4 entry daha
  • kriyoterapi ya da halk arasında bilinen adı ile dondurma tedavisi anormal dokuları dondurarak tahrip etmek esasına dayana bir tedavi şeklidir. prob adı verilen bir enstrüman dondurulacak dokuya (rahim ağzı gibi) temas ettirildikten sonra dondurma işleminde kullanılacak olan gaz prob içinden geçirilir ve probun ucunun aşırı derecede soğumasına (yaklaşık -90 derece) neden olur. burada yatan mantık şudur: soğutmada kullanılan gaz basınç ile probun ucuna itildiğinde gaz aniden hacim olarak genişler ve etraftan ısı çekerken probun ucu soğur. doku prob ile temas halinde olduğu için donar. bu amaçla sıvı nitrojen ya da karbon dioksit kullanılabilir. dondurma genelde 3-4 dakika kadar sürer. ancak işlem 1-2 sefer tekrarlanacağı için yaklaşık 15 dakika kadar alır.

    kriyoterapi genellikle rahim ağzındaki hücresel değişikliklerin ve halk arasında yara adı verilen erozyonların tedavisinde kullanılır. kriyoterapi öncesi pap smear yapılmış olması gereklidir.

    donan alanın derinliği genelde probun etrafından taşan alan ile eşittir. halka şeklindeki alanın kenarlarında sıcaklık yaklaşık -20 dreceye düşer ancak bu hücre ölümü için yeterli değildir. bu nedenle lezyonun kenarlarının iyi gözlenmesi ve büyüklüğüne göre prob seçilmesi önemlidir. yapılan çalışmalar cin i adı verilen çok erken dönem lezyonlarda etkilenmiş alanın derinliğinin yaklaşık 3.8 milimetre olduğunu göstermektedir. etkili bir şekilde yapılan kriyoterapi lezyonları %99.7 oranında tedavi edecektir. bu nednele dondurma işlemi yapılırken donan alanın probun alanından yaklaşık 5 milimetre daha geniş olmasına dikkat edilmelidir. benzer şekilde dondurma işleminden sonra probun dokudan ayrılmasını beklemek ve daha sonra ikinci kere dondurma işlemi yapmak işlemin etkinliğini arttırmaktadır. benzer şekilde hızlı dondurma ve yavaş çözülme de daha fazla sayıda hücrenin tahrip edilmesine neden olacağından önemli bir ayrıntıdır.

    avantajları;
    ciddi yaralanma ya da komplikasyon riski son derece düşüktür
    hızlı ve uygulanması kolaydır
    ucuzdur
    poliklinik şartlarında yapılabilir
    anestezi gerektirmez
    işlem sonrası normal yaşantıda değişiklik gerekmez.
    işlem sonrası kanama riski son derece azdır
    üreme potansiyeliüzerinde bir etkisi yoktur

    dezavantajları;
    kriyoterapi sonrası 1-2 hafta süreyle şiddetlibir akıntı olabilir.
    işlem sırasında adet sancısına benzer kramplar olabilir.
    işlem sonrası rahim ağzı kapanabilir.
    lezyonun histolojik incelemesi yapılamaz.
    daha sonraki ilk birkaç ayda smear yapmak zorlaşabilir. (smear alınması gereken alan serviks içine doğru kaydığı için. burada smear alma işleminde bir zorluk ya da farklılık yoktur ancak doğru alandan örnek almakzorlaşmaktadır)
    tedavi başarısız olabilir.

    işlem sırasında neler hissedilir?
    rahim ağzında ağrı sinirleri bulunmaz ve bu bölge ağrıya duyarsızdır.bu nedenle acı olmaz ancak rahimde adet sancısını andıran kramp tarzında kasılmalar olabilir. bu his 1-2 dakika gibiçok kısa bir sürede kaybolur. işlem öncesinde ya da hemen sonrasında basit ağrı kesicilerin kullanılması yararlı olabilir.çok nadiren de vajina içinde garip bir his yaşanabilir. soğukluk olarak tanımlanabilecek olan bu etki önemsizdir ve hemen kaybolur.

    işlem hasta muayene pozisyonunda jinekolojik muayene masasına yatar haldeyken yapılır. normal muayenede olduğu gibi vajinaya spekulum yerleştirilerek serviks görünür hale getirildikten sonra işlem yapılır.

    işlem sırasında karşılaşılabilecek sorunlar;
    en sık karşılaşılan sorun probun kayarak vajina duvarına değmesidir. bu durumda ağrı hissedilir.
    dondurul analanın asimetrik olması. bu durum uygun prob seçimyle giderilebilir.
    çok nadiren hastada vagal refleks adı verilen bir durum nedeniyle tansiyon düşüklüğü ve bayılma olabilir.
    işlem sonrası takip
    kriyoterapi sonrası 3-4 hafta süreyle sulu bir akıntı olabilir. akıntının nedeni ölü hücrelerin atılmasıdır. işlemi takip eden 3-4 hafta boyunca rahim ağzı travma ve enfeksiyona açık olduğundan cinsel ilişkide bulunulmaması, tampon kullanılmaması, havuza ve jakuziye girilmemesi, vajinal duş yapılmaması gerekir.

    işlemden 3 ay sonra pap smear tekrarı gereklidir. ilk 3 ay boyunca hücresel yenilenme süreci devam ettiğinden smear almanın bir yararı yoktur. eğer bu smear incelemesi normal ise takip eden 2 yıl boyunca her 6 ayda bir smear tekrarı yapılmalıdır. tekrarlayan lezyonların büyük bir kısmı ilk 2 yıl içinde ortaya çıkar bu nedenle rutin takipler son derece önemlidir ve ihmal edilmemelidir.

    eğer 3 ay sonraki smear incelemesinde lezyon saptanırsa bu kez biopsi ya da leep yapılmalıdır.

    kaynak: http://www.mumcu.com/
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap