1249 entry daha
  • eşimle o henüz hastayken tanışmıştık. hemşirelik (erkeğim) yaptığım hastanede kanser tedavisi görüyordu. o kadar güzel gözleri vardı ki, kanser bile solduramamıştı o güzelim derya gözleri. tüplerini değiştirmeye gidişimde üç beş muhabbetle başlamıştı her şey. gel zaman git zaman aramızdaki bağ kuvvetlendi. dost olduk. bana kanser olmadan önceki fotoğraflarını gösterdiğinde aklım çıkacak gibi olmuştu. o dalgalı kumral saçlar, el kaide'nin mahvettiği dünya ticaret merkezinin ikiz kuleleri gibi göğüsler.. enfes bir şeydi.

    birgün yine kitaplardan konuşurken bana ansızın evlenme teklifi etti. dondum kaldım. kendisinden süre istedim ve bunu anlayışla karşıladı.

    tedavi sürecini öğrenmek için doktoruyla konuşmuştum bir şeylere karar vermeden önce. doktoru gayet ümit verici bir şekilde konuşmuştu. evet, yaşayabilirdi. normalde bu güzellikteki bir kadının benimle birlikte olma ihtimali, fenerbahçe'nin şampiyonlar ligini kazanma ihtimalinden daha düşüktü. ileriyi düşündüm ve kendisinin bu teklifini kabul ettim.

    zor günleri birlikte atlattık. geceleri onun yanında uyudum, ona kitaplar okudum, ninniler söyledim. neler yapmadım ki. ve birgün o güzel haber geldi. hayatımın en mutlu günüydü, karım kanseri tamamıyla atlatmıştı. iyileşmesi de ışık hızıyla ilerledi. ancak iyileşmesiyle paralel ilerleyen bir şey daha vardı, karımın bana olan ilgisi. içim içimi yiyordu. saçları eskisinden daha da gür bir şekilde uzamaya başlamıştı. sporla birlikte kilosu da toparladı. gittikçe benimle daha az ilgilenir oldu. ancak yine de toz kondurmadım.

    arkadaşım onun telefonunda telegram olduğunu fark edince bana söyledi. ne olduğunu bilmiyordum o uygulamanın. “oğlum kocasını aldatan kadınların kullandığı uygulama” dedi arkadaşım, kulak asmadım. haklıymış.. ben yakalamadım ama, karım itiraf etti. anlaşmalı bir şekilde boşandık. işte insanoğlu böyle nankör bir varlıkmış. hastayken yanına olan adamı iyileştiğinde terk eden bir varlıkmış.
551 entry daha
hesabın var mı? giriş yap