notre dame'ın kamburu
-
çocukken trt ekranlarında hollywood yapımı olarak siyah beyaz filmini izlediğim, aklımda yer eden ise çirkinlik abidesi quasimodo'nun, güzeller güzeli esmerelda kendisine su verdiğinde, gözlerine inanamayıp; '' bana su verdi, bana su verdi'' diyerek sevinçten deliye döndüğü sahne. insanda şefkat, merhamet, acıma vb. gibi duyguları uyandıran müthiş bir sahneydi katedralde gerçekleşen, çocuk kalbimde iz bırakan.
sonra, aradan yıllar geçti. victor hugo'nun bu ilk kaleme aldığı , notr dame katedrali'nde geçen ölümsüz eseri, müzikale uyarlandı. orada da fransız şarkıcı garou'nun canlandırdığı kambur kilise zangocu quasimodo'nun seslendirdiği belle , klibiyle birlikte hafızama nakşolup, dilime yerleşti.
bugün ise daha farklı bir heyecan içindeyim çünkü saatler sonra bornova kültür ve sanat merkezi'nde, izmir devlet opera ve balesi sanatçıları tarafından canlandırılacak olan notre dame'ın kamburu balesini izlemeye gideceğim.
''koreografisi ve librettosu armağan davran ile volkan ersoy'a ait eserde olaylar, esmeralda'ya büyük hayranlık besleyen ancak tüm çabalarına rağmen onu katedralin papazının entrikalarından koruyamayan quasimodo'nun gözünden sahneye aktarılıyor.
dekorundan kostümlerine kadar tamamen yerli prodüksiyon olan eserde, dans ve öyküye, ankara devlet opera ve balesindeki şeflik kariyerinin yanı sıra dünya çapında besteciliğiyle bilinen bujor hoinic'in, cesare pugni besteleri üzerine yaptığı müzik düzenlemeleri eşlik ediyor.
orkestra şefi tolga taviş yönetimindeki izmir devlet opera ve balesi orkestrası ile bale ekibinin sahneleyeceği iki perdelik eserin dekoru çağda çitkaya, kostümleri gülay korkut, ışık tasarımı fuat gök ve video prodüksiyonu ahmet şeren'e ait.
quasimodo makyajıise uzun bir süreç sonunda ortaya çıkmış. makyaj için makyöz nurhan akay 10 günlük bir çalışmayla önce yüz kalıbını almış quasimodo'yu canlandıran sertan yetkinoğlu'nun. sonra plastik makyaj yapılmış bir haftalık çalışma sonunda. tamamen özel bir makyaj, tam bir emek harikası.
eserin başrollerinden quasimodo'yu sertan yetkinoğlu, selahattin erkan ve yiğit olataş, esmeralda'yı burcu olguner, cansu polat ve oben yıldırım, şair gringoire'yi çağın hazar özideş, ali eren topçu ve can alçiçek, yüzbaşı phoebus'u ahmet doruk demirdirek, oliver spence, çağın hazar özideş, boğaçhan bozcaada ve fleur de lys'i sülün duyulur ile çisil bozcaada canlandırıyor.''
dönüşte izlenimlerimi kısaca yazacağım*. mutluluk.
1. dekor ve ışıklandırma çok çok başarılıydı, hatta mükemmeldi.
2. kostümler de çok güzel.
3. müzikler yer yer duygusal, bazen neşeli, quasimodo'nun bulunduğu bölümlerde insanın kalbine öyle dokunuyordu ki...tolga taviş ve izdob orkestrasına şukular şelale*.
4. danslar çok fazla ve çeşitliydi, bu da ana hikayenin kopuk kopuk olmasına neden oldu; hani derler ya, cımbızla çeksem olurmuş quasimodo bölümlerini, o derece. don kişot'taki kitri'nin tefli dansının ne işi vardı ki mesela?
5. hasta çocuklarınızı neden getirirsiniz bir de sevgili aileler, küçücük çocuklar güp güp öksürüp durdu, hoş mu oldu? onlara da yazık, havasız ve kalabalık ortamda.
iyi ki gitmişim. iyi ki 'bale' var hayatımda...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap