4 entry daha
  • uzun zamandır izlediğim en heyecanlı filmdi. evet, bütün o ağır temposuna rağmen hem de. uykusuzluktan bitkin bir haldeyken, iki üç defa "lan siktiret, gidip yatayım" diyerek televizyonu kapatma teşebbüsünde bulundum, ancak yine de filmi yarıda bırakamadım. "koltuğa çivilenmek" denen hadise bu olsa gerek.

    --- spoiler ---
    ayrıca, son sahnesi tam anlamıyla bende şok yarattı. kısacık bir an içinde 180 derece gidip gelmemi sağladı diyebilirim. esteban'ı hayvan doldururken gösteren kamera, yavaş yavaş yana hareket ederek köpeği gösterdi. işte o an sandım ki, olayların akışı içinde kendisini bir gölge gibi takip eden, geceleri de konu komşunun evcil hayvanlarını parçalamaktan geri kalmayan bu karanlık ruhlu itoğlu iti öldürüp doldurmuş. "aferin lan, içindeki vahşi yaratığı ortaya çıkardın sonunda, seni hayvan" diye keyiflenmişken, köpeğin hareket ettiğini, ölü olmadığını farkedince de, "ulan allah belanı versin, amın oğlu esteban" yorumunu yapıverdim. o kadar badire atlatmış, ama yine esteban, yine esteban.. herkes ölmüşken, azıcık uğraşıp zırhlı arabayı açarak parayı almaya bile tenezzül etmeyen naif esteban. o it kadar taş düşsün kafana senin. yönetmen, adamla ilgili tüm umutlarımı üç beş saniye içinde yerle bir etti resmen.
    --- spoiler ---

    yönetmen demişken, bu kadar erken aramızdan ayrılması tek kelime ile yazık olmuş. sinema dünyasının efsaneleri arasına girecek potansiyele sahipmiş bence.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap