58 entry daha
  • hiç romantize etmeden, vampir denen şey gerçek olsaydı nasıl bir canavar olurdu diye düşünerek çekilmiş bir film. bu nedenle, bu filmi james woods'un başrolünü oynadığı 1998 yapımı vampires ile aynı kategori altında değerlendirmek gerekiyor bence.

    filmin bir sürü artısı var:

    -- spoiler --

    - abartısız ve ölçülü bir oyunculuk (insanlar korkuyorlar, endişeliler ve vahşi hayvanlar tarafından kovalanan evcil hayvanların beceriksizliği ile kaçıyorlar.)
    - 30 gün süren gece fikrinin bir vampir filmi için bulunmaz bir şey olduğu gerçeği (bunu çizgi romana borçluyuz gerçi)
    - kuşbakışı sahne, filmin başlangıcındaki gün batımı ve finalindeki gün doğumu gibi sinematografik başarılar.
    - vampirlerin arkaik bir dil konuşuyor olmaları ve hayvansı görünüşleri (bu onların yabanıllığını güçlendiriyor ve korkuyu artırıyor)
    - ana karakterin fiziksel bir engelinin olması/astım hikayesi (aslında buna bir stephen king numarası diyebiliriz, karakter mükemmel olursa onunla özdeşleşmek mümkün olmayabilir)
    - ve son olarak da, karanlık ve umutsuz bir film olması (filmin duygusal arkaplanını oluşturan stella-eben hikayesi mutlu sona bağlanmıyor, film acıklı bir finalle bitiyor)

    dünyanın en iyi filmi değil tabii, ama yukarıdaki eleştiriler bence biraz yersiz kaçmış. vampir dediğin şey her zaman angel ya da lestat olarak resmedilmeyebilir ve beklentileri karşılayacak kadar elegan olmayabilir. bu film, yepyeni bir yorum getiriyor: vampirleri, geleneksel anlayış içerisinde, soylu beyefendiler olarak temsil etmek yerine takım elbiseler giymiş ama geçirdikleri değişim nedeniyle tamamen hayvanlaşmış yuppieler olarak çiziyor. belki bunun üzerine de biraz düşünmek gerekir.

    ben beğendim.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap