7 entry daha
  • üniversite yıllarımda bir aile dostumuzun evine bayram ziyaretine gitmiştik. evin küçük çocuğunun televizyonu 30 cm. uzaklıktan izlediğini ve merkezleri aynı değilmiş gibi hareket eden gözlerini görünce çocuğa acıyıp yanına gittim. televizyonu yakından seyretmemesi gerektiğini söyledim. tabi o zamanlar üniversitenin ilk yıllarında hemen her öğrencinin girdiği tribe ben de girerek; "olgunlaşıyorum artık. ailemle bir eve ziyarete gittiğimde evin çocuğunun bilgisayarıyla oynamak yerine büyüklerin sohbetlerine katılmam lazım. böylece büyüdüğümü ve üniversitede gerek kültürel gerek analitik gerekse sosyal olma yolunda çok şey öğrendiğimi insanlara hissettirebilirim" dediğim zamanlar yani. hikayemize geri dönelim. çocuk bana neden televizyonu yakından izlememesi gerektiğini sorduğunda büyüklerimizin bize küçükken dediği gibi "zararlı, ilerde gözlerin bozulur" demem gerekli ve yeterliydi. fakat ben "şimdi bu tüplü televizyonlar ekranın arkasına yerleştirilmiş olan elektron tabancasıyla çalışır, bu elektron tabancası da baştan aşağı tarama hareketi yaparak elektronları ekrana çarptırır ve görüntünün bize gelmesini sağlar. uzaktan izlediğinde bir şey olmaz fakat yakından izlersen bu tarama işlemini takip etmek zorunda kalır gibi olursun ve gözlerini gereğinden fazla yorar. bundan dolayı da zararlıdır" dedim. bunları dedikten sonra, benim nerdeyse üçte biri yaşımda olan çocuğun bana "bi s.kti git senle mi uğraşacam akşam akşam" bakışı vardı ki, odur budur ya ailemle bayram bile olsa misafirliğe gitmem ya da gittiğimde evin çocuğunun bilgisayarıyla oynarım.
61 entry daha
hesabın var mı? giriş yap