227 entry daha
  • aslında sadece solcuları eleştirmiyor. bu yönü yanlış anlaşılıyor.

    evet ilk kısmı solcuları eleştiriyor fakat köy bölümünün neyi eleştirdiğini anlamak için cüneyt arkın'ın öğretmen kemal filmini biraz izlemiş olmanız lazım.

    normalde öğretmen kemal, cumhuriyet değerlerini anadolu'nun ücra köşesinde bir köye götüren ve burada mütegallibe denilen ağa takımıyla, yobazlarla vs. mücadele ederek çocukları eğitimle bilimle tanıştırmayı amaçlayan birisi.

    aslında bu bölümde eleştirilen öğretmen kemal'in tepeden inmeci tavrı. yanlış anlaşılmasın bu bir cumhuriyet eleştirisi değil, fakat cumhuriyet değerlerini savunduğunu düşünen insanın aslında bunu nasıl karikatürize bir şekilde yaptığını, yani karşısındakini anlamadan, onunla doğru yöntemlerle iletişim kurmadan, onu kazanmadan yapmaya çalıştıkça komik duruma düşüşünü eleştirmiş biraz.

    köylüyü dönüştürmek isteyen kooperatif kemal'in kafadan kendini bir kurtarıcı olarak görmesi ve köylülere bu gözle bakması, köylünün ise bu durumdan duyduğu haset ve aslında kendi içinde tam aksine bu tip 'kurtarıcıları' tıpkı kooperatif kemal gibi hor görmesi durumu söz konusu. kooperatif kemal ise köylünün kurnazlığını, aklını küçümsediği için sürekli bocalıyor, onların savunma mekanizmalarını hafife alıyor, sonuç olarak kendini rezil ederek bir de kendi içindeki eksiklikleri ve aslında kendi köylülüğünü açık şekilde ortaya koyuyor (nazlı ve kız kardeşleri ile tanışma).

    aydınlanma kendi içinde çok değerli bir hareket ve hasan ali yücel gibi değerli cumhuriyet insanları bu konuda çok kıymetli işler yaptılar. fakat aydınlanmayı özümsemeden, önce kendini dönüştürmeden diğerlerini dönüştürmeye çalışmanın aslında nasıl geri teptiğini gösteriyor bu bölüm. elbette köylü dönüştürülmelidir fakat bunu böyle köyden bihaber insanlar değil, köyü bilen, halkı tanıyan insanların yapması daha sağlıklı.

    ayrıca burada deli taklidi yapan sivil polis karakteri de bence cumhuriyet ideallerinden kopmuş, bunun yerine komünizm paranoyasıyla halkı dönüştürme yönünde hiçbir çabası kalmamış, yani aslında atatürk'ün çizdiği yoldan sapmış devleti gösteriyor. kooperatif kemal kendince çabalarken devlet onun yapmaya çalıştığı şeyi desteklemekten çok onun komünist olup olmadığıyla meşgul.

    zafer algöz'ün canlandırdığı ağa karakteriyle alakalı en önemli detaysa geri kafalı görünen bu adamın tüm kızlarını kaymakam vs. gibi mevkilere getirmiş olması. yani kooperatif kemal bir öğretmen olarak köylüyü aydınlatırken köylü zaten sistemin kılcal damarlarına kadar girmiş vaziyette. bu da bir başka türkiye portesi çiziyor kendi içinde. aydın kesim birtakım idealizmlerle bu alanları boş bıraktıkça buralara mütegallibeler ve toprak ağaları yerleşti ve bir noktadan sonra devletin de sahibi haline geldi. idealist aydınımız ise bir azınlığa dönüşerek olanı biteni sadece eleştirebilen pasif bir konuma düştü diyebiliriz.

    tüm bunların bu şekilde gerçekleşmesinde elbette atatürk'ün toprak reformu gibi tasarladığı reformları gerçekleştiremeden vefat etmesi ve ardıllarının da bu yönde bir şey yapamaması veya yapmaması var. bu tip temel devrimler gerçekleşmedikten sonra tüm bir aydınlanma hareketi kooperatif kemal gibi insanların omuzlarına binmek durumunda kaldı. e bu insanlar da neticede bir iki kuşak öncesi köylü olan, daha kendindeki gelişimi tam tamamlayamadan köylüyü devletin desteği olmaksızın aydınlatmaya çalışan insanlar olunca bu çabalar ne yazık ki güdük kaldı.

    köylü dönüşecek yerde tam aksi şekilde sisteme sızarak devleti, cumhuriyeti dönüştürüp kendi gibi köylüleştirdi.

    cem yılmaz’dan beklemeyeceğim derinlikte bir iş bu arada tebrikler gerçekten.
71 entry daha
hesabın var mı? giriş yap