36352 entry daha
  • sevgili ekşici dostlar,

    yaşam bir ikna etme ve ikna edilme döngüsü diyebiliriz. burada mesele "ben kesinlikle kül yutmam" tarzı yaşamak değil algı yönetiminin temel psikolojisini anlayarak göstere göstere golleri yememektir.

    ülkemizin kamuya açık belki de tek algı yönetimi uzmanı olarak bugün size sık kullanılan 3 psikolojik ikna yöntemini paylaşacağım ki kendinizi zararlı virüslere karşı koruyun.

    yöntem 1 : mekan sahibi avantajı

    alıştığımız çevre bizi rahatlatır. evimiz, işyerindeki masamız veya arabamız beynimizin içinde olmaya alıştığı stres seviyesi düşük ortamlardır. tüm gün koşturduktan sonra evinizdeki özel köşenizde kafa dinleyebilmenizin sebebi beyninizin bu ortamı çok iyi tanıması ve tahmin edilmezlikten kaynaklanan streslere girmemesidir.

    şimdi efendim bunun tam tersi olarak bilmediğimiz ve ait hissetmediğimiz her türlü ortam bizde stres duygusu üretir çünkü beynimiz bilinmez ortamlarda potansiyel tehlike arama radarlarını açar ve zihin gücünün büyük kısmını bu radara aktarır. burada yaşadığınız stres üstüne zihin gücünüzün koruma kalkanlarına aktarılması bünyenizi kandırılmaya acayip müsait kılar çünkü doğru dürüst düşünüp akıl yürütecek zihinsel enerjiniz kalmaz.

    bu sebeple sizi ikna etmek isteyenler bu maçı kendi bildikleri mekanlarda oynamak isterler. ikna edileceğiniz görüşmeyi kendi bürosunda veya evinde yapmayı teklif eder. önemli bir konuyu sana kendi arabasında yolda giderken açar. ya da her gün sürekli gittiği ve ıcığını cıcığını bildiği kafeye veya restorana davet eder.

    işte tüm bu sebeplerle dostum eğer önemli bir görüşme yapacaksan ve doğru dürüst düşünebilmek istiyorsan bu görüşmeyi mutlaka kendi mekanında ya da tanıdığın bildiğin bir yerlerde yapmayı planla. eğer bunu beceremezsen en azından iki tarafında bilmediği tarafsız bir mekan önerisinde bulun. ancak asla ve katiyetle karşındaki insanın mekanında ikna edilmene izin verme.

    bu taktiğin varyasyonları da vardır. örneğin seni ikna etmek isteyen kişi ilk görüşmeyi senin ofisinde yapar ama esas kararın alınacağı görüşme için kendi ofisine veya iyi bildiği bir restorana davet eder. üstüne üstlük işin içine bir de yemek içmek girerse hele de sana bol şekerli bir şeyler yedirirlerse senin beyin hoşafa döndü ve teslim oldu bil.

    yöntem 2 : ilk konuşturma avantajı

    bu yöntemde karşınızdaki kişi ikna edileceğiniz konu hakkında size basit sorular sorarak işe başlar. böylece düşünce tarzınız, istekleriniz, endişeleriniz ve potansiyel direnme noktalarınızı anlamaya çalışır. teklifini yapmadan önce zihin haritanızı ince ince çıkarır.

    bir ikna görüşmesinde en çok konuşan ve poker deyimiyle elindeki kağıtları en fazla gösteren kaybeder. bu sebeple size sorulan her sorunun aslında ciddi bir ikna girişimi olduğunu bilmeniz lazım. örneğin buzdolabı alacaksınız. satıcı size neden buzdolabı alacağınız konusunda soru soruduğu zaman verdiğiniz her cevap nasıl ikna edileceğinizi de gösterir. bu sebeple bir şey alacağınız zaman soruları soran siz olun ve araştırmanızı mutlaka önceden yapın.

    eğer çok konuşma huyunuz varsa bunun size ne kadar zararlı olduğunu anlamanın şimdi tam zamanıdır. eğer taktiksel olarak çok konuşarak hedef saptırmaya çalışmıyorsanız ağzınızdan çıkan her şey karşınızdaki kişiye müthiş ipuçları verir. örneğin ben bir satışçıysam ve iki ay sonra evlenecek olduğun bilgisini bana verirsen yedim seni dostum. sana tekerleksiz araba bile satma şansım vardır.

    kısadan hisse : çeneni kapat.

    yöntem 3 : gerçeklerin çarpıtılması

    bu aslında yalan dediğimiz olguya benzer ancak buradaki fark tamamen desteksiz yalan söylenmemesi ve size verilen bilginin sadece ufak kısmının çarpıtılmasıdır.

    bu taktik psikolojik operasyonlarda sıkça kullanılır. mesela akli dengesi bozuk biri bulunur ve bu kişi kandırılarak çırılçıplak biçimde tepki çekeceği bir mekana salınır. bu kişinin çırılçıplak görüntüleri çekilerek sosyal medyaya " kilisede çırılçıplak dolaşan kişi halkın tepkisine sebep oldu" başlığıyla sürülür. burada olay gerçektir ama organik değildir.

    kişisel olarak bundan kurtulmanızın en önemli yöntemi sorgulayıcı olmanızdır.

    önünüze konan her tür bilgiyi farklı kaynaklardan onaylatmak, etkili sorularla doğruluğunu test etmek ve bilginin sizde ortaya çıkaracağı duyguların hangi amaçla kullanılacağını anlamaya çalışmaktır.

    mesela eğer ihtiyacınızdan fazla şeker almanızı istersem "bir ay sonra piyasada şeker kalmayacakmış ben altı çuval şeker aldım evime götürdüm" türü verilecek bir bilgi sizi paniğe sokacaktır üstelik bu bilgi güvendiğiniz bir kişiden gelirse hiç sorgulanmaz. bu güvendiğiniz kişi de bilgiyi başka bir güvendiği kişiden almış olabilir. ancak bilmedikleri şey tüm bu "güvenilir arkadaşlar" zincirin başındaki kaynağın güvenilmez olduğudur.

    evet sevgili dostlar kısaca üç yöntem paylaştım. eğer sizlerden devamı gelsin hocam sinyalleri alırsam devamı da gelir. ne kadar ekmek o kadar köfte ekolündenim efendim.

    bu konularda geniş bilgiyi zaten yazdığım iki kitapta verdim. ismimi google hazretlerine aratmanız kitapları bulmanız için yeterli.

    bir de güzellik yapayım.

    you tube kanalımdaki "yem atma taktiği" videomu da bir izleyin derim. kaymaksız ekmek kadayıfı olmaz bu videoda yazının kaymağıdır.

    kanalım burada efendim.

    https://www.youtube.com/c/aydinserdarkuru

    güvenli ve keyifli günler dileklerimle

    sevgiler
5439 entry daha
hesabın var mı? giriş yap