23 entry daha
  • onu bunu bilmem de ben şahsen çok sıkıldım türk vatandaşı olarak dünyanın en kanlı coğrafyasında dönen her türlü savaşın etkilerini yaşıyor olmaktan. bu savaşların hiç birinden de soyutlanamıyoruz zira hepsiyle ya tarihten gelen bağlarımız var ya da osmanlı'nın çöküş devresinde oralardan gelip anadolu'ya yerleşenler nedeniyle hepsinde illa taraf olmak zorunda kalıyoruz. her çatışma da biz de kendi içimizde onun dalgalanmalarını yaşıyoruz.

    şimdi açıyorum telefonu benjamin linus'a, götü yiyorsa gelsin de türkiye'nin yerini değiştirsin bir zahmet. değiştirsin de bitsin bu jeopolitik çilemiz, kendi işimize bakıp mutlu olabilelim.

    ayrıca hatırlatmak isterim ki kafkasya'yı biz milli mücadele sürecinde ruslara "verdik". biraz daha gerçekçi bir ifade ile peşkeş çektik. zira o dönemde toprakların batısını kurtarma telaşında ve bolşevik rusya'dan para ve silah alma derdindeydik. o dönemde de gürcistan, ermenistan ve azerbaycan batının (ingiltere) güdümünde truva atı rolündeydi. sovyet bolşevikleri bize silah ve yardım göndermeyi planlıyorlardı fakat anadolu ile rusya arasında müsait bir karayolu kanalı olmadığı için lojistik bir sorun yaşanıyordu. ayrıca biz ermeniler'den kars, ardahan ve civarını, gürcülerden de batum'u talep ediyorduk misak-ı milli sınırlarına ulaşabilmek için. bu nedenle milli mücadele liderleri bolşevik rusya ile gizli bir protokol yapıp azerbaycan, gurcistan ve ermenistan'ın bolşevikleştirilmesi karşılığında ermenilere karşı bir harekat yapma ve silah/para yardımı almak üzerine anlaştık.

    bunun ardından biz kazım karabekir komutanlığındaki doğu ordusu ile ermenistan üzerine yürüyüp batum harici misak-ı milli sınırlarını aldık. bolşevik kızıl ordu da önce azerbaycan'a sonra da gürcistan'a yaptığı seri ataklarla o bölgeleri "bolşevikleştirdi". atatürk o dönemde bolşevik rusya ile birleşip emperyalist batıya karşı komunist-islamik çizgideki doğu hareketini ön plana çıkardı. bu dönemde açık açık da iki yüzlü ve "reel" bir politika izlendi. ruslar 3. enternasyonali genişletmek ve "sözde emperyalizme karşı olan ama aslında sapına kadar baskıcı ve yayılmacı" doktrinlerini bize de empoze etmeye ve ankara hükümetini bolşevik pakta tam anlamı ile katmak için eline geleni yaptı fakat makyavel'i bile cebinden çıkaracak kadar makyavelist bir lider olan atatürk bütün bu hareketlere rağmen rusya'dan silah ve para yardımını almış ama öte yandan da komunizmin türkiye'ye girmemesi için elinden geleni yapmıştır. hatta mükemmel bir siyasi hamle olarak rus güdümünde kurulan istirakiyun (komunizm) partisine rakip olarak -resmi- türkiye komunist partisi'ni kurup (tabii ki yakın çevresine) onu da elinde kukla edip komunist faaliyetleri kontrol altına almış, bağımsızlıktan sonra da komunizmin ülkeye gelmesine engel olmuştur. atatürk bolşevikleri ve komunizmi sevmez (zira kendisi tabandan tepeye devrime de inanmaz, tepeden tabana inen devrimi savunurdu) ama onlarla iş birliği yapardı. zira kendisi politika oluştururken hiç bir zaman duygularını karıştırmadı işin içine. o dönemler de emperyalist batı ile ile uğraşırken bir de yayılmacı bolşeviklerle uğraşmak istemeyip islamik/bolşevik söylemi kullandı, işi bitince de ikisini de bir kenara attı.

    bugün komunist geçinenler atatürk'e karşı gelerek bu ülkede politika yapılamayacağına inandıkları için (atilla ilhan en başta) "kemalist sol" denen bir çizgi oluşturup tarihten habersiz bir biçimde sanki atatürk komunizme yakınlık göstermiş de anadolu devrimi emperyalizme karşı olduğu için otomatik olarak komunist bir hareketmiş gibi göstermeye çalışmaları da komik ve beyhude çabalardır. gene misal bugün aşırı milliyetçilerimizin bir yandan "turan hayalleri" kurup diğer yandan da "atatürkçüyüz sapına kadar" ayaklarına yatmaları da herhalde tarih bilmemekten. atatürk'ün o topraklarda gözü yoktu. zira atatürk türkçülüğü cumhuriyetten sonra keşfetti. ya da diyelim ki yeni kurulan cumhuriyeti ayakta tutmak için kullandı. bugün turan hayali diye peşinden koştuğunuz (enver de az koşmadı peşinden) toprakları da ruslar'a daha acil bir ihtiyaç için "hibe etti".

    türk eğitim sistemi tarih dersleri hiç bahsetmez bunlardan. varsa yoksa yunanistan'la yaptığımız savaşlar ve emperyalist batıya kafa tutmamız falan. hangi bedellerle o savaşı kazandığımızı halka çaktırmayı sevmezler. belki de azerileri ve diğer türkleri ne şekilde sattığımızı "saldırgan ve bilgisiz faşist sürüleri" oluşturmak için kurdukları eğitim sistemine alırlarsa amaçlarını gerçekleştiremeyeceklerini bildiklerindendir. ayrıca atatürk ve milli mücadele önderlerinin o dönem için "pragmatik" bir anlayışla kurdukları bu tarz ittifaklardan ve "biran önce bitsin bu işler" zihniyeti ile verdikleri ödünlerden bahsetmek ve halkın bunları bilmesine izin vermek de "kemalist ideolojiye" uymaz.

    şu anda süren savaşa bakış açınıza katkısı olur belki. gerçi başta dediğim gibi ben artık bunların hepsine bakmaktan da çok sıkıldım. arkamı dönmek ve "ne bok yerseniz yiyin" demek istiyorum da işte şartlar malum.
93 entry daha
hesabın var mı? giriş yap