34 entry daha
  • başlayışı ile bitişi arasındaki süreyi kimsenin sevmediği zaman dilimi.

    evet kimse sevmiyor. herkes her gün yaptığı şeyleri tekrar ediyor. kimse clubda dans ederek, sahilde lambada yaparak, plajda güneşlenerek geçirmiyor bu zaman dilimini. herkes kendisi için artık sıkıcılaşmış işleri yapıyor.
    garsonu, öğretmeni, işçisi, doktoru, kuryesi, bankacısı, mühendisi, oyuncusu, mimarı, yazılımcısı, gazetecisi, yazarı...
    sürekli tekrar edilen şeylerin zaten sıkıcılaşması ve monotonlaşması bir yana, bir de bunların para kazanmak için yapılmak zorunda kalınması bu tekrarları iyice zulme dönüştürüyor.

    mesai saati, kavram olarak sınırlayıcı bir kavram zaten. belirli saatler arasında bir yerde bulunmak zorunda kalmak bir çeşit tutsaklık aslında. duvarlarla çevrili bir mekanda, üzerinde firar etmeni engelleyen gözler varken her gün sekiz saat bulunmaya mecbur olmak.
    bu noktada serbest çalışanlar bir nebze daha avantajlı, en azından çalışma saatlerini kendileri belirleyip daha esnek bir gündelik yaşam sağlayabiliyorlar kendilerine. onlar için mesai saati kavramı yok çünkü. işlerinin yerine ve miktarına kendileri karar veriyorlar. zengin doğup veya mirasa konup hiç çalışmamak güzel olurdu ama, bu serbestiye sahip olabilseydim de yeterli olurdu mesela. ama ne yazık ki, ülke koşullarında bu esnekliğe kavuşmak bazı meslekler için zor.

    öte yandan, çalışabilecek bir işe sahip olmanın bile baş tacı edildiği bir ekonomik yoksunluğun parçalarıyız. dilediğin saatlerde, dilediğin yerden, dilediğin kadar çalışmayı bırak; gidebileceğin bir iş varsa, cebe az da olsa maaş giriyorsa oturup ses etmiyorsun.

    bu sabah kendimi yataktan banyoya taşıyana kadar imanım gevredi. uykumu almıştım ama işe gitmek istemedim. ıssız bir yerde, bir uçurumun kıyısına yapılmış şömineli ahşap bir kulübem yok, ama varmış da orada olmam gerekiyormuş gibi hissettim. dışarıda yağmur, içeride yanan odunlar, sessizlik ve tercih edilmiş yalnızlık... insan bazen, karakteri gereği sahipliğini çok sürdüremeyeceği hayaller kuruyor. üçüncü gün o kulübeden de sıkılıp kendimi yollara vuracağımı biliyorum ama neden sıkılacağıma kendim karar vermiş olarak yollarda olurdum en azından.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap