geniş zaman içinde, bir minyatür saflığı da kazanabiliyor. dünyada olan biteni izleyen bir sanatçı. kopyacı değil. rahatça yaratıcı diyebileceğimiz bir uyarlama gücü var. en uzak ülkedeki hafif müzik ya da pop girişimini yüzyıllar öncesinin anadolu duyarlığıyla iç içe geçirip bugün için hazırlamasını biliyor. fırsatçılığını o naif, o minyatürleşebilir tavrıyla bağışlatıyor.
    resimde bedri rahmi, zaman zaman da turgut zaim ("arkadaşım eşşek" gibi ürünleriyle), şiirde ise bekir sıtkı erdoğan mesajıyla sınırlı. söz, yani düşünce yönünden sığ. üstelik sözel bir müziğin yaratıcısı.
    bir tarikata (süleymancılık) bağlı olduğu da söylenir. bilmem doğru mu? ama barış manço'nun özlemlerini çocuklarına verdiği adlar daha iyi açıklıyor sanırım: doğukan hazar, batıkan zorbey. yine de bu adların barış manço'nun dünya görüşünden çok özseverliğini yansıttığı sanısındayım. başarı ona adamakıllı benmerkezci bir koşul hazırladı. bu benmerkezcilikle düşünceden kurtulduğu, koptuğu da söylenebilir. kendinden o kadar memnun ki bir hoşgörü de kazandı. hiçbir zaman şımarmadı da.
    esnaf şairi. terzi şair.
    yaratıcılıktan çok uyarlama gücüyle var oldu. cem karaca gibi söylevci kalmadı. (sonunda söylevi de yitirdi cem karaca.) çok zengin bir kaynağa eğildi barış manço. elini attığı her yerde bir şeyler buluyor.
    başka her türlü müziğe tutkun kişilerin onu yadsımamalarının bir anlamı olmalı. saz şairi demiştim. günümüzde, saz şairi, eskisi gibi halk şairi olamaz. nicedir bu böyle. kentleşme, sanayileşme, iletişimdeki dev atılımlar, kapalı toplum koşullarının ürünü olan halk şiirini ortadan kaldırdı. aslında çok daha önceden ortadan kalkmıştı saz şairi de, halk şairi de. sözgelimi âşık veysel halk şairi değildir. desek desek halkevi şairi diyebiliriz onun için.
    günümüzün halk şairleri, hafif müzik sanatçılarıdır diyorum. barış manço bunların en önde geleni bizim için. çünkü bir geçiş dönemi duyusuyla da var oluyor.
    bir de şu var. klasik türk müziği özellikle 1950'li yıllardan sonra toplumumuzun gerçek sesi olmaktan çıktı. araştırma, didinme duygusunu yitirdi. bu gün hafif müzik, ilkel de olsa; ileriye yönelik, canlı devinimiyle ondan çok daha başarılı. eski alaturkayı dışta tutuyorum elbet. bir uygarlığın, bir inceliğin sanatıdır eski alaturka. bütün bir tarihi, hayat biçimini, düşünceyi yansıtır. ama 1950'lerden sonraki alaturka, hayatı değil, sadece eğlence hayatını yansıtmakta. hafif müzikte ise kimi zaman budalaca da olsa, kimi zaman canavarca da olsa bir atılım gücü görüyorum. ne yazık ki, atılım temelden değil, ikincil bir uçtan geliyor. bunu da ülkemizin bir paradoksu olarak görelim.
    oyuncu manço.
    pazaryeri dondurmacısı gibi, bir yandan söylüyor. bir yandan elindeki gösterim aygıtıyla manzaralar sunuyor. kebapçı dükkânına arkasını dönmüş. bir sürü de testi satıyor. giysiler, yüzükler, hızmalar, tespihler, kol düğmeleri, cevizler...
    tek korktuğu şey zurna.
    şemsiyesini tente olarak kullanıyor
    cemal süreya
    ----------------------------------------------------------------------------------
    auto capital'in kendisi ile yapmis oldugu bir roportajdan:

    auto capital:otomobillere karsi ilginiz ne zaman basladi?
    baris manco:erkek cocuklarinin en buyuk merakidir,bilirsiniz.benim de otomobillere karsi ilgim,cocuk yaslarda basladi.ancak agabeyim kullandigi otomobille kaza yapip yaralaninca 1976 yilina kadar arabalardan uzak durdum.
    auto capital:klasik arabalara olan merakinizin ozel bir nedeni var mi?
    baris manco:1976 yilinda ehliyetimi aldim.1979 yilindan itibaren de klasik otomobillere ilgi duymaya basladim.o zamanlar fotograf makinesi,bronz,cam ve porselen esya koleksiyonum vardi.benim amacim zaten otomobil koleksiyonu yapmak degil,binmekten zevk alacagim otomobillere sahip olmakti.
    ac:arabalar,ozellikle de klasik modeller cok pahali.sizin sahip oldugunuz ilk araba hangisiydi?
    bm:evlendikten sonra hayatim duzene girdi."sari cizmeli mehmet aga" adli albumumle de muzik hayatimda verimli donem basladi.bu albumle birlikte muzikten para kazanmaya basladim.kendime ilk olarak 1965 model rolls-royce silver cloud,daha sonra da sirasiyla 1957 model jaguar xk 140,1952 model mg ve 1967 model ford mustang aldim.bu otomobillerin disinda belcika'daki evimin garajinda bulunan 1964 model jauar e-type,astron martin,1956 ve 1964 model corvette'i aldim.
    ac:hic kimsenin sahip olmadigi otomobillere de sahip misiniz?
    bm:american express'in new york'taki mudurunden satin aldigim bir rolls-royce'un sahibiyim.benden once bir amatorun elindeymis.ilk sahibiyse iddiaya gore,paul mccartney'mis.otomobilin alim-satim belgelerini arastirdim.ancak ilk sahibinin ismi bos birakilmis.maalesef bu otomobilin ilk sahibinin paul mccartney oldugunu dogrulayan hicbir belge yok.ancak 68'li yillarda paul mccartney'in boyle bir rolls-royce'la amerika'da dolastigi biliniyor.
    ac:arabalarinizin icinde cok ozel modeller var mi?
    bm:mesela,jaguar 140 icin tam bes yil bekledim.bu otomobilin 1951,52 ve 53 yillarinda fransa le-mans yarisi'ni kazanan jaguar'in piyasa verilmis versiyonu oldugunu soyluyorlar.bu model,klasik otomobil meraklilari tarafindan tercih ediliyor.xk 120'yi cok hantal;xk 150'yi de bozulmus olarak goruyorum.
    ac:turkiye'den satin aldiginiz bir otomobiliniz yok mu?
    bm:1967 model ford mustang aldim.bu otomobillerin 1964 yilinin en cok aranan modeli oldugunu biliyordum fakat bunu bulabildim.
    ac:otomobillerinizle sik sik gezintiye cikabiliyor musunuz?
    bm:mustang'le uzun yolculuklar yapiyorum.amacim 2000 yilina kadar belcika'daki otomobillerimi de getirterek bir koleksiyon yapip sergiliyebilmek...
    ac:pahali bir koleksiyonun sahibisiniz.kullandiginizda neler hissediyorsunuz?
    bm:bu otomobiller benim genclik yillarimin otomobilleri...onlarin trafikte dolastigi yillarda sarki soylemeye basladim.benim ilham kaynagim oldular,onlara baktikca gencligimi hatirliyorum ve orada kaliyorum... konuyla ilgili olarak (bkz: bir koleksiyoncu olarak baris manco)
    -------------------------------------------------------------------------------
    çoğu kişinin sandığı gibi kendisi galatasaray lisesi mezunu değil, şişli terakki lisesi mezunudur. 10'uncu sınıftayken babasını kaybedince galatasaray lisesi'nden ayrılır ve şişli terakki'ye geçer.
    -------------------------------------------------------------------------------
    (bkz: baris manco dernegi)
    (bkz: baris manco antolojisi)
    (bkz: baris manco gibi sarki yazma rehberi)
    (bkz: baris manco konulu tez)
    (bkz: baris manco sarkilarinda ozel isim takintisi)
    (bkz: baris manco tribute album)
    (bkz: baris manco ve kafadarlar)
    (bkz: japonlarin baris manco aski)
    (bkz: kült barış manço şarkıları)
    (bkz: mehmet barış manço)
    (bkz: barış mançonun ilginc şarkıları)
    (bkz: barış mançonun türk ziraatine etkileri)
    (bkz: türklerin ayak izleri)
    (bkz: barış mançonun ölümü)
    (bkz: barış mançonun milliyetteki köşe yazısı)
    (bkz: 34 bm 777)
    (bkz: rikkat uyanık)
    (bkz: mancozade)
    http://www.geocities.com/paris/parc/1293/baris/
    http://www.barismancointeractive.com/
    http://barismanco.freeservers.com/baris.htm
    http://www.aksam.com.tr/…/19990202/guncel/gunf.html
    http://www.barismancomix.com/
    http://www.barismanco.de/
    http://www.baris.esmartmusic.com/…ris/kurtalan.html
    http://progressive.homestead.com/manco.html
    ------------------------------------------------------------------------------
    aldigi bazi unvanlar:
    türkiye cumhuriyeti: devlet sanatcısı ankara (1991) (1991)
    hacettepe iniversitesi: onursal doktora ankara (1991)
    soka iniversitesi: uluslararası kültür ve barış ödülü tokyo, japonya (1991)
    belçika krallığı: leopold ii şövalyesi nişanı brüksel, belçika (1992)
    fransız kültür bakanlığı: edebiyat ve sanat şövalyesi nişanı paris, fransa (1992)
    türkmenistan cumhurbaşkanlığı: türkmen vatandaşlığı aşkabat, türkmenistan (1995)
    pamukkale üniversitesi: onursal doktora denizli (1995)
    min-on vakfı : yüksek şeref madalyası tokyo, japonya (1995)
    1/subat/1999 turk milleti tarafindan evrensel evladi unvani ile aramizdan ayrilmistir....
    (kaynak: www.geocities.com/paris/parc/1293/baris/hakkinda.htm)
    --------------------------------------------------------------------------
    perihan magden'in 6 subat 1999 cumartesi tarihli "avrupai
    turklerin yas olayina girisi" baslikli yazisini son
    derece tarafli ve rahatsiz edici buldum.
    baris manco'nun olumune gercekten cok uzuldum.
    kesinlikle sag goruslu veya fasist bir insan degilim.
    siyasi gorusu ne olursa olsun b.manco'nun sanatci
    kimligine, insan sevgisine, enerjisine hayrandim.
    perihan magden'in bu yazisi beni son derece rahatsiz
    etti.

    halkin buyuk cogunlugu tarafindan cok sevilen baris
    manco'nun zamansiz olumunun ardindan insanlarin duydugu
    uzuntuyu prenses diana'nin olumu uzerine ingiliz'lerin
    gosterdigi tepkilerin taklidi (ya da ozentisi) olarak
    yorumlamasi cok yanlis. yani butun bunlar baris manco
    degil de baska herhangi birisi olse gorulecek miydi?
    tabiki ayni boyutta degil. nitekim prenses oldukten
    bugune kadar gecen 1,5 yil icinde bircok kisi oldu ve
    hicbirinde boyle bir uzuntu gorulmedi.

    eger olay perihan magden'in basitce ozetledigi gibi
    - insanlarin televizyondan aldiklari komutlara uymak,
    - batililarin yas adetlerine ozenmek ve buna hemen adapte
    olup en kisa surede simulasyon oyununa dalmak,
    - soylu insanlarin acilarini kendilerininkinden daha
    doyurucu bulmaktan
    ibaret olsaydi bunun ilk ornegini herhalde prenses'in
    olumunden sonraki en yakin olum olayinda gorebilirdik.

    ben sahsen en azindan benim baris manco'nun olumu
    karsisinda duydugum uzuntunun boyle hic de kabul
    edemeyecegim bir sekilde degerlendirilmesini siddetle
    kiniyorum. en azindan perihan magden'in buna hic hakki
    olmadigini dusunuyorum.

    sayin magden baris manco'nun 80 oncesi yillarda fasist
    (en azindan tatli su fasisti) oldugundan soz ediyor.
    ustelik bu konuda b. manco'nun acik secik soyledigi
    birsey olmamasina karsin perihan magden'in ifadesine gore
    eldeki tek ipuclari da cocuklarinin isimleri ve biyik
    modeli!. dogukan ve batikan isimlerinin "egzantrik turkcu
    isimler" olduguna hic katilmiyorum. hangi milliyetci
    turk, milliyetciligini gostermek icin cocuguna batikan
    adi verir acaba? peki "baris" ismine ne demeli; yine ayni
    donemde yani 80 oncesinde sol gorusluler arasinda
    "baris", "ozgur","devrim" gibi isimler tercih edilmiyor
    muydu?

    biyiklarina gelince, yanlis hatirlamiyorsam ornegin timur
    selcuk'un (ilk aklima gelen kisi) biyiklari da yakin
    zamana kadar aynen baris manco'nun ki gibi asagi dogru
    idi. yani ona da biyiklarina bakarak fasist diyebilir
    miyiz?

    sayin magden, b. manco'nun sarkilarinin bir donem
    gencliginin kanini ateslediginden bahsediyor. nazim
    hikmet'in bir donem yazdigi siirler de sag gorusluler
    arasinda cok begenilmekte. ayni mantikla nazim hikmet'e
    de "kendisi acik secik ifade etmemisti ama bal gibi
    fasistti" denilebilir mi? bunu kim kabul edebilir!

    lutfen birakalim artik bu demode, cagdisi kaliplari.

    sayin perihan magden, bu yaziniz son derece tarafli.
    baris manco'yu hala 80 oncesinden kafanizda kalan
    kaliplarinizla degerlendirdiginiz ve fasist oldugunu
    dusundugunuz icin olumune insanlarin bu kadar cok
    uzulmesini kabul edemediginiz cok acik.

    insanlar hakkinda "evlerinde yasanan acilar guduktu.
    doyurucu degildi. estetik ve arzulanasi degildi.
    televizyonda yasanan acilar, tutulan yaslar, soylenen
    sarkilar en guzeliydi." seklindeki sozler cok anlamsiz
    ve perihan magden'in turk insanini ne kadar az
    tanidiginin gostergesi.

    "turkler, avrupai bir yas simulasyonuna girmislerdi.
    girmisken tam girmislerdi. acinin boylesi en guzeliydi.
    hem $ik, hem rahatlaticiydi. simdi musterek bahiscilere
    bir sonraki prenses diana'nin kim olabilecegini saptama
    bahsi kalmisti" seklindeki sozleri cok saygisizca.

    olum acisinin "estetik ve arzulanasi acilar", "guzel,
    $ik, rahatlatici" seklinde sozlerle tanimlanmasi
    son derece kaba ve saygisiz.turkiye'de hic kimse
    sayin magden'in zannettigi gibi boyle acilar pesinde
    degil!

    bu arada sayin magden'e de annesinin olumunden dolayi
    bas sagligi ve bol sabir diliyorum. mekani cennet olsun.

    baris manco'nun olumune cok uzuldum. sadece iyi insan
    oldugu icin. gercek sanatci oldugu icin.

    sibel kocer.
    ---------------------------------------------------------------------------------

    türk pop müziğinin devi dün gece yarısına doğru kalp krizi geçirdi. siyami ersek hastanesi'ne kaldırılan manço, 01.30 sıralarında yaşama veda etti.

    ünlü sanatçı barış manço, kalbine yenik düştü. moda'daki evinde dün 23.30 sıralarında bir arkadaşıyla telefonda görüştüğü sırada ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaşan sanatçı, hızır acil'den çağrılan bir ambulansla siyami ersek göğüs kalp ve damar cerrahisi merkezi'ne kaldırıldı. doktorların tüm uğraşlarına rağmen barış manço 2 saat sonra hayata gözlerini yumdu.

    "hastanede öğrendiler"

    kanlıca'da yeni yaptırdıkları tripleks villada manço'nun rahatsızlandığı haberini alan eşi lale manço ile oğlu doğukan manço soluğu hastanede aldı. sanatçının öldüğünü öğrenen anne oğul mançolar yıkıldı. sanatçı dostları cenk koray, enis fosforoğlu, ufuk yıldırım ve erdinç akbaş, 16 yıl önce de kalp spazmı geçiren manço'nun sağlık durumunu öğrenmek için geldikleri hastanede kötü haberle karşılaştı.

    barış manço'nun en son yanında olan kişi sanatçı arkadaşı hilmi şahballı sanatçının son anlarını şöyle anlattı: ‘‘doktorlar hayata döndürmek için çok uğraştı ancak barış manço'yu maalesef kaybettik. bir doktor arkadaşımdan öğrendim, 01.25'te vefat etmiş.’’

    "çabalar sonuç vermedi"

    başhekim dr. azmi özler ve kardiyoloji şefi dr. tezel ulusoy da yaptıkları açıklamada manço'nun ölümünü şu sözlerle anlattılar:

    ‘‘bazı haberler vardır ki söylemisi çok zordur. malesef türkiye'nin büyük müzisyeni barış manço'yu kaybettik. hastanemize saat 23.30'da 112 acil servis ambulansı ile solunum ve kalp yetmezliği teşhisiyle geldi. ancak manço her türlü canlandırma konsültasyonlara cevap vermeyerek saat 01.30'da vefat etti. zaten daha önceden tansiyon ve aort kapağından sorun olduğu biliniyordu.’’ dedi. nöbetci 6 doktorun müdahale ettiği barış manço'nun medikal (ilaç) ve kalp pili müdahalelerine cevap vermediği belirtildi.

    "ümitle beklediler"

    manço'nun ölüm haberi hastanenin kapısında iki saat ümitle bekleyen eşi lale manço ve oğlu doğukan'a tam bir şok yaşattı. gözyaşlarına boğulan ana oğulu sanatçının yakınları teskin etti. hastaneye akın akın gelen dostları ise manço'nun ölüm haberini almalarına rağmen saatlerce hastane kapısından ayrılmadılar.

    "son poz hürriyet’e"

    barış manço en son pozunu yeni taşındıkları tripleks villalarında eşi lale manço, oğlu doğukan manço ve doğukan'ın kız arkadaşı iras gökçeören ile birlikte hürriyet objektifine iki gün önce vermişti.
    (kaynak: 1 şubat 1999 hürriyet gazetesi)

    türkiye; bir büyük sanatçısını, barış manço'yu kaybetti...7'den 77'ye herkesin başı sağolsun

    türk pop müziğinin devi barış manço, önceki gece moda'daki evinde geçirdiği ani rahatsızlık sonucu kaldırıldığı siyami ersek göğüs kalp ve damar cerrahisi hastanesi'nde 56 yaşında hayata gözlerini yumdu. moda'daki evinde, "mançoloji" albümünün çalışmalarını sürdüren manço, akşam kanlıca'daki evine telefon edip eşinden yemek hazırlamasını istedi. ardından kalp krizi geçirdi. hemen 112 acil servisi'nden ambulans çağrıldı. hastaneye aat 23.30'da getirildiğinde kalbi durmuştu. doktorlar iki saat inatla hayata döndürme mücadelesi yaptı. ancak manço müdahalelere yanıt vermedi. kamuoyuna manço'nun ölüm haberini ilk veren, arkadaşı hilmi şahballı oldu. ilk resmi açıklamayı yapan başhekim doç. dr. azmi özler, "barış manço'yu maalesef kaybettik" dedi.
    eşi lale manço ilaçlarla teskin edilirken, oğlu doğukan'ın ve aile üyelerinin yıkıldıkları gözlendi. başta cumhurbaşkanı demirel olmak üzere liderler ve siyasetçiler, aileye başsağlığı diledi, mesaj yayınladı. ağabeyi ve küçük oğlu batıkan manço, dün akşam belçika'dan istanbul'a geldi. yakınları, sanatçının bir süre önce brüksel'den dönerken, uçakta yer bulamadığı için oğluna, "ben erken gidiyorum, seni istanbul'da karşılarım" dediğini ifade etti.

    4. baharı göremedi
    ali eyüboğlu

    üç hafta önceydi. yeni albüm çalışması hakkında bilgi almak için aramıştım barış manço'yu. "mançoloji" adını verdiği duble albüm çalışması nedeniyle oldukça yoğun bir tempo içindeydi.
    manço, gece - gündüz demeden çalıştığını, müziklerin yeniden çalındığını, hatta her parçaya, ilk plak yapıldığı zaman eşlik eden müzisyenleri bulup, onlara çaldırmaya çalıştığına dikkat çekti.
    sanatçı, iki albümden oluşacak çalışmaya neden bu kadar özen gösterdiğini, "bu, best of albümden öte bir çalışma. şarkıcı barış manço'nun nereden nereye geldiğini anlatan bir çalışma bu. o yüzden de adını mançoloji koydum" diyerek anlattı.
    manço "mançoloji"de, 1963 - 1999 yılları arasında yaptığı parçalardan "en seçmeler"e yer verdiğini söyledi.
    sohbetin ilerleyen dakikalarında sanatçı, "albümde iki de yeni parçam var. bunlardan biri, 'beyhude geçti yıllar'. 1963 yılında yaptığım ama bugüne kadar hiç okumadığım bir beste bu. biri de bu yıl yaptığım ancak daha adını bile koymadığım bir şarkı" dedi.
    barış manço, "beyhude geçti yıllar" adlı 1963 model şarkısı için, bazı gazeteci dostlarının yoğun bir araştırma içine girdiğini, benim de aynı arayış içinde olmamamı rica etti.
    manço, neden böyle bir istek içinde olduğunu ise şöyle anlattı:
    "gazeteci dostlar bana, şarkıyı yaptığım kadını soruyorlar. aradan onca yıl geçmiş. evlenip, çoluk çocuk sahibi olmuş. bu anlamda yapılacak bir haber, bana birşey yapmaz ama onu yaralar. ne gereği var. bu, 60'lı yıllarda haber yapılsa tamam. ama aradan 36 yıl geçmiş. gerek yok diye düşünüyorum."
    barış manço'nun bir de iddiası vardı: "mançoloji bana 41 yıllık şarkıcılık hayatımda 4. baharı yaşatacak" diyordu.
    çünkü, sanatçının iki albümlük çalışmasında, gerçekten de geride bıraktığımız yıllara damgasını vuran eserleri bulunuyordu.
    manço, "beyhude geçti yıllar", "kol düğmeleri", "gülpembe", "dağlar dağlar", "unutamadım", "alla beni pulla beni", "halhal", "can bedenden çıkmayınca", "kara sevda", "domates biber patlıcan", "anlıyorsun değil mi", "işte hendek işte deve", "gülbebeğim", "halil ibrahim sofrası", "nick the choper"/"evelallah", "aynalı kemer", "ben bilirim", "sarı çizmeli mehmet ağa", "yolla yarim tez yolla", "gibi gibi", "nazar eyle", "dönence", "sakız hanım - mahur bey" ve 99 yılında yaptığı yeni bestesine çok güveniyordu.
    manço ile konuşurken konu, müzik dünyasının yaşadığı tiraj sıkıntısına geldi.
    sanatçı, listelerde yapılan yanlışlara dikkat çekerek, "hiçbir zaman kasetlerim liste başı olmadı" dedi.
    manço, mütevaziliği elden bırakmadan, listelerde yapılan haksızlıklara da bir gönderme yapıyordu.
    son yıllarda çıkan "best of"ların iyi tirajlar yakaladığını, o nedenle bu çalışması için aynı şeyin söz konusu olmaması gerektiğini söyledim.
    müzik listeleriyle uğraşırken, iyi istihbarat ağları oluşturduğumu, hangi kasetin ne kadar basılıp, ne kadar sattığını yakından izleme şansını yakaladığımı anlattım ve kasetinin satmasına rağmen, listelere girmezse bunun takipçisi olacağımı vurguladım.
    ancak o kararlıydı: "yakında çıkacak. listelerin neresinde yer alacak hep birlikte göreceğiz. 1 numara olursa, sana söz. bir akşam yemeği benden. yine listelerde bir numara olamazsak yemekler senden."
    albüm henüz satışa çıkmadığı için iddiayı kimin kazandığı belli değil.
    belli olmayan birşey daha var.
    barış manço'nun 63 yılında bestelediği ancak onca yıldır hiçbir kasetinde okumadığı gençlik aşkının şarkısı "beyhude geçti yıllar"ı, bu albümüne alması, "bu albüm bana şarkıcılıkta 4. ve son baharımı yaşatacak" demesi acaba, bir rastlantı mıydı, yoksa kaderin garip bir cilvesi mi?

    arkadaşım, ağabeyim barış manço
    haluk aktar

    ne kadar zor bir şey çok sevdiğiniz birinin ölümünün ardından yazı yazmak... şu an karşımdaki bilgisayar ekranından ve klavyeden nefret ediyorum. karşılıklı bakışıyoruz birbirimize ve kulaklarımda hep o şarkılar...
    barış manço’yu, gazeteciliğe amatörce başladığım 70’li yılların başında tanıdım. eve dönerken barış manço gibi ünlü bir sanatçıyla tanıştığım için sevinçten havalara uçuyordum.
    ilk buluşmamız için moda’daki evine giderken de heyecanlıydım. kapıyı sanatçının 1992’de yaşama veda eden annesi rikkat uyanık açtı. türkiye’de barış ismini taşıyan ilk kişi olduğunu, ilk önemli patlamasını "dağlar dağlar" ile yaptığını anlattı. belçika kraliyet akademisi güzel sanatlar bölümü’nde 1963-1969 arasında okuduğunu, kendisini müzik dünyasında 68 döneminde yaşanan çıkışın türkiye uzantısı olarak gördüğünü söylüyordu.
    barış manço’yla 1973’te yaptığım bir röportajı ise hiç unutamam. barış manço o sırada yedeksubay olarak vatani görevini yapıyordu ve plak şirketinde buluştuk. karşılaşır karşılaşmaz, bastım kahkahayı. çünkü onu ilk kez kısa saçlı görüyordum. manço’yla ilgili bir haberi ise hiç unutamam. o da sanatçının lale çağlar ile evlilik haberiydi. o dönemde milliyet’in kardeş yayın organı hey dergisi’nde çalıyordum ve barış’ın evlilik haberini izlemekle görevlendirilmiştim. 18 temmuz 1978’de kadıköy evlendirme dairesi’ne gittim. tıklım tıklımdı ve barış her zaman olduğu gibi müzipliğini yapmış, nikahına faytonla gelmişti. nikah sonrası da bir alemdi. barış - lale manço faytonla gidiyor ve biz gazeteciler de ellerimizde fotoğraf makineleriyle peşlerinden koşuyorduk.
    şarkıları dillerden düşmedi ama onu televizyon programına başlarken çok heyecanlı gördüm. gözlerinin içi parlıyordu. "çok tutacak bu iş" diyordu. programı mahçup etmedi barış manço’yu. "7’den 77’ye" tam bir tiryakilik yaratttı. halk onu gönüllü kültür elçisi olarak tanımlıyordu. 33 yıldır dünyayı dolaşıyor ve son 12 yıldır gördüklerini kasete alıyordu. 1996 yılında tayland’da çekim yaptığı sırada tutuklanmıştı.
    sağlık konusunda pek şanslı değildi barış manço ama bundan pek şikayet etmezdi. örneğin 1978 yılında karaciğer kanserine yakalanmıştı. ankara’da bir kalp operasyonu geçirdi. 1986’da yine ankara’da karnından bir parça aldırdı. birkaç kez daha kalp rahatsızlığı geçirdi. 1991’de kalbe giden damarlardan birinde sorun çıktı. tansiyonu çok yükseldi ve hastaneye kaldırıldı. hatta bu yüzden belediye başkanlığı adaylığından bile çekildi. son ameliyatını 1998 yılının ağustos ayında oldu ve göğsünden kist aldırdı. bütün bunlar çalışma hızını hiç kesmedi onun.
    şimdi onun programına katılanlar şarkılarını dinlerken hüzünlenecek ve "bu dünyadan bir barış manço geçti" diyecekler.
    (kaynak: 2 şubat 1999 milliyet gazetesi)

    ani ölümüyle tüm türkiye'yi yasa boğan barış manço'nun moda'daki evi hayranlarının akınına uğruyor. sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar yusuf kamil paşa sokak'taki evin önüne gelen manço hayranları, duygularını, gözyaşları arasında bahçe içinde açılan anı defterine döküyorlar. evin çevresini saran demir parmaklıklar ile kapısına karanfil bırakan her yaşta müziksever, park ettikleri otomobillerinde unutulmaz barış manço parçalarını dinliyorlar. manço'nun hayranları, dondurucu soğuğa ve yağmura aldırmadan saatlerce evin önünden ayrılmadılar. caferağalılar ve gençleri imzalı ‘‘cennet mekanın olsun, seni unutan kahrolsun’’ yazılı bir bez pankart da evin önündeki 2 ağaç arasına asıldı. 7'den 77'ye herkesin beğenisini kazanan manço'nun ‘‘adam olacak çocuk’’ programında verdiği mesajlarla kalbini kazandığı küçük hayranları da evin demir parmaklıklarına notlar bıraktı. bunlardan biri de barış manço'nun eğitici ve öğretici programalarının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. ‘‘barış amca, sütümü içiyorum/ispanak yiyorum/arabanın arkasına oturuyorum/sözünü dinliyorum/seni hiç unutmuyorum/inanç. 1 şubat 1999’’

    "cenaze töreni bugün"

    barış manço, bugün devlet töreni ile uğurlanıyor. istanbul valiliği'nden yapılan açıklamaya göre manço için ilk tören saat 09:15'te moda'daki evinin önünde yapılacak. daha sonra akm'de saat 10:00'da düzenlenecek törenin ardından levent camii'ne geçilecek. manço, saat 13:30'da kanlıca mezarlığı'nda toprağa verilecek. kadıköy belediyesi cenaze töreni sırasında trafiğin aksamaması için çalışmalar başlattı. bu arada televizyonlar cenaze törenini canlı yayınlayacak. gece de bir çok eğlence merkezinde anma töreni yapılacak.

    "manço'ya gesi bağları toprağı"

    barış manço'nun mezarına, kayseri'nin gesi beldesi'nden toprak gönderilecek. gesi belediye başkanı ömer sağıroğlu, manço'nun, ünlü ‘‘gesi bağlarında dolanıyorum’’ türküsünü en iyi yorumlayan sanatçı olduğunu hatırlattı ve ölümünün gesi beldesi'nde büyük üzüntü yarattığını söyledi. sağıroğlu, ‘‘barış manço, gesi bağları türküsünü çok duygusal yorumlayarak okumuştu. türkiye'nin yurtdışında tanıtımında önemli hizmetleri de olan barış manço'nun mezarına, ona olan sevgimizin bir sembolü olarak gesi bağları toprağı göndereceğiz. onu daima kalbimizde yaşatacağız ve gesi bağları türküsüyle anacağız’’ dedi.

    "güle güle 1018 barış"

    yıl 1955. sınıfın kapısından, kısa boylu, tombik, gülerken öndeki 2 dişi ortaya çıkan bir çocuk girdi. ağabeyi savaş'ın elini tutarak sınıfa giren bu çocuğun adı barış'tı. yıllar sonra tüm türkiye'nin tanıyacağı barış manço.

    yatakhanede yataklarımız yanyanaydı, sınıfta aynı sırayı paylaştık tam 6 yıl boyunca. okul numarası benim numaramdan bir evvelki numaraydı; 1018.

    ortaokul sıralarında işbilgisi dersinde hocamız balaban, barış'a tahtadan bir gitar yaptırdı. gitar, şekli ile, telleri ile görünüşte gitardı, ama bir eksiği vardı, çalmıyordu.

    galatasaray'da her cuma şamata gecesi yapılırdı. talebeler, daha sonral barış'ın ‘‘7 den 77'ye’’ programını yaptığı, tevfik fikret salonu'nda toplanır, kurtlarını dökerlerdi. yine böyle bir gecede barış, elinde çalmayan tahta gitarı ile sahneye çıktı. banttan yayınlanan elvis presley'in bir şarkısını söyleyip çalar gibi nefis bir gösteri sundu. oysa aynı barış, tüm okulun koşa koşa gittiği elvis filmlerine, okuldan ‘‘bu nasıl müzik’’ diyerek gitmeyen tek talebeydi.

    sahnenin tozu bulaşınca barış kendini müziğe vermeye başladı. saksofonda sınıf arkadaşımız atkafa savaş akad, bas gitarda şapşal ender ve solo gitarda barış, lisenin pek çok gecesine renk kattı. barış bir süre sonra, bir kamyona atlayıp, ağabeyinin yerleştiği belçika'nın yolunu tuttu. güzel sanatlar akademisi'ni bitirdi orada, ama müziği asla bırakmadı.

    sonra ‘‘çıt çıt çetene’’yi duyduk barış'ın sesinden. ardından herkesin dilinden düşmeyen şarkıları geldi peşpeşe. son olarak bodrum, akyarlar'da yaptığı manço club'ün açılışında biraraya geldik. sabahın 04.00'üne kadar eski günlerimizi yeniden yaşadık. bana ‘‘aybars’’ dedi, ‘‘inan ki çok yoruldum. bundan sonra tek emelim yoksul çocukların eğitimine katkıda bulunmak olacak. tuzla'da 2000 kişiyi okutabileceğim bir okul yaptırıyorum. gencecik fidanların büyümesini seyredip keyifleneceğim, o keyifle de dinleneceğim. tek isteğim bu...’’

    bu keyfi yaşayamadı barış. şimdi dinlenebiliyor mu bilemiyorum, ama barış müziği ile hep dinlenecek. güzel, iyi, temiz bir insanı kaybettik. güle güle 1018 barış.
    (kaynak: 3 şubat 1999 hürriyet gazetesi)

    "7'den 77'ye herkes ağlıyor"

    önceki gece kalp krizi nedeniyle hayata veda eden barış manço, türkiye'yi ağlattı. 56 yaşında gözlerini yuman manço'nun cenazesi yarın levent camii'nden kalkacak
    istanbul - 1995'in son günlerinde barış manço, ibrahim tatlıses'le yaptığı bir sohbette 1978 yılında yakalandığı karaciğer kanserini nasıl yendiğini anlatıyordu: "hastalandığımda artık sürenin bittiğini ve uzatmaların oynandığını düşünmüştüm. yaşama şansım yüzde 40'tı. o kötü günlerin uzun süre etkisinde kaldım. o günden beri müzik çizgim değişti. şarkılarıma biraz daha eğlenceli, sevecen, esprili yaklaşmaya ve hayatı daha çok sevmeye başladım."
    karaciğer kanserini yendi manço, ardından erkeklerde nadiren görülen meme kanserine yakalandı. göğsündeki tümör alınınca, "göğsümdeki çin seddi'ni yok ettiler, şimdi daha da güçlüyüm" dedi. ama hayatı boyunca hastalıklar peşini bırakmamıştı. ve sonunda düşmanlarından birine yenik düştü. önceki gün saat 01.30 sularında dr. siyami ersek göğüs kalp ve damar cerrahisi merkezi'nde yaşamını yitirdi.

    "ölüm nedeni"

    başhekim doç. dr. azmi özler, "barış manço'nun solunum ve kalp durması tanısıyla vefat ettiğini şimdilik bilgilerinize sunuyoruz" dedi. o kadar... hastaneye dün saat 23.30 sıralarında 122 acil servis ambulansıyla getirilen manço'nun, acil serviste görevli uzman ve asistanlar tarafından hemen kontrole alındığı belirtildi: "bütün uğraşlarımıza rağmen manço, kalbini çalıştırmak için geçici olarak takılan pile ve dışarıdan yapılan masajlar ve verilen ilaçlara rağmen kurtarılamayarak vefat etti. geçmişinde kalbi ve tansiyonu ile ilgili problemler yaşayan manço'nun, kesin ölüm nedeni şudur demek çok zor. bu nedenle solunum ve kalp durması tanısıyla vefat ettiğini şimdilik bilgilerinize sunuyoruz."

    "levent'te tören"

    manço'nun cenazesinin yarın levent camii'nde, öğle namazının ardından kılınacak kanlıca mezarlığı'nda toprağa verilecek. çok üzgün olan manço'nun eşi lale manço ise dün basın mensuplarının karşısına çıkmadı. sanatçının yurtdışındaki oğlu batuhan'ın da bugün türkiye'ye geleceği öğrenildi.
    barış manço, 10 ocak 1943'te doğdu. doğumdan ölümüne modalıydı ve galatasaraylı... ilk grubunu 15 yaşında, galatasaray lisesi orta son sınıftayken kurdu, 1958'de: barış manço ve kafadarlar. ilk sahne deneyimini o yıl yaşadı. kendisinin ve grubunun kazandığı ilk ücret 50 liraydı. kafadarlar'ın saksofoncusu ise bugünün ünlü ekonomi profesörü asaf savaş akat. grup 1960'a dek birlikte oldu. 1960'ta harmoniler adlı bir başka grup kuran barış manço, 1963 ekim'inde yükseköğrenim için belçika'ya gidince grup dağıldı. orada yabancı müzisyenlerden oluşan vahşi kediler'le çalıştı. 1968'de yurda dönünce kaygısızlar'ı kurdu. mfö'nün mazhar ve fuat'ı da kaygısızlar'ın içindeydi. 1971'de bir yıl moğollar'la çalıştı. ertesi yıl kurtalan ekspres'i kurdu... ancak o yıl askere alındı. grupla asıl çalışması 1973'te, askerlik dönüşü başladı ve bütün yaşamı boyunca sürdü.
    1975-76 yıllarında yurtdışında albümler yaptı. üç yıl süren bu dönemi, müzikal yönden barış manço, sonradan 'vadinin dibine battığım yıllar' olarak niteleyecektir. 1978'de sarı çizmeli mehmet ağa'yla yerel pazara dönüş yaptı. trt'de başladığı ve özel kanallarda sürdürdüğü '7'den 77'ye' adlı programla müziğin dışında da geniş kitlelere ulaştı. 1994 yerel seçimlerinde dyp'den kadıköy belediye başkanlığı'na aday oldu. sağlık sorunları ve politikanın beklentilerine, amaçlarına elverişli olmadığını görerek çekildi. son olarak bodrum'da bir tatil köyü kurdu. müzik dışında en büyük tutkusu ve işi antikacılıktı.
    (kaynak: 2 subat 1999, radikal gazetesi)

    http://arsiv.hurriyetim.com.tr/…98/bmanco/index.htm
    ------------------------------------------------------------------------------

    2 subat 2001 turkiye gazetesi'nden:

    istanbul- geçirdiği kalp krizi sonucu 2 yıl önce hayatını kaybeden ünlü sanatçı barış manço, mezarı başında okunan dualarla anıldı. manço'nun kanlıca mezarlığı’ndaki kabri başında ilkönce kur'an-ı kerim okundu. duaların ardından konuşan türkiye barış manço sevenler birliği başkanı serkan hacıömeroğlu, sanatçıların anmaya katılmamasını eleştirerek, “bugün bizler buraya vefasızlık örneği sergileyenleri barış ağabeye şikayet etmeye geldik. bugün buraya biz popsav'ı, cem karaca'yı, erkin koraysezen aksu'yu şikayet etmeye geldik” şeklinde konuştu. törene sanatçılardan bir tek füsun önal katıldı.
    bu arada barış manço’nun eşi lale manço, barış manço'nun unutulmadığını belirterek, “sanatçı dostlarının burada olmaması unutulduğu anlamına gelmiyor. sevenleri, ona değer verenler, çocuklar, gençler her zamanki gibi buradaydı” dedi.
    bu arada manço için çeşitli etkinlikler düzenleniyor. taksim’deki metro sergi salonu'nda barış manço'nun hayatı boyunca kullandığı eşyalarının yer alacağı bir sergi açıldı. sergide, bugün kurtalan ekspres üyeleri bir konser verecek. ayrıca 3 şubat'ta, manço'nun moda’daki evinde bir de konser düzenlenecek. manço'nun yurt dışında eğitim gören çocukları da törenlere katılamadı.
    ---------------------------------------------------------------------------

    bari$ manco'nun milliyet'teki ko$e yazisi:

    allah biliyor ya!..
    hemen itiraf etmeliyim ki, zannedileceği kadar "çiçeği burnunda" yeni bir gazeteci değilim.
    bundan tam 30 yıl önce 1963 ilkbaharında çok kısa bir süre için bile olsa, babıali kaldırımlarını arşınlayanlar içinde bendeniz de bulundum efendim.
    o zamanlar safa kılıçoğlu bey’in gazetesi yeni sabah’ta çalışır (!) hangi akla hizmetse "sami sibemol" takma adıyla, haftalık müzik ağırlıklı yazılar yazardım.
    bir gün yazı işleri müdürümüz nezih demirkent ağabey sayfamdan şöyle okkalı bir paragrafı çıkarttırmış, ben de 20 yaşın alınganlığı ile küsüp gazeteciliği bırakmıştım.
    neydi o paragraf:
    nasıl anlatsam bilemiyorum... hani müzik sayfası hazırlıyoruz ya... hani biz de yeni yeni tanınıyoruz ya... nasıl olsa takma isimle yazıyoruz, kimse anlamaz diye bir yüklenmişiz ki: "...geçen gün barış manço diye genç ve istidatlı bir sanatkarın konserine gittim (dikkat buyurun giden de ben, konseri veren de ben, yazan da ben)... üff ne acayip söylüyor... galiba böyle bir şarkıcı daha gelmedi musiki alemine... ayrıca kızlar da ona bayılıyor... vs... vs..."
    aslında sadece yazı işleri müdürüm ile benim dışımda kimselerin bilmediği ve üzerinden 30 yıl 6 ay geçen bu, "basını kendi emelleri doğrultusunda kullanmaya kalkışma(!)" eylemimi bugün hatırlamamın tek bir nedeni var tabii.
    evet kimseler bilmiyor. ama allah biliyor ya! ve yine allah biliyor ki, bugün çok keyifliyim. çünkü 35 yıldır konuşup, gösterip, söyleyip, anlattıktan sonra bugün de yazmaya başlıyorum... sayfama kavuştum, lafı uzatmayalım. bu ilk yazımın şöyle, ney ve yaylı tambur eşliğinde, davudi bir sesle okunması halinde, bir salon dolusu seyirciyi duygulandıracak kadar "patetik" olduğunu ben de şimdi farkettim.
    ama... allah’ın bildiğini kuldan saklamaya kalkarsanız, sonuçta bir kul olan sizden de, gün gelir birilerinin birçok şeyi saklayacağını düşündüğümü ve kalemimi de, mikrofon ve kamera gibi kullanacağımı bilesiniz istedim.tekrar merhaba.
    (kaynak: 14 kasım 1993 pazar, milliyet gazetesi, oku bakiim köşesi)
3528 entry daha
hesabın var mı? giriş yap