isimlerin yanlış anlaşılması
-
çocukluğumda beni derin psikolojik gelgitlere uğratan olay. henüz ilkokulda falandım. telefon çaldı, ben baktım:
ceseth- alo?
dedem- ceseth? sen misin evladım?
c- evet?
d- ben süslü deden, nasılsın?
c- kim?!?
d- süslü deden, süslü deden.. annene ver bakayım.
c- annneeeeeeeaaaaaaa!!! süslü dedem arıyoooooooo!!!!
annem- kim?!?
(şok içinde hiçbir sey söylenemeden telefon anneye verilir)
durum tam olarak şöyleydi; dedemle daha önce görüştüysek bile ben bebek falandım herhalde, ya da hatırlamıyordum. düşünün; dedemle ilk defa konuşuyorum, yaşıtım olan herkes gibi benim de kafamda çizgi filmlerde, hikayelerde falan gördüğüm belirli bir dede kalıbı var; ak saçlı, sakallı, tonton, masal anlatan güleç bir kişi.. ama benimki çıka çıka kendisine "süslü" diyen bir adam çıkıyor. şansa bak! allahtan o zamanlar medya şu anki gibi değildi de bu laf yalnızca süslü şirin tadında bir adam canlandırdı kafamda, ama o yaştaki bir çocuk için bu bile fazla bence. bu ruh haliyle anneme telefonu verip şok içinde onun böyle bir adamla nasıl bir diyaloğa gireceğini merakla bekledim. annem de muhtemelen içinden " 'süslü dede' ne ya" diyerek merakla ahizeyi aldı, ve alır almaz kahkahayı bastı. adamcağızın adı hüsnü'ymüş meğer. sonradan dedeme "süslü dede" demeye devam ettim ama.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap