aşk

• şöyle bir örnek var kendisiyle ilgili sözlük diliyle yazarsak, ben bugün bunu gördüm.
  
  kısaca özetleyelim efendim. bir kadın var ellilerinin sonunda ya da altmışların başında. 30-35 yıl kadar önce bir adama aşık olmuş. kendisinden 20 yaş kadar büyük biriymiş. adam o dönem çobanlık yaparken, kendisi öğretmenmiş aynı yerde. ayrıca zihinsel özürlü bir de kızı varmış bizim çobanın. ancak aşkta mantık aramak mantıksızlık ne de olsa. çoğu kimsenin yapmayacağını yapmış, etrafına eşine dostuna aldırmadan evlenmiş adamla. arada çok hikayesi var ablanın ama mevzumuz bu değil. benim bu başlığa entryi girmeme sebep olan, aşk üzerine, kadınlar üzerine uzun uzun düşündüren kısmına geçeyim.
  
  evlenmelerinin üzerinden yıllar yılar geçmiş. hemen hemen ilk günkü tazeliğiyle devam etmiş aşkları. 4 yıl önce amcamız kanserle boğuşur olmuş. bizim abla bir yandan yatalak hale gelen kocasına bakmış, bir yandan evi ekonomik anlamda çekip çevirmiş. amcamız 4 yıl yatalak ve tamamen karısına muhtaç bir halde yaşıyor ve geçen hafta son nefesini veriyor. bundan sonrasını eşinin ağzından dinleyelim ve bir kadının aşkının nelere kadir olduğunu görelim.
  
  "son iki gün hemen hiç uyumadım. başından ayrılmadan elini tutarak geçirdik o iki günü. son gece bir ara uzaklara daldı uzun uzun baktı. gözleri yaşardı. ne oldu neden daldın dedim. cevap veremiyordu sadece başını salladı. bir kadını mı düşünüyorsun? yoksa eski bir aşkın mı aklına geldi dedim. ne de olsa kadınım işte. biraz hınzır gülümsedi. iyice işkillendim. bak eğer kalbini sızlatan, içinde ukte kalmış biri varsa yaz adını soyadını o kadını bulup getreceğim sana. gözünden iki damla yaş aktı. hayır dercesine başını salladı. birbirimize sarılıp ağlamaya başladık"
  
  sonra biraz daha ısrar edince amcanın derdini anlamış o ölürse ona kötü davranılar kimsesiz sahipsiz kalır diye düşüncelere dalmış. bir kaç saat sonra da vefat etmiş.
  
  yüce gönüllü kadınların yüce aşklarına....