5 entry daha
  • "tey tey the devil may teey teey teeeeey" derim her şeyden önce. çünkü ben artık bir halaybanger'ım. thom yorke yalan. azer bülbül alayına gider. zoruna mı gitti gardaş zoruna mı! dermişim! because i can't do it face to face and i can't face the evening straight.

    bugün benim doğum günüm. çünkü saat henüz 36:10 suları. yatarken uyumak istemediğim gün bitmez zaten. bitmemesi gerek. delikanlıysa bitmez. bitebilemez. biterse adam değil!

    bugün benim doğum günüm ama halk arasında "3 haziran" olarak biliniyor. ikizler burcu erkeği olmanın dayanılmaz ağırlığı, buzdolabını tek hamlede sırtına almış bir hamal gibi yaşamaya neden oluyor hayatı. tamam ben de biraz manyağım ama hep incelikler yüzünden! "bırah bırah" diye diye çıkıyorsun merdivenleri. sürekli çalışan ve "bu kadar moronun arasında nasıl hayatta kalmayı başarıyorum?" sorusuna takılan bir beyinle denge kurmak daha zor. please don't interrupt bebeğim, just sit back and listen. you can offer me escape.

    bugün benim doğum günüm çünkü kutlandım, oradan biliyorum. kutlanmasam şüphelenebilirdim ama bu kadar insanın bir bildiği olmalı. hepsi güvendiğim iyi insanlar (annem babam). normalde kutlamam da. öyle alışkanlıklarım yok. "iyi ki doğmuşum heyo" diye kutlar mı bir insan kendini ya? çok saçma. zaten çevremi o kadar stabil tutmuyorum, sirkülasyonun iyi olduğuna inanıyorum. bir insanın bir arkadaş grubunun içinde 10-15 yıl geçirmesi bana kişisel gelişimine hakaret gibi geliyor. minimalizm tutkumla da birleşince sabit tuttuğum insan sayısı çok az oluyor. sabitlerin bir kısmını hakikaten seviyorum, bir kısmı da atsan atılmaz satsan satılmaz türünden dinozor arkadaşlar. nesilleri tükenmesin diye mücadele içindeler takdir ediyorum. dinozorlar beni çok daha iyi tanıdıkları için, "arayıp aramama arasında kararsız kaldım, rahatsız etmekten çekindim. doğum günün kutlu olsun." diye sms atmayı tercih ettiler. kendime biraz kızmadım değil. bu kadar kalın bir duvar yerine perde de çekebilirdim. onlara mesajla cevap vermedim, "ne rahatsızlığı canım" diye telefon açıp canlı canlı kutlattım. çok kontörüm gitti. onu bile "sms ile doğum günü mü kutlanır aaa" diye fırçalayıp yaptım lanet olsun ki. mizacım sert n'apabilirim \m/ yine de değişmeye çalışıyorum (yumuşamaya değil lan yanlış olmasın!). ekşi sözlük ve yan sanayi ürünleri üstünden tanıdığım insanlarla aramda bu sorun çok yok iyi ki (hemen "hadi len" deme, "çok yok" dedim "hiç yok" demedim). bu onları daha cüretkar yapıyor. "cüretkar" deyince "redyo için soyunurum" dediklerini sanmayın (nerdee ühühüh). daha girişimci olabiliyorlar. yaptıkları sürpriz doğum günü etkinliği, sözlük öncesinden eski buddy sıkılgan portakal'ı "emre sevmez ama" diye endişelendirirken, onlar çoktan pasta yaptırmış olabiliyor. bu yeni nesil çok başka azizim.

    bugün benim doğum günüm olduğu peyote'nin terasındaki kahkaha seslerinden, hediyelerden, mikemmel pastadan ve bana tapan insanlardan belliydi. sene 2008 olmadan konuşmuştuk cafe latte ile, "belki bu sene hep birlikte kutlarız dışarıda" diye. artık kız arkadaşımla, bu çok şey paylaştığım topluluk içinde sosyalleşebilelim falan istiyordum. hatunun ömrü vefa etmediğinden bu seneki doğum günümün buruk geçme potansiyeli yüksekti. kafada düşünülen herhangi bir şey zamanı geldiğinde olmayınca üzüyor insanı ki, bu zaten üzücü bir olay. cafe latte, kaba şimşek ile hakikaten ne kadar iyi dostlar olduklarını gösterdiler ve gönlümün olmadığını bile bile bu kutlamayı ısrarla yaptılar. ne de iyi ettiler. üstelik bu iki öküz, "kutlamadı mı?" diye sormakta tereddüt edebilecek kadar hassaslaşabiliyorlar. ben de onlar sormadan "kutlamadı tabii ki, kutlayacağı adamları bilir o" diyecek kadar tanıyorum mallarımı. özellikle bu yüzden seviyorum ikisini. dışarıdan baksanız böyle insanlar olduklarına ihtimal vermezsiniz çünkü. acı ama gerçek...

    bugün benim doğum günüm olduğundan, annemle babamın mikemmel muz ortasını harika bir organizasyonla gole çeviren başta cafe latte olmak üzere herkese teşekkür ediyorum buradan.

    kaba şimşek'e "adam gibi adam" derken ne kadar haklı olduğumu bir kez daha anladım. masada mutlu mutlu etrafımdaki insanlara bakarken göz göze geldiğimde gözlerinden "aferin lan işte böyle mutlu ol, takma bi' şeyi kanka biz buralardayız" dediğini okuyabilecek kıvama geldim. gidicem isticem yakında ailesinden sdlfkjsdlkfjsdk. adama "madem hediye almadın kontör gönder o zaman" dedim, gönderdi. sonra da hediyesini çıkardı sldkfjsdklfjk. böyle fıtı fıtı halay çeker gibi yürüyen bi' şey sdfklsjfskldjfklsjdfk. hele o entry'mi okuma sekansı falan... karma bildiği gibi yapsın olm seni!

    cafe latte'nin doğum günümü buruk bırakmayıp şenliklerle (cidden) kutlama azmini beni tikileştirmekte de kullanması gözlerimi yaşarttı sdfkljdsfsdjk. artık diesel markalı bi' şeyim var benim de! her türlü akarım ortamlara alayına giderim... tabii önce bu üsluptan kurtulmam lazım sdfkljsdklfsdjfk. ufacık tefecik içi dolu turşucuk bi dost olduğunu ben biliyordum, şüphesi olanlara da gösterdi. minik kuşu aşk böcüü franz ferdinand'ı kendine benzetememiş şükür ki... adam bana çok kral bir radiohead hareketi çekti, üşenmedi gitti geldi falan+rep. ço' tatlıla' ço'. yirim sizi ibneler! entry'de bile ayrılmasın bunlar diye tek paragrafta yazdım ikisini.

    brick top'ım beni çok şaşırttı. daha geçen gün "kampa girdim hayattan koptum" diye çok ciddi bir teklifimi reddetmişti. çıkmış ininden gelmiş sağ olsun sdklfjsdfsjdk. harbiden sevindim geldiğine. "çaylak olmasam entry girerdim ben de" demişti zaten gönlümü fethetmişti o zaman sdflksjdfksdlfjksdfjk. kelim benim.

    ophelia'nın mikemmel doğum günü hediyesi (#13380773) üstüne bir de sürpriz yumurtayla destek vermesi oldukça duygulandırıcıydı. içinden çıkan şey bi sikime benzmiyordu ama olsun düşünmesi yeter falan sdfkljsdfjsdk.

    sıkılgan portakal kerattasının saçlarını üçe vurduğunu öğrendiğimde travma geçirdim ama görünce içime su serpildi. ço' yakışmış ço'. acayip de özlemişim piçi. hiç tahmin etmezdim böyle özleyeceğimi sdlfjsdfjsklfsdjk özlenecek birisi değil. "justin timberlake albümü alacaktım geç kaldım diye alamadım lan, parasını veriym sen al?" diyecek kadar öküz olduğundan özlemiyorum normalde. gece tam 12de kutlamak için kahve üstüne kahve içip uyanık kalması ve "heeeeepi bööööööörtdeeeeey tuuuuuuu yuuuuu" diye şarkı söyleyerek kutlamayı başarması bir yana, o kadar sene üstüne hala "iyi ki varsın iyi ki doğdun olm lan, seni dünyaya kazandırdığı için annene teşekkür ettiğimi söyle" dediği zaman kendisine neden "gerizekalı" dediğimi hatırladım. neyse dürüm ısmarladı...

    travis and tyler durden için bir şey demiyorum çünkü gelemedi, telefonla bağlandı sanal halay çektik. "bilmiyorum abi" deyip omuz silktim sdlkfjsdkljsdfk. o davudi sesine tezat delişmen esprileriyle çenemi ağrıtmayı başardı uzaktan. "olm bu konuşma sırasında masada şu zamana kadar güldüğünden fazla güldün di mi hahahaha" dediğinde "işte t&t durden" dedim sdfksdfjklsdjk saykodelikdeşik biç.

    sigata'yı sona bıraktım çünkü hayatını tehlikeye atarak hayatımın en güzel ve orijinal doğum günü hediyesini verdi bana.

    bugün benim doğum günüm çok süper bi' gün diye yazmadım aslında bunları. tarihe not düşmek istedim sadece. bu iyi hisleri bana dolaylı yoldan sağlayan ekşi sözlük'te yaptım bunu da. seneye dönüp bunu okumak istedim. dumurdan dumura koşturarak hayatımın en mikemmel doğum gününü yaşatan bir avuç güzel insanı tam buraya kazımak istedim. onlara da dedim, "ben bunları hak edecek bir şey yapmadım arkadaşlar" diye. yani sanmasınlar kendi doğum günlerine aynı özeni göstereceğim sldfkjsdklfjsdklfjsk. şaka şaka. hak ettim tabii ki. sdklfjsdklfsjdk. bir kez daha buradan tek tek teşekkür ediyorum uğraştıkları, değer gördükleri için. sözlük sözlük olalı böyle güzel doğum günü görmemiştir. 3 haziran 2008 doğum günümden öte hayatımın en keyifli günlerinden biriydi. kesinlikle. alla alla!!!!!

    bugün benim doğum günüm, bir bar taburesi üstünde babamın beni kucağına aldığı yaştayım. babam, "artık saçların beyazlıyor lan, biz de yaşlanıyoruz..." dedi elini omzuma atıp. "korkma daha ölmezsin, var bi 10 senen" deyip teselli ettim ama adam haklı. çeyrek asrın bitmesi, "büyüdüm" demek. yaşlanmaya başlamadan önceki evre. 40'a kadar yolum var yani. kullanabileceğim bir 15 sene. gaza gelip "bu ombeş senede süper şeyler yapçam yafs!!!" dersem yalan olur, hırssız bir insanım ama karma, kredi notu görünümümü durağandan pozitife çevirse kafi. o kadar karma police söyledik eller havada çakmakla denizanaları gibi salınıp...

    bugün benim doğum günüm, no matter what happens now.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap