6 entry daha
  • yıkama yağlamayı yaptık, biraz da spoiler tadında şeyler yazalım bu filmle ilgili...

    --- spoiler ---

    kasap seçimi harika. adam ne yakışıklı, ne de çok iğrenç. karizmatik gibi görünüyor, ama bön bakıyor. zaten öyle de olması gerekiyordu, iyi tercih. kurbanların kafalarını et dövme aletiyle patlatması (ki biraz da balyoza benziyor) tam kasaplık iş. fakat burada asıl enteresan ve çekici olan, kasabın metroya hep takım elbiseyle binmesi ve çantadan usulca balyozu çıkarıp, beyne indirmesi. zaten bu sahnelerde yapılan zaman zaman flu çekimler müthiş bir tat vermiş filme.

    kasabın şeker satan gençlere tam balyozu çıkarıyor gibi yapıp para vermesi çok iyiydi. salondaki heyecanı ve gülüşmeleri hissettim. kendi gibi bir insan azmanıyla karşılaştığında, o insan azmanının kasapla makara yaptığı an da süperdi. salonda herkes, "hahhaa şimdi görürsün ali sami'yi" der gibiydi.

    ***

    daha önce de bahsettim, metronun tünellerde ilerleyişi ve bu yolculuğun direkt makinistin gözünden verilmesi ayrı bir heyecan katıyor filme. bir süre sonra insanın kafasını, "ya bu kasap manyak mı sürekli metroda adam kesiyor?" soruları basıyor. çünkü sadece öldürmüyor kasap, kurbanların ayakkabılarını, giysilerini güzelce poşetleyip, kafasını tıraş ediyor, gözlerini çıkarıyor ve çırılçıplak tavana koyun gibi asıyor. ondan sonra vücut kesilip, fazlalıklar mezbahaya götürülüyor.

    kasap her gece en son seferi bekliyor, zaten son metroyu bekleme sahnesi, insanların vızır vızır geçişi, o hızlandırılmış sahne de güzeldi. o hareket saatleri yüzyıldır belliymiş ki, bunları o kasap ailesi albümünden anlıyoruz! tamam da "niye bu metronun vagonları kontrol edilmiyor" dediğiniz anda, makinistin de olayla direkt bağlantılı olduğunu anlıyorsunuz, tıpkı o siyahi kadın polis gibi. oldukça geniş bir teşkilat olduğu ortaya çıkıyor film ilerledikçe.

    kasabın adı mahoney gibi bir şeydi, mahoni geliyor insanın aklına. neyse, takım elbiseyi giyerken, vücudunun üzerinde bulunan ve keserek bir kavonoza koyduğu parçaların ne olduğunu anlayamadım. salonda, "sinirlerini kesiyor bak, hmmm" gibilerinden kötü espriler dolandı. filme de pek etkisi olduğu söylenemez.

    ***

    daha çok uzatmak istemiyorum, çünkü yazdıkça kafam karışıyor, daha sonra yine yazarım. şimdilik finalden bahsedip, mevzuyu kapatalım. "zorlama mı olmuş" sanki gibi bir düşünce geçti ama en azından özgün bir yaklaşım olduğu kesim. yani insandan önceki yaratıklar. onların beslenmesi, saklanması, korunması gibi bir düşünce. tamam her şey güzel de. bu teşkilat acaba devlet eliyle mi besleniyor? yani bunun için çalışan insanlar, karşılığında ne kazanıyor? öyle değil mi? bu tarih öncesi insan yiyen karanlık yaratıklar bu adamlara para ödüyor değil herhalde:)

    son olarak fotoğrafçı çocuğun yeni kasap olması sürecinde tek merak ettiğim, kasaplık dersi alıp almadığı. yani tamam adamları öldürürsün de, insan kesip parçalamak pek öyle sıradan bir iş olmasa gerek.

    bu filmin devamı gelir arkadaş...

    --- spoiler ---
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap