5876 entry daha
  • 30 yaş üzeri bir kadın arkadaşımla olan sohbetimizde değindiğimiz fenomendir. meselenin global olduğunu belirtmek adına arkadaşımın rus asıllı bir batı avrupa vatandaşı olduğunun altını çizmek istiyorum.

    ayrıca yine belirtmeliyim ki; meseleyi beraberce ele alırken konuyu önce kadınların erkek tercihleri üzerinden inceledik fakat benim de şahsi ilişkilenme tecrübelerimi konuya dahil ettikçe meselenin cinsiyetler üstü olduğuna vakıf olduk.

    elbette yukarıda metodoloji açıklarcasınaki üslubumla vurguladığım noktalar ikimizin de tamamen sübjektif tecrübelerine dayanmaktadır, bir bilimsellik iddiamız bulunmamaktadır.

    özetle, iki cinsiyet için de ilgi çekici olan piç tercihinin ardında ilişkiyi mücadeleci ve bu mücadele dolayısıyla eğlenceli kılan, adrenalin temelli bir dinamik olduğu konusunda hemfikiriz. ders kitabı* misali bir tanımla “düzgün,” “ilişkilenmeye müsait” ve “sağlıklı ilişki” vaat edecek çeşitten partner adaylarını, piç partner tarafından vaat edilen rollercoaster* gibi ivmeli heyecan ve tutkuları bize sağlayamayacaklarının ön kabulüyle ıskartaya çıkartışımız üzerinde epey durduk. bu hususta fark ettik ki; ilişkilenmeye başlarken dahi geleceğe yönelik bir kurmaca metin üreterek karşımızdakinin kendisini bize gösterdiği birkaç anlık tecrübeden yola çıkarak hızlı tüketim senaryoları çiziyoruz ve içinde müdahil olmamız için kucak açmış elementler olmazsa dosdoğru kişiden cayıyoruz. yani, karşımızdaki kişinin problemlerinde gördüğümüz müdahil olabilme ihtimallerimize çekiliyoruz.

    bu problemlere karşı duyarlılığımızı, hatta dosdoğru atraksiyonumuzu ise derinlik ile bağdaştırdık. bir kişinin sorunlarının olması çevresinden önce kişinin kendisine bir külfettir ön kabulüyle dedik ki: özetle, kişi yaşayışıyla kavgalıysa belirli hassasiyetleri olmalıdır. hatta ben burada abartıp şunu da ekliyorum: bu yaşayış kavgasını ya da kendisini tanımladığı hassasiyetlerini dışarıya yansıtış şekli hatalı veya bozguncu olabilirse de bu durum kişinin hassasiyetine indirgenemez, kişi hassasiyetlerini yansıtırken bunu çarpık bir şekilde yapıyor olabilir. kişinin çekirdeğindeki hassasiyetleri ile onları dışarıya yansıtış biçimi arasında tutarsızlıklar olabilir.

    nihayetinde ise kendimizi düz insan ile kötü çocuk arasında seçim yapmaya zorlayıp durduğumuzu fark ettik. bunun sebebi tekrarlı örneklerimizi fark etmemizden kaynaklı;

    nitekim konu derinlik ve müdahale ihtimalleri ekseninde zemine otururken ve alternatiflerimiz kendi matrisimizde yalnız iki adetle sınırlıymış gibi görünürken aklıma şu analojiler geldi:

    mağara birey: derinlik vaat eden ve hem girmesi hem çıkması tehlike arz edebilen, içi sürprizler barındırabilecek kapasitede yaratıcı projeksiyonlara müsait bad boylar*;

    camdan villa birey: içine ve hayatına dahil olması kolay, geleneksel beğenilere uygun, az problemli olduğu imajını veren, iyi çocuklar.

    kanyon birey: derinlikleri, çıkıntıları, aydınlık ve karartılı noktaları aynı anda görünen ve gözleme açık, karşısındakini yaşayış tecrübesine ortak edecek davetkarlığı aktif olarak sunmayan fakat bütün yönlerini gösterir haliyle hali hazırda dışadönük olarak içini açmış, yukarıdaki hapsolduğumuzu düşündüğümüz dikotomiden kaçmak suretiyle keşfetmek istediğimiz kişi. örneği dahi var mı bilmiyoruz henüz.

    genel tavır olarak fark ettik ki, bad guy/girller ile olan tecrübelerimizin yıpratma payını kanıksayarak dahi övgüyle andığımız onlarla olan
    tutkulu ve gerçekten ilişki yaşadığımızı hissettiren ya da illüzyona sokan, aldatan ilişkilerimizden çıkıp da eğri oturup doğru düşününce karar verdiğimiz şekilde düzgün insan yani camdan villa birey aramaya koyulunca, bundan tatmin olamıyoruz. bu da tekrardan mağara birey aramamıza sebep oluyor. böylece sonsuz bir ikiliğin içine çözümsüzce hapsoluyoruz. oysa kanyon birey tahayyülümüz ile kendisini ortaya her—ya da olabildiğince— yönüyle koyabilen kişilerin varlığını kanıksamaya çalışmak bizi bu ikilikten kurtarıyor. zira bizi mağara bireylere çeken gizem ve müdahale ihtimalinin ardında derinliğe atfettiğimiz samimiyet yatıyorken bu derinliği dışadönük bir şekilde, şova dönüştürmeden, yalnızca olduğu kişi olarak gösterebilen kişilere de aynı keyif verici ilgiyi yöneltebileceğimizi fark ettik. hatta, bu "dışadönük görüntü"yü esasıda onların göstermeyeceğini, bizim zaten görüyor olacağımızı da vurgulayalım.

    eminim ki kadın ya da erkek fark etmez, bir şekilde bizimki gibi ikiliklere sıkışmış pek çok kayıp ruh vardır ve belki bir nebze şifa olabileceği düşüncesiyle iç görülü sohbetimiz ve ona dair çıkarımlarımı aktarmış bulundum.

    sağlıklı günler, saygılar…
655 entry daha
hesabın var mı? giriş yap