9 entry daha
  • maddi değeri ne kadar fazla ise, o kadar bokuma benzeyen hediyedir.

    henüz 18 yaşında bile değildim. yaz tatilini her zamanki gibi yazlığımızın olduğu sahil kasabasında geçiriyordum. almanya'dan bir grup turist, pek de alışık olmadığımız üzere aynı kasabayı ziyarete gelmişlerdi. içlerinden biri ile arkadaş olduk. ben o zamanlar sevgi, aşk, meşk, ilişki vb şeylere epeyce uzak olduğum için kendisinin benden hoşlandığını falan pek anlayamamıştım. zira etrafımdaki bütün erkekler sadece arkadaşımdı. her neyse. denizde geçen bir günün sonunda, akşam her zamanki gibi yazlığın dandik diskosunda toplanmış, dansediyorduk. bu cebinden kocaman ve epeyce katlanmış bir kağıt çıkardı. bana verdi. mektup sandım. değilmiş. açtım. rengarenk kalemlerle yaşadığı yeri çizmişti. almanya-avusturya sınırında bir kasabaymış. minicik ve tek katlı evler, inekler, koyunlar, çayırlar, çiçekler falan. teleferik bile varmış! ahajha! sonra dedi ki: ''işte böyle bir yerde yaşıyorum. benimle gelir misin?''

    kendisiyle gitmedim elbette. ama sözkonusu resim, bugüne dek aldığım en güzel hediye oldu.

    edit: evet, hala saklıyorum.
2213 entry daha
hesabın var mı? giriş yap