5 entry daha
  • osmanlı - rus savaşında esir düşen bir osmanlı miralayı esir tutulduğu orenburg kentinde timuroğullarının (toskalta sülalesi) yardımıyla kaçırılır. rusların elinden kurtarılan miralay ülkesine (osmanlı imparatorluğu) doğru yola çıkmadan önce kendisine yardımcı olanlara teşekkür eder. rusyanın baskıları zaten yoğundur. bütün bunların üzerine bir de miralayın kaçırılması eklenince miralayı kaçıranların topraklarında çok fazla kalamayacağını bilen miralay der ki; birgün buradan göçetmek zorunda kalacaksınız o zaman osmanlı imparatorluğuna gelin!

    emir timur'un gözlerini kapadığı andan itibaren süren yıkım sürecini en fazla hisseden bu timuroğlu kolu (bir diğer kol hindistanda babür imparatorluğunda 1900 lü yılların sonuna kadar hüküm sürmüştür ) göç kararı alır. 1400 lü yıllarda semerkant'ta başlayan göç 1800'lü yıllarda hala devam etmektedir. bu defa istikamet osmanlı ülkesidir. sivastopol'a kadar kah at üstünde kah yürüyerek yol alan göçmenler türlü cefaya göğüs germektedir. yol boyunca bu tuhaf göç kervanına çeşitli insanlar katılır. tatarlar, çerkesler ile çeşitlenen kafile sonunda sivastopol üzerinden gemiyle anadoluya ulaşır. şimdi tek bir amaçları vardır. topal miralay'ı bulmak ve vaadettiği yurtluğu almak. sakarya'dan adım attıkları anadolu toprağında önce diğer ortasya göçmenlerini bulurlar. sonrasında akşehire gelirler bir süre burayı yurt tutarlar. sonrasında ise ilahi bir tesadüf ile topal miralayı mahmudiye'de bulurlar.

    topal miralay misafirlerini tanır ve onlara bugünkü osmaniye köyünün olduğu araziyi gösterir. 'buraya yerleşin size kimse ses çıkaramaz' der. gerçektende 2.mahmud vakfına ait olan topraklara yerleştirir misafirleri. kuru bir höyüğün dibindeki arazide yeni bir hayat bekleyecektir timuroğullarını. kuruhöyük dedikleri köylerinde diğerleri tarafından kimi zaman kıskanılırlar toprak tartışmaları yaşanır çevre köylerle. kimi zaman orta asyadan göçedenlere ev sahibi olurlar. öyle ki ikinci dünya savaşında rus ordusundan firar eden bir tatar tankçı subayı anadoluya gelir gelmez kuruhoyüğe gelir. köylü tarafından ağırlanır hatta bir dönem harada şoför olarak çalışır.
    kimi zamanda yurt tuttukları topraklara borç ödemek, vatan için ölmek zamanı gelir. çanakkale savaşlarına giderler şehit olurlar. bu şehitlerde abi kardeş cepheye koşan iki kardeşin öyküsü iç burkucudur. savaş çıktığını duyduklarında inşaat yapmaktadırlar, çalıştıkları duvarı yarım bırakır savaşa giderler,bir daha dönmezler... bu duvar bugün hala belirgindir, köy tarihini bilen yaşlı kişiler bu duvarı gösterebilirler...
    kurtuluş savaşında ise köy ilginç bir konumda kalır. işgalci yunanlılar köy yakınlarına karargah kurarlar. rusya dan göç ettikleri için köylüye dokunmazlar. ancak köylü onlardan aldıkları önemli istihbaratı mustafa kemal'in ordusuyla paylaşır. köylüler kimi zaman yunan cephesine sızar oradan adam kaçırır ve mustafa kemalin ordusuna teslim ederler. bir defa vatanlarından olan bu insanlar bunu ikinci defa yaşamak istememektedirler, ruslara olan kızgınlıklarını işgalci yunanlılara yöneltmişlerdir.

    köyün önemli misafirleri de olmuştur. otomobilinin lastiğini değiştirmek üzere duran atatürk köyde birkaç saat geçirir. o dönem otomobillerin lastiklerine keçe sarılmaktadır.

    köyün dışarıdan aldığı göç, ile nüfus yapısı tatarlar lehine bozulmuş kuruhöyük tam bir tatar köyü karakterini kazanmıştır.

    (bkz: toskalta)
hesabın var mı? giriş yap