7 entry daha
  • hayattaki yegane amacı evinin kadını, çocuklarının anası, beyinin hanımı olmak olmayan kızdır. belki zamanı gelince hepsi olacaktır sırasıyla, kimbilir.. ama öncelikle yarım bırakılmaması gereken bir hayat, görülmesi gereken yeni ülkeler, tanışılacak yeni dostlar, yaşanması gereken yıllar, doyulması gereken bir gençlik vardır. içte kalan her heves gelecekteki muhtemel bir ilişkide ayrı ayrı sorunlar olarak patlak verecektir.

    sanıldığının aksine evlilikten uzak duruşun erkek düşmanlığıyla, aşırı feminist duygularla ya da evliliği tasvip etmemekle pek alakası yoktur. sırf o malum damgayı* yememek uğruna mahalle baskısına boyun eğmek, sadece zorunda olmak rahatsız eder kişiyi.
    birlikte büyüdüğü, mahallede çamura bata çıka yuvarlandığı, meyve dolu ağaçlara dalarak çocukluğunun en özgür günlerini geçirdiği aynı yaştaki erkek arkadaşı, yıllar sonra hayatına tek başına bir birey olarak devam edebilirken, seçimlerinde özgür bırakılabilirken, kızımız, 100 kişi olarak yaşamına devam edebilmek için debelenir (o ve susmak bilmeyen diğerleri). sık sık artık çocuk olmadığını vurgulayanlar, tek başına bu hayatta harcanıp gideceğini öğütleyenler, kadın kısmı nın öyle aklına her eseni kolayca yapmaması gerektiğini durmadan hatırlatanlar ile yaşamaya mahkumdur.. belki de bu yüzdendir günü gelince türbelerde evlenebilmeyi dilemek, gelinin ayakkabisinin altina adini yazmak, üniversitedeki son senede birden bire kaç yaşında olduğunun derdine düşmek, tanışılan her erkeğe potansiyel ''koca'' gözüyle bakmaya başlamak sonra kendi kendine sormak: ne yapıyorum lan ben??

    aslında istemeden de olsa tek yaptığı şey büyümek tir. hayallerini ertelemek istemeyişini de bırakırsak bir kenara,
    bu kız, belki de sadece çocuk kalmak isteyen bir kızdır. olamaz mı?

    (bkz: evliligi elestirip evlenenler) (bkz: hayatta her sey mumkundur)
203 entry daha
hesabın var mı? giriş yap