678 entry daha
  • türkiye'de geçirdiğim süre zarfında adını en çok duyduğum adamdır ıssız adam. filmin her sinema salonunda oynamasını, reklamının bangır bangır yapılmasını geçtim, birtakim adamlara o da bir 'issiz adam'di yakıştırmaları yapıldığına şahit oldum; "yazık" demekten başka bir şey yapamadım. ancak boş değilim, ben de bu filme ve televizyonda her gün kafa ütüleyen sulu zırtlak dizilere karşı doluyum. o sebeple memleketime sözler hazırladım:

    türkiyem ruh hastasısın. arabesk'e olan bu sevgin, melodrama, duyguların pornografisine olan bu bağlılığın beni korkutuyor. (üstelik ben de tarafından büyütüldüğüm için kendimden de ürkütüyor.) sadece bu film değil, televizyonda gıy gıy gıy müzikler eşliğinde böğüren birtakım insanların oynadığı bitmek tükenmek bilmeyen ağlak diziler de cabası. aşk'ı, ilişkileri, duyguları, kadını, erkeği, aileyi vs algılayışın hastalıklı türkiyem. üstelik bu hastalıklı algılayışı birileri filmler, romanlar, oyunlar, diziler vs ile yeniden üretip önüne sunduklarında o arabeskizmi sahiplenişin narsistçe. yani hem ruh hastasısın, hem de halinden memnunsun. hem akli dengen yerinde değil, hem de kendini bu halinle çok seviyorsun. tedavi edilmesi en zor türsün. kaliteli bir mizah, hiciv, kara mizah vb kültürün yok. kendinle dalga geçemiyorsun; en sevdiğin şey kendine ağlamak. varolmanın dayanılmaz ağırlığısın. sınırların içinde yaşayan herkese de bu ağırlığı empoze ediyorsun.uzun lafın kısası. adamı madamı geç de, sen ıssızsın be ülkem. o paranoyak ruh halinde, o narsist/mazoşist bilinç seviyesinde kaldığın sürece, o ağlak psikolojinde ısrarcı olduğundan kimsesizsin, tenhasın, yalnızsın ülkecan. ben de seninle köklenmiş bir oluşum olarak, hem içimdeki hem de dışımdaki bu ağırlıkla mücadele etmekten sıkılıyorum, yoruluyorum. film de bu açıklamanın bahanesi olsun.
1259 entry daha
hesabın var mı? giriş yap