• alexander helphand, ya da bilinen adıyla parvus efendi*, sosyalist eylem adamı, yazar... rusya'da 1905 devrimine katıldığı için sibirya'ya sürülmüş. bir süre sonra kaçıp almanya'ya, oradan da isviçre'ye geçerek kautski, troçki, rosa luxemburg, lenin gibi kişilerle birlikte çalışmış. ancak, kendine özgü görüşleri yüzünden devrimci çevrelerce eleştirilerek dışlanmış.

    1910 yılı kasım ayı başında intanbul'a gelen yazar, 1912'den 1914'e değin çeşitli gazetelerle dergilerde, çağdışı kalmış, çözülmüş osmanlı imparatorluğu'nun durumuyla ilgili incelemeler yayımlayıp, "türkiye'nin can damarı" adında bir kitap bastırmış. memet fuat'ın "tevfik fikret" adlı inceleme kitabında bu yazılarla ilgili şunları okuyoruz (yky, ocak 2003, sf.: 90-91):

    "parvus efendi'nin yazıları osmanlı imparatorluğu'nun batı devletlerinin sömürü alanı haline geldiğini, bu durum önlenmedikçe ülkenin kalkınamayacağını, dış yardımlarla, yabancı sermayeyle ekonomideki çöküntünün önlenemeyeceğini, çöküntü nedeninin zaten bunlar olduğunu vurguluyor, osmanlı aydınlarını halktan kopmuş olmakla, köylülerin perişanlığını bilmemekle, avrupa'dan yardım alarak batı uygarlığına katılabilecekleri düşüne inanmakla suçluyordu. bu toplumsalcı yazara göre, osmanlıların önce sömürgecilerin boyunduruğundan kurtulmak için eyleme geçmeleri, ulusal bağımsızlıklarını kazanmak için savaşmaları gerekiyordu."

    tam da mustafa kemal'in yaptığı gibi, tam da içinde bulunduğumuz dönemde gerçek yurtsever yöneticilerin yapması gerektiği gibi...

    peki ne ilgisi var bu alexander helphand'in bizim değerli ozanımız küçük iskender'le? şu ilgisi var, yazar yazılarında imza olarak latincede "küçük" anlamına gelen "parvus" sözcüğünü kullanırmış ("parvus efendi" adı da buradan geliyor). küçük iskender'den yıllar önce bir yabancının da kendini "küçük iskender" olarak görmesi ilgi çekici; ama şaşırtıcı değil: "parvus alexander"!

    ne demiş herakleitos: "düşünce herkeste ortak."

    yıllar önce, eski bir kız arkadaşım kitaplığımda küçük iskender'in "gözlerim sığmıyor yüzüme" adlı kitabını (adam yayınları, mart 1988) gördüğünde, "bu ne, adı küçük iskender olan bir şairin kitabını mı aldın?" anlamına bir takım şeyler söylemişti.

    buradan da anlıyoruz ki düşünce herkeste değil, yalnızca düşünmesini bilenlerde ortak...
hesabın var mı? giriş yap